~13.BÖLÜM~

124 19 3
                                    









James evinden büyük bir hiddetle çıkarken öfkesinin neye, kime olduğu belli değildi. O zaman daima öfkeli, kızgın bir adamdı. Nedene de ihtiyacı yoktu. Şimdi de duruma öfkeliydi. Evden hiddetiyle ayrılıp arabasına bindiğinde hızla ayrıldı oradan ve söylenen hastahaneye sürdü.

İçindeki merak dayanılacak gibi değildi, hızı artıyordu çünkü bir an önce sonuca varmak, görmek istiyordu. İçindeki duygular birbirine girerek karışmıştı. En üstte de merak vardı. O soğukkanlı bir adamdı. Önce durumu görüp daha sonra değerlendirecekti!

Arabasını hemen park edip indiğinde gün kararmaya başlamış, ama onun gölgesinde bu karanlık paslı kalmıştı... Adımları tok sesler ile içeriyi inletirken sanki duvarlara vurup kulağa geri dönüyordu. Merdivenleri hızlıca çıkıp öğrendiği yere yöneldi ve uzun koridora girdi. Nefret ediyordu hastahanelerden!

Babasını ve Zack'i koridorun diğer ucunda gördüğünde oraya doğru yönlendi ve kendisine dönen kardeşine henüz yanına varmadan sert sesi, çatık kaşları ile sordu.

"Neyi var?!" Zack'in ve babasını yanına vardığında yine onları suçlayan ifadesi ile baktı. Suçları olmasada bakışlarından bu geçiyordu.

"Kontroller yapılıyor. Her şey bir anda oldu. Telefonda konuşuyordum, elindeki bardak düştü. Sonra da kendisi... Aklım çıktı!"

Zack hızlı nefesleri ile anlatırken gözleri babasına kaydı. Onun üzgün yüzünü gördüğünde kendi ifadesinin fakrına vararak onu yumuşatmaya çalıştı ve onun tarafına geçerek elini omzuna koydu.

"Endişelenme, genel bir durumdur." O da insanın moralini düzeltmekte ne kadar iyiydi ya!

"Artık korkuyorum oğlum, hastalığı her geçen gün ilerliyor. Onu kaybetme düşüncesi..."

Babasının acı çeken sesini duyduğunda hemen devreye girdi. "Öyle bir şey olmayacak. Daha doktor herhangi bir şey söylemedi sen neden böyle kanılara varıyorsun? Önce bekleyelim."

Gabriel başını sallarken içerisinde geçen korkuyu artık bastıramıyordu. Eşini kaybetmekten öyle korkuyordu ki...

Bir süre sonra doktor içersinde bulunduğu odadan çıkarak onların yanına geldi. Üçünde doktorun önünde merakla beklemişti.

"Bayan Victoria'yı genel testlerden geçirdik. Biliyorsunuz kendisi parkinson hastası ve bu hastalığı ancak ilaçlar ile geciktirebiliyoruz. Kesin olarak bir tedavisi yok. Her ne kadar ilaç ile tedavi etsek de hastalık ilerliyor... Beyindeki hücrelere bağlı olan bu hastalık onun hareketlerini git gide kısıtlıyor. Ellerinde, bacaklarında titremeler artıyor. Doğal olarak hayat standartları da gittikçe azalıyor. Şu an içinde bulunduğu duruma ne yazık ki tıbbi olarak kesin bir çözüm getiremiyoruz. Yalnızca ilaçlar ile geciktiriyoruz."

Gabriel kendisini iyice kötü hissederken işin gittiği yerin oldukça kötü olduğunu hissediyordu. Zack ise annesinin bu durumuna hiç olmadığı kadar üzülüyordu. Onun ne kadar hayat dolu bir kadın olduğunu biliyor ve bu hastalığı hiç yakıştıramıyordu.

James derin bir nefes alırken soğukkanlılıkla sordu. "Bundan sonrası için dikkat etmemiz gereken ekstra şeyler var mı?"

"Aynı şeyler; mümkün olduğunca uzanıp dinlenecek. Ama gün içerisinde belirlenen saatlerde ağır olmayan hareket yapacak. En iyisi kısa mesafeli yürüyüşler. Devamında ise dinlenecek. Dilerseniz kendisini görebilirsiniz."

Gabriel beklemeden odaya girerken peşinden de Zack girmişti. James doktorla ufak bir görüşme yaptıktan sonra annesinin olduğu odaya girdi. Solgun rengi ile uzanıyordu... Her geçen gün daha da kilo kaybediyordu Victoria...

Kadın Seri Katil #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin