BÖLÜM 4 "YAĞMUR"

67 12 117
                                    

Bölüm Şarkısı: Nil İpek-Havada Bir Hinlik Var

BÖLÜM 4: "YAĞMUR"

Bir insanın hayatı ne kadar sürede değişebilirdi?

Bir gün? Bir hafta? Bir ay?

Benimki bir gecede değişmişti.

"Bu Gürsoy pezevenginin Selinay'ın ölümüyle alakası olabilir mi?"

Yankı düz bir ses tonuyla konuşuyordu ama boynunda kalp atışı gibi atan damar aksi şekilde hissettiğini kanıtlar nitelikteydi.

"Eskişehirdeki çoğu aile henüz öğrenmedi. Gürsoy'lar da bilmiyor. Ama tuttuğu köpek seni İstanbul'da bulamayınca haberleri de alıp doğruca buraya gelecektir."

Yağmur çiselemeye başlamıştı. Yankı bunu farkettiğinde birasını tek dikişte bitirdi ve masadan arabanın anahtarlarını alıp ayağa kalktı.

"Öğrendiğin tüm detayları en ince ayrıntısıyla, öğrendiğin saniye bana söylemeni istiyorum Cihad. Bu işte yanımda olursan bundan sonra bana borçlu hissetmeni gerektirecek hiçbir şey kalmayacak."

Cihad başıyla onayladı. "Biliyorum, Yankı. Sözünün erisin. Ama bu iş bittiğinde bile bana yaptığın iyilikleri unutmayacağım."

Yankı da teşekkür edercesine başını eğdi. Bu hareket onu çok ağırbaşlı biri gibi göstermişti. Ne kadar kendini beğenmiş bir pislik olduğunu bilmesem öyle olduğunu düşünecektim.

Cihad aklına bir şey gelmişçesine Yankı'ya döndü.

"Yarın Gürsoy'ların düzenlediği bir davet var. Şirketlerinin yıllık tanıtımlarından biri gibi bir şey. Bilmek istersin diye düşündüm."

Yankı anladığını belli edercesine başını salladığında Cihad bana dönüp sıcak bir gülümseme yolladı ve ben de aynı şekilde ona bir gülümsemeyle yanıt verdikten sonra arabaya ilerlemeye başladık.

"Yağmur hızlanacak gibi." dedi Yankı havaya bakarken. Peşinde bir kiralık katil yokmuşçasına rahattı.

"Şu anda yağmurun hızlanmasından daha büyük bir derdimiz var bence." dedim arabanın kapısını kapatırken. Ön cama vuran yağmur takırtılı sesler çıkarıyordu.

"Peşinde kiralık katil var, Yankı. Cihad sana ulaşmak için beni bile öldürebileceğini söyledi."

Yankı arabanın motorunu çalıştırdı.

"O bizi öldürmeden sen onu öldürürsün, değil mi?" dedi arabayı ana yola çıkarırken.

Ona ters bir bakış atıp kollarımı göğsümün üstünde bağladım. "Haha! Çok komiksin. Dikkat et, sinirlerimi bozduğun için seni de öldürmeyeyim."

Yankı'nın telefonundan gelen melodi kulaklarımı doldurduğunda yana doğru döndüm ve camdan dışarıyı izlemeye başladım. Ona güvenmek için hiçbir nedenim yoktu. Beni kardeşinin katili olarak gördüğü için bir şey kanıtlamama izin vermeden şuradan ormanın içine bırakıp kaçabilirdi bile. Ama Cihad'ın da söylediklerinden sonra nedensizce hiç kimseyi sağlam bir sebebi olmadan o durumda bırakmayacak kadar onurlu bir adam olduğunu hissediyordum.

Yankı'nın odaklanamadığım telefon konuşması bittiğinde evin önüne gelmiş, arabayı park ediyorduk ve yağmur deli gibi hızlanmıştı. Öyle bir hızdaydı ki, arabadan inip eve girene kadar sırılsıklam olmuştuk.

SOĞUK BEDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin