#bts - whalien 52#V of bts - scenery.
❦İnsanları tümüyle tanıyamazdık.
Kafamıza Isaac Newton gibi elma düşse de, dünyadaki en başarılı insan analizcisi olsakta, ruhumuzun rekreasyona uğradığı hayatlarımızın hepsinizi hatırlasakta, asla dünyadaki insanları tanıyamazdık.
Neyi neden yaptıklarını geç nasıl birisi olduğunu bile tam olarak bilemezdik. Bu yüzden birisini birazcık tanıdığımız zaman iyi ya da kötü damgasını üzerine yapıştırmamalıydık. Çünkü insan iyi ya da kötü olamazdı. Sebepleri vardı; Nedenleri vardı ve duyguları vardı.
Sessiz diye tanıdığımız çocuğun odasına hiç gitmemiştik mesela, eğer oraya gitseydik odasındaki sesli aletleri görmek bizi şaşırtacaktı. Ama buna şaşırmamamız gerekirdi çünkü onu sessiz olarak tanımlayan kişi sadece bizlerdik, o öyle olduğunu asla söylememişti. Onu yeterince tanımadan, tanıdığımızı sanarak ona bu damgayı yapıştırmıştık. Belki de sadece konuşmaktan hoşlanmıyordu. Bu onun sessiz olduğu anlamına gelmezdi ki.
Kelimeleri bittiği yerde müziği başlıyordu. Düşünceye dokunan kelimelerin aksine müzik ruha dokunurdu. Onun ne kadar derin birisi olduğunu anlamadan sadece sessiz deyip geçiyorduk; oysa ruhundaki çığlıkların, çello simlerinin izleri o kadar belirgindi ki, kör olan sadece bizlerdik.
Ya da hep alay ettiğimiz yapışkan kızların ne tür bir hayat yaşadığını bilemezdik. Sevgiye bu kadar ihtiyaçları varken ve bunun için ellerinden geleni yaparken onları neden yapmacık diye damgalıyorduk ki?
Peki ya zorbalık yapanları? Onların hiç mi kalbi yoktu? Eve her gittiklerinde daha kapının ağzında fırlatılan şişeni yüzüne yemekten kıl payı kurtulan o çocukların suçu neydi peki?
İnsanların suçu neydi? Peki ya çocukların? Neden insanlara bu kadar önyargıyla yaklaşıyorduk ki? Biz de onlardan biri değil miydik? Onları korumak, belki müdahale olup bir şeyleri değiştirmek bizim elimizdeyken neden kolumuzu kesip dipsiz bir kuyuya fırlatıyorduk?
Neden etrafımızdakilerden anlayış bekliyorduk? Biz onları anlamaya bile çalışmamışken üstelik?
Her gece yıldızları hiç kimse izlemiyor mu sanıyorsunuz? Kayan yıldız gördüklerinde onun bir meteor olduğunu bildikleri halde hiç kimse dilek tutmuyor mu sanıyorsunuz? Ağlamıyorlar mı ya da hiç utanmıyorlar mı? Kendilerinden delicesine nefret edip, aşağılanmıyorlar mı sanıyorsunuz? Ağlayacak raddeye gelip yumruklarını sıkarak gülümsemiyorlar mı?
Herkes insan değil miydi?
Herkes insandı.
Herkes insandı ve herkes insanları yargılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
taç yaprağı
Novela Juvenil"İntihar etmek havalı bir şey değil ki," diye fısıldadım bir süre sonra. "Aptal." © yamen 2018