Bir Yunanca oyunu Latinceye çevirerek Yunan Tiyatrosunu Roma'ya tanıtan kişi Yunanlı Livius Andronicus'tur. İlk Romalı oyun yazarı olan Naevius, Fabula Palliata adı verilen türün de kurucusudur.
Livius Andronicus
Gnaeus Naevius, Fabula Palliata türünün kurucusudur. (Palliata, Yunan tarzı bir pelerinin Latincesi olan palyumdan geliyor. Bu tür pelerin giyen aktörleri işaret ettiği söylenir.)
M.Ö. 2. yüzyılda Roma Tiyatrosunun en önemli iki temsilcisi, Plautus ve Terentius, Yunan Yeni Komedyası'nı, Roma toplumuna uyarladı. Ama Roma'da tiyatroya gidenler, özellikle de Terentius'un daha düşünsel içerikli oyunlarını izleyenler nüfusun sınırlı bir kesimini oluşturuyordu. Roma tiyatrosu, en baştan beri, Yunan kentlerinden daha büyük bir nüfusun incelmemiş zevklerine cevap vermeye yönelikti. İzleyici çekmeyen oyunlara ayrılmış ödeneğin şenlik yöneticisince iptal edilebildiği bir ortamda, oynanan oyunlarda da gösteri öğeleri öne çıktı.
Titus Maccius Plautus
Yunan Yeni Komedyası maskeleriyle oturmuş bir şair (Menander) kabartması,
Princeton Üniversitesi Sanat Müzesi
Seneca
Seneca'nın bu gelişmeye bir tepki olarak yazdığı oyunlar (M.Ö. 1. Yüzyıl) oynanmaktan çok, yüksek sesle okunmak için yazılmıştır. Roma döneminde tiyatro sanatı ile ilgili en önemli eser, Horatius'un Ars Poetika'sıdır. Ars Poetika'da, tiyatronun eğitici işlevi ve biçimsel düzeni hakkında açıklamalar yapılmıştır.
Ars Poetica ile ilgili bir özeti yukarıdaki videoda bulabilirsiniz.
Quintus Horatius Flaccus
Başlangıçta Romalının iki temel uğraş alanı, askerlik ve çiftçilik olmuştur. Önceleri aile çiftlikleri biçiminde yapılan tarım, aile biriminin önem taşımasını sağlamış, ocak tanrıları yüceltilmiş, çocuklar aile içinde eğitilmiş, aile töreleri kutsallığını korumuştur. Ticaret gelişip, zenginleşen kişiler büyük topraklar satın alınca, aile çiftlik düzeni bozulmuş, büyük ekim alanlarında köleler çalıştırılmaya başlanmış, gelişen kentlerde geleneksel kültür dış kültürlerin özellikle Yunan kültürünün etkisi altına girmiştir. Bununla beraber kültürde ve sanatta bazı geleneksel özelliklerin korunduğu görülür.
Örneğin, Roma sanatının en belirgin ayırıcı özelliği, pratik yarara yönelik oluşudur. Romalılar sanatın her dalında günlük yaşamın gereksinmelerini göz önünde tutmuşlardır. Yapılar, yontular, oyunlar; işlevseldir.
Romalının işlevsellik anlayışı Yunanlınınkinden farklıdır. Eski Yunan'da yapıların dış görünüm güzelliği aranır, yontularda gerçeklerle ideallerin uzlaştırılmasına, en yüce değerlerin yansıtılmasına çalışılır, şiirde ve tiyatroda çok geniş anlamda bir eğiticilik gözetilirdi. Buna karşın Roma sanatından beklenen, günlük yaşamı kolaylaştırmak ve insanı bu yaşama daha iyi uyacak biçimde eğitmekti.
Publius Terentius Afer
Roma tiyatrosunun iki büyük komedya yazarı Plautus ve Terentius, Atina Yeni Komedyasından aldıkları konuları Romalının günlük yaşantısına, aile ilişkilerine uyarlamışlardır. Amaç, seyirciyi, günlük ilişkilerini yöneten kurallar konusunda eğitmektir. Yunan tiyatrosunda olduğu gibi ilgi, önemli siyasal sorunlara, yaşamın dramatik anlamına, gülünç çelişkilere yöneltilmemiştir. Roma komedyası dokusunu küçük sorunlarından örmüştür. Tiyatro genel ve ortak sorunlardan, insan yazgısının trajik anlamından uzaklaşmış, bireysel ve öznel olana yönelmiştir.
Üçüncü bölüm için devam ediniz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Temel Tiyatro Bilgileri
No FicciónBu kitapta tiyatro hakkında arayıp bulmaya çalıştığınız birçok konuyu bir arada bulabilirsiniz. Seneler önce tiyatro üzerine açmış olduğum blog sayfamda yer alan tüm araştırmalarımı toplayarak bir kitap altına topladım. Yazılar 2011 yılında blog ola...