Yüzümdeki ifadeyi silip yanlarına doğru ilerlemeye başladım bu sefer anlamadan dinlemeden bağırmayacaktım sanırım kotamı çoktan aşmıştım Anna ve Ash benim yaklaştığımı görünce uzaklaştılar bu beni ne kadar rahatsız etsede sesimi çıkarmayıp Justin'a sarıldım yüzünü boynuma gömüp kokumu içine çektiğinde parmak ucumda hafif yükselip ensesine öpücük kondurdum bilmezden gelip "Az önceki kızlar kimdi?" diye sorup ensesindeki saçlarla oynıyordum hala yüzünü görebilmek için başımı biraz geri çekmiştim onunda elleri belimi sarmalıyordu "Anna ve Ash" dedi. "Onların partide ne işleri var?" diye başka bir soru yönelttiğimde "Yapma Blaire! bu okulda ki herkesin katıla bileceği bir parti" dedi. Çocuk haklı Blaire kes kıskançlığı okulda ki herkese duyurulmuş bir partiydi bu en azında bizim gibilerin gelebileceği bir parti. "Peki.. Ne konuşuyordunuz?" dedim kendime engel olamayarak. "Parti hakkında konuşuyorduk" dedi sakince. "Anna'nın Ashley'le ne işi olur ki?" dedim. Justin gözlerini etrafta dolaştırıp "Bilmiyorum" dedi.
Parti güzel geçiyordu dans edip eğlendik kızlarla oturduk erkekler okulun basketbol takımının eyalet kupası hakkında konuşurlarken konuşmayı ne kadar dinlemek istesemde bizim kızlarla konuşmaya daldık Cara bana bakıp "Ash ve Anna, he. Biraz şaşırtıcı değil mi?" dedi yüzündeki ifadeyi saklayamayarak. "Biraz mı? Bence bu ikisi birşeyler karıştırıyor olabilir Blaire. Dikkatli ol derim" dedi Lily aslında haklıydı ben daha cevap veremeden Cara etrafına bakınıp "Bu iki sürtük nereye kayboldu?" dedi. "Bilmiyorum aslında bakarsan umurumdada değiller" dedim.
Biz kızlarla konuşmaya dalmışken Justin yanımdan geçerken ona bakıp "Nereye?" diye sordum. "Kızın biri üzerime içeceğini döktü üzerimi değiştirip geliyorum" dedi ellerini kaldırıp üstüne bakarap "Tamam" dedim. Justin eve doğru ilerlerken telefonum çaldı ortadaki sehpadan telefonumu alıp arayana baktım "Babam" dedim kızlara bakarak, telefonu açtım kulağıma götürdüm "Efendim babacım" dedim. "Blaire eve geri gel" dedi sesi sinirli geliyordu kaşlarımı çatıp "Ama Baba kızlarla---" dedim ama sözümü bitirmeme izin vermeyip "Sana eve gel dedim Blaire" dedi. "Tamam.." dedim. Bu neydi şimdi? babam asla nerede olmama saatin kaç olduğuna takılmazdı ama bu sefer sesi kızgın geliyordu ne olduğunu anlamamıştım. "Noldu?" diye sordu Lily. "Babam eve gel diyor" "Neden" dedi. "Bende bilmiyorum sanırım gitsem iyi olucak ben bi gidip Justina haber veriyim" dedim. "Tamam" dediler bir ağızdan el sallayıp Justin'ın odasına doğru gitmeye başladım merdivenlerden çıkıp odanın kapısının önüne geldiğimde kapıyı açtım. Karşımda gördüğüm manzarayla ağzım açık kaldı gözlerim dolmaya başladığın görüşüm bulanıklaştı elim hala kapının kulpunda duruyordu elimi ayakta durmak için kapının kolunda sıkıca tutuyordum Anna ve Ash kırmızı iç çamasırlarıyla yatakta uzanmışlardı ve Justin'ın üstündeki tişörtü yatağın kenarında duruyordu. Justin'la gözlerimiz birbirini bulduğunda dilim tutulmuş gibi hiç bişey diyemeyip arkamı dönüp merdivenden hızla indim birbirine yapışmış bedenleri ittirip kendime yol açtım ve kapıyı çarpıp çıktım. Merdivenlerden inerken Justin arkamda koşup birşeyler söylüyordu ama kulaklarım uguldadığı için onu duyamamıştım duysam ne fark ederdi ki o manzarayı bana nasıl açıklayabilir ki. Lanet olsun! Arabama doğru ilerlerken gözlerime biriken yaşlar bardaktan boşalırmışcasına akarken arabanın kapısını açıp bindim ve buradan hemen uzaklaşmayı dileyerek gaza bastım.
Eve geldiğimde kapıyı sertçe kapatıp bana şaşkınca bakan babamı ve o sürtüğün annesinin bana seslenişlerini ve bakışlarını umursamadan odama gidip kapıyı çarptım tuvalete gidip bir ıslak mendille yüzümdeki makyajı sildim ve daha fazla aynadaki yansımama bakamadan dudaklarımı sımsıkı kapadım çenem titremeye başladığında sesli bir nefes alıp yüzüme soğul bir su çarptım tuvaletten çıktığımda odamdaki uzun komidinden pijamalarımı alıp giymeye başladım dizlerim beni daha fazla taşıyamayacağını anladığımda gözlerim karardı ve yere düştüm, yerde can çekişircesine soluklar alıp hıçkırarak ağlamaya başladığımda odamın kapısı açıldı ve babam telaşla içeri girdi yanıma diz çöktüğünde başımı alıp dizinin üstüne koydu ve saçlarımı okşamaya başladı dediği şeyleri anlamasamda muhtemelen "Neyin var?, Noldu?" gibi şeyler soruyordur muhtemelen "Baba nefes alamıyorum" dedim cici annemi umursamadan, içimi çektim bu derinlerde bir histi anlatamayacağım Aşktan nefes alamıyordum, bunu bana yaptığı için nefes alamıyordum, bunu bana niye yaptın Justin? Ne istedin benden, Ne? Vücudumdaki hiç bir yerimi hissetmiyordum kalbimden başka. Sanki sadece kalpten oluşuyordum ve orada sadece Justin vardı, Oksijenden çok ona ihtiyacım var, Aşkına. "Baba nolur beni bi yere gönder artık burada olmak istemiyorum burada kalmak istemiyorum lütfen" diye hıçkırarak ağlarken kolunu tutup ayağımı yere vurmaya başladım. "Tamam" dedi anlıma öpücük kondurdu başımı yana eğdigimde kapıya yaslanıp bana yarım ağız gülen Anna'yı görmemle donup kaldım.
Evet kızlar yeni bölüm geldi. Eve saat 12:30'da gelince tabi şimdi yazabildim. Umarım beğenmişsinizdir. Sizi seviyorum. İyi sahurlar. Vote ve Yorumlarınızı bekliyorum şimdiden teşekkür ederim. ÖPÜLDÜNÜZ. 😘❤️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Good Girl Gone Bad
Fanfic'JLAİRE' Aşkın, Tutkunun ve Heyecan'ın ismi burası çok karışık okuldaki heyecanlı günler, sırlar, gençlerin yaptığı saçma şeyler, partiler, yeni aşklar, dedikodular ve herşey burada burası 'Pacific Academy College' bu lise çok değişik öğrencilerin d...