Peki o bakire olduğumu nereden biliyordu? Ağzımı tam açacaktım ki vaz geçtim. Nereden biliyorsa biliyor işte. Şuan kendimi kötü hissediyorum kendimi sevgilisi onu becermedi diye ağlayan sürtükler gibi hissediyordum tam anlamıyla sürtük olmasamda bunun için gerçekten ağlamıştım az önce. Ah!
Üzerimi giyinip aşağı indiğimde babama bir öpücük verip, arabada Justin'ın yanına oturdum.
Okula geldiğimizde Justin ilk dersine gitti benim dersimden birkaç dakika önce başlıyordu. Bende kantine gidip bir kahve içsem fena olmazdı. Dolabıma kitaplarımı bırakıp koridorda kantine doğru ilerlerken Cara ve Lily bana doğru neredeyse koşar adımlarla geliyordu. Cara aceleci bir şekilde "Telefonuna neden bakmıyorsun!" dedi biraz yüksek bir sesle. "Neden ne oldu ki?" dedim şaşırarak, ilk önce Lily sonrada Cara'ya baktım. Cara, Lily'ye söz hakkı tanımadan konuşmasına devam etti "Senin şu Ashley var ya? Bu okula kaydolmuş" dedi hızlıca. "Neee?" dedim şaşkınlıkla bağıran bir ses tonuyla. "Dahasıda var" diye devam etti "Sanırım Justin'ların evinde kalıyormuş" dedi. "Emin misiniz?" dedim. Cara, " Emin olmadığım birşeyi sence gelip sana söyler miyim?" dedi, Haklıydı. "Nasıl ya? Bunu bana neden söylemedi?" diye seslice düşündüm. Lily konuşmaya girip "Belkide kıskançlık yapacağını bildiği içindir Blaire. Cara'ya bunu sana söylememesini söyledim. Hemen olumsuz fikirlere kapılma. Belkide sana söyliyecektir" dedi beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama bunun hiç bir türlü açıklanabilecek bir yanı yoktu. Cara "Hadi ama Lily, polyannacılık oynamanın vakti değil" dedi. Lily tekrar konuşup "Bence onu da dinlemelisin" dedi psikolok edasıyla bu gerilen sinirlerimi daha fazla gerilmesine neden olmuştu, kafamı kaldırıp Lily'e baktığımda "Lily, saçmalama" dedim sinirle. Ve Lily konuşmaya devam ettti "Şuan sinirlisin Blaire seni tanıyorum öfkenle hareket etme evet o kız Justin'ın eskiden aşık olduğu bir kız ama artık arkadaşlar bunu kendide söylemedimi" dedi. Cara "Ne yani söylediği herşeye aptal gibi kanmasınımı söylüyorsun" dedi alayla. "Bak üzgünüm Lily ama beni anlayamazssın çünkü bir sevgilin yok, gerçi olmasına şaşırmamalı kim senin gibi bir aptalla çıkmak ister ki herşeye olumlu bakman ve sakin konuşman beni deli ediyor bana akıl vermeyi kes!" dedim bağırarak sesim boş koridorda yankılanmıştı. Arkama dönüp gitmeden önce Lily'nin dolmuş gözlerini ve Cara'nın ikimize şaşkın bakışlarla baktığını gördüm. Söylediklerime pişman olmuştum ama artık geri dönüşü yoktu söylemiştim Lily'le normalde kavga etmezdim bunu genellikle Cara'yla yapardım ama şuan ki sinirle ne yaptığımı bile bilmiyordum veya nereye gittiğimi sanırım en son kantine gitmeyi düşünüyordum.
Kantine gidip oturduğumda tırnaklarımı kemirmemek için kendimi zor tutuyordum. Başkalarına bulaşamadığım için mi bilmiyorum ama artık Justin'la kavga etmekten bıkmıştım birkaç hafta oldu ve biz her hafta ya da gün kavga edicek birşeyler buluyoruz illa ki biri aramıza giriyor hayır nereden çıktı bu kız anlamış değilim. Karşımdaki sandalyenin çekilip birinin oturduğunu gördüğümde bakışlarımı diktiğim yerden ayırıp karşımda oturan Justin'a diktim. "Selam" dedi başka bir ses yanına baktığımda Ashley'nin oturduğunu gördüm. O zaman karar verdim hiç birşey bilmiyormuş gibi davranıp paranoyalarımı bastırıcam ve bugün çıkışta Justinlara gidicem mutlaka beni davet edecektir ama kabul etmem bu kadar basit o sürtükle Justinla tek kaldığını zannedip sevgilime yaklaşacağı anda onu öldürürdüm sonrada Justin buna izin verdiği için onu öldürürdüm sonuç olarak katil olmak için geçerli bir neden. Bana daha önce neden söylemediğini bilmiyorum ama bunu ona sorucam. Piç! Görürsün sen Justin benden hiç birşey saklayamayacağını öğreniceksin. Nerde kalmıştık en son bizim kızıl fahişe bana gülümseyerek "Selam" demişti. Ona bakıp dudaklarımı zorlamaya çalışarak soğuk bir gülümsemeyle karşılık verdim daha sonrada Justina ölümcül bakışlar attım. Yerimden kalkıp Justin'ın dudağına küçük bir öpücük kondurdum. Ashley'nin küs veya aramızın bozuk olduğunu zannetmesini istemeyiz sonra yüz bulup sevgilimin ağzının içine düşebilir zaten geldiği günden beri yüzümün güldüğü pek söylenemez bunu sezdiği içinde Justina daha fazla yüz buluyor olabilir. Ah benim salak sevgilim! Ashleye arkadaş gözüyle baksada o sürtüğün ne mal olduğu yüzüne bakınca okunuyordu zaten ayrıca erkek milletine güven olmaz eski sevgilisi yanındaykende trip atmamak lazım hele ki aynı evde kalıyorlarsa. Doğru ya bunlar bide aynı evde kalıyorlar, bunu hatırlamak istemeyeceğim kadar bilinç altımda en diplere ittim ve normal gözükmeye çalıştım. Gülümse Blaire!
Justin "Okuldan sonra napcaksın?" diye sordu. "Hiç muhtemelen eve giderim, sen?" dedim umursamaz bir tavırla. "Son derse girmiycem eve gidip yatıp dinlenicem" dedi yorgun bir şekilde. "Bende son derse girmiycem seninle geliyim" dedi Ashley sürtüğü. "Tamam" deyip kalktılar. Justin dudağıma öptükten sonra gittiler. Bende arkalarından baka kaldım tabi. Yine birşey söylememişti. Beni davet bile etmedi. Justin ne bok yediğin belli değil. Niye benden saklıyorsun? Söylesene ama yok yine söylemedi üstelik onunla kalkıp gitti yanımdan. Ah hadi ama! 😔
Bugünlük derslerim bitince eve gidip üstümü değiltim kısa bir şort ve üstüne beyaz askılımı giydim Raybanlarımıda taktıktan sonra parmak arası terliklerimi giyip evden çıktım arabama atlayıp Justinın evine doğru sürmeye başladım içimde bir sıkıntı vardı neden bana söylemiyordu? Neden saklama gereği duyuyordu?
Justin'ın Ağzından
"Ne yersin?" diye sordum Ashley'e.
Dün babam bizde kalması için ikna etmişti onu Ashley'i sever deyim yerindeyse kızı gibi görür. Ashley'i ailedeki herkes tanır ve sever. İyi bir arkadaştır. Şuana kadar kötü günlerimde yanımda olan nadir insanlardan bide bizim çocuklar tabi.
"Fark etmez banyo yapıp geliyorum acele etsen iyi olur çünkü acıktım!" diye bağırdı odadan.
"Tamam pizza söylüyorum" diye cevap verdim.
Elime ev telefonunu alıp pizzacının numarasını çevirdim ve iki tane büyük boy karışık pizza istedim.
Yarım saat geçtikten sonra kapının zili çaldığında salondan kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda karşımda Blaire duruyordu. Hoş sanılmayacak bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu sinirlimiydi? ama neden? Kapının pervazından çekilip içeri davet ettim. Blaire içeri geçerken "Hoşgeldin sevgilim" dedim gülümseyerek. Yanına gidip kendime çektim ve "İyi ki geldin bizde pizza sipariş etmiştik" dedim burnuna hafif bir öpücük kondurarak.
"Bizde?" diye sorduğunda. Ona hala Ashley'nin bizim evde kaldığını söylemediğimi fark ettim. Sıçtın Justin! diye içimden geçirirken.
Merdivenlerden inen Ashley'nin sesi duyuldu "Pizzalar geldimi? Ne çabuk" dedi. Blaire'ı gördüğünde merdivenlerin yarısında durup bize baktı ve gülümsedi "Ah! Merhaba Blaire! Geleceğini bilmiyordum" dedi gülümseyerek. Blaire, Ashley'i gördüğüne pek memnun olmamış bir şekilde bana ölümcül bakışlar atıp konuşmaya girdi "Ne işi var bu kızın burda?" dedi sinirle. İşte yine başlıyorduk. Tamam kıskanç Hatun! Sanırım bununla baş edebilirim.
Blaire'ın Ağzından
"Ne işi var bu kızın burda" dedim tıslayarak.
Justin suçlu bir çocuk gibi "Imm..Sana söylemeyi unuttum. Ashley birkaç gündür bizde kalıyor" dedi ensesini kaşıyarak. "Unuttun mu? Ciddi olamassın. Ne işi var bu kızın senin evinde bana bir açıklama yapar mısın?" diye bağırdım. Başka bir ses "Burası benim evim kücük hanım" dediğinde. Üçümüzde kafamızı kapıya doğru çevirdik ve karşımda gördüğümde ağzım büyük bir şokla açıldı.
Gerçekten mi? Şimdi mi?
Karşımda Bay Bieber duruyordu. En kötüsüde bağırışlarımı duymuş olmalıydı ki bu üçümüze soru soran bakışlarını açıklıyordu.
Rezil Oldum!!!
Vote ve Yorum 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Good Girl Gone Bad
Fanfiction'JLAİRE' Aşkın, Tutkunun ve Heyecan'ın ismi burası çok karışık okuldaki heyecanlı günler, sırlar, gençlerin yaptığı saçma şeyler, partiler, yeni aşklar, dedikodular ve herşey burada burası 'Pacific Academy College' bu lise çok değişik öğrencilerin d...