Anne Boleyn'in kendi ağzından okuyacağınız bu tarihi kurgu hikaye ile adeta zamanda yolculuk yaparak Tudor saraylarının kapılarını aralayacaksınız.
~
İngiltere sarayında Tudorların entrikalarını okurken kendinizden geçmeye hazır olun! Yüzyıllardır...
Ertesi sabah Mary ile sarayda kaldığımız odadaydık ve iki yeni elbisem dolabıma kaldırılıyordu.
"Onlar kimin?" diye sordu Mary yattığı yerden
"Kimin olacak tabiki benim" dedim gülümseyerek."Kralın hediyesi."
Hiçbir şey söylemeden başını salladı ve gözlerine biriken yaşları görmemi engellemek için başını başka tarafa çevirdi.
Neredeyse ona acıyacaktım.Neredeyse...
Hamal gelip kapıya vurdu ve ben de elbiseleri geri göndermesini söyledim.
Mary anlamaz gözlerle bana bakıyordu.
Açıklamak için hamalın odadan çıkmasını bekledim.
"Bana kur yapıyor ve ben onu ve onun bana gönderdiği hediyeleri alarak buna ortak olmak istemiyorum" dedim.
"Emin misin?Yoksa bu da bir çeşit oyun mu?" diye sordu Mary.
"Çabuk öğreniyorsun kardeşim" dedim ve gülümseyerek odadan çıkıp onu yalnız bıraktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
Sonbahar 1526
Londra'ya kralın en sevdiği saraylardan birine geri döndük ama kralın keyfi yoktu.Kraliçe artık kesin olarak adet görmüyordu ve bir erkek varis dünyaya getirmesi neredeyse imkansızdı.
Kralın bana ihtiyacı vardı.Bana ve benim fikirlerime.
Uzun yürüyüşlere çıkıyor ve akşamları sabaha kadar dans ediyorduk.Artık bana tam anlamıyla aşık olduğunu hissediyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Derken bir aile toplantısı yapılması kararlaştırıldı.
Dayım sessiz bir ilgiyle beni ve Mary'i süzüyordu.
"Anne,kızım geri çekilmelisin."dedi. Doğrudan bana bakan gözleri ateş saçıyordu.
"Neden?" diye sordum
"Sen Kralın Mary'e olan ilgisini azaltıyorsun,artık onu düşünmüyor bile" dedi bağırarak.
"O başından beri Mary'i hiç düşünmedi ki!"dedim vurgulayarak.
Mary ise sessizce başını öne eğmişti.
"Hever'a geri dönüyorsun"dedi dayım kesin bir tavırla.
"Yine ne yaptım Tanrı aşkına!?" dedim
"Son kararım budur" dedi kesin bir şekilde.
Aklımdaki bu değildi.
Kesinlikle bu değildi.Ama dayım emrettikten sonra gitmekten başka çarem de yoktu.Sessizce başımı önüme eğdim.Ayağa kalktım ve reverans yapıp odadan ayrıldım
Odama geldiğimde kendimi yatağın üzerine atıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tanrım...Neler oluyordu bana böyle?
Kral Henry'den uzakta kalma düşüncesi neden beni böyle rahatsız etmişti?
Evet başta her şey bir oyunla başlamıştı.
Kralı avlama ve onu ayartma oyunu...
Şimdi neler oluyordu?
Yoksa...Ben...Ona aşık mı olmuştum?
*****
13.BÖLÜM SONU
Sizlerden minik bir ricam var 😇 Beğeni ve yorum bırakmayı ihmal etmeyin 😊
Beğenileriniz ve yorumlarınız benim için çok değerli ve motivasyon kaynağı...🥰
Sizlerden gelen geri dönüşler ve yorumlar ile yeni bölümü daha hızlı şekilde yazıp sizlerle buluşturabilirim..✔️✔️
