değişim

4.9K 447 139
                                    

"Aptalsın." Elimdeki bardağı yine kafama dikmeden önce göz devirmiştim bana edilen sözlere. "Çok aptalsın hemde."

Bardağı sertçe masaya bıraktım. Amacım sinirimi göstermek falan değildi. Gözlerim kayıyordu ve bardağı bile yerine koyamıyordum. "Bilmediğim bir şey söylesene Joon-ah." Rahatlamak için geldiğim bar beni daha çok daraltmıştı. Nefes bile alamıyordum leş gibi kokan yerden.

"Gerçek asla yalan kadar acıtmaz derler. Bak, bu senin durumuna feci uyuyor." Namjoon'sa benim aksime daha ilk bardağındaydı. Kafası yerinde ve Jin'den bir şey saklamadığı için hali güzeldi. Gerçek de acıtacaktı. Jimin bana gerçek hislerini göstermeyecek ve ne istiyorsam yapmamı söyleyecek ama kendisi içten içe mahvolacaktı. Hem tanrı aşkına 'Bir aktresle sevgili olacağım' nasıl denirdi ki? Ne sikim konuşuyorum? Ben kimseyle sahte de olsa sevgili olmayacağım.

"Konuşacağım. Hatta bu gece. Hatta şimdi kalkıyorum." diyip ayaklandığımda yerlerin kaymasıyla dengemi kontrol edemeden oturmak zorunda kaldım. Her yer fena dönüyordu. Namjoon'un gülmesiyle ona baktığımda yüzü bulanıktı. Ben bulanık görüyordum. "Beni eve bıraksana Monie."

Tek dikişle kalan yarım birasını bitirdi ve yanıma gelip kolunu belime doladı. Gözlerim kapalı halde, ağırlığımı Namjoon'a verip yürüdüm. Bardan çıktığımız gibi yüzüme vuran keskin rüzgar yaşadığımı hissettirdi. İçerisi amma da basık ve havasızmış.

Arabanın ön yolcu koltuğuna oturtturulup kafamı cama yasladım ve aklımda söyleyeceklerimi toparladım. İlk yalanım şuydu. Bugün Namjoon'la bara gitmek yerine ona şirkete çalışmaya gideceğim demiştim. Çünkü evde onunla kalmak beni kötü hissettriyordu. Onun bana olan sıcak davranışlarını haketmiyor ve kendimi yalandan var olmuş gibi hissediyordum. Üstelik olay tam da şöyle olmuştu. Jae uykudayken Jimin'le ateşli bir öpüşmeye başlamış ve tam daha ilerisine geçeceğimiz vakit kalkıp şirkete yetişmem gerektiğini söylemiştim. Onu orada kendim gibi sertleşmiş halde bıraktıktan sonra arabama binip yine kafamı defalarca direksiyona vurmuştum. Eve gidince nasıl bir tepkiyle karşılanacağımı şuan kestiremiyordum.

Arabanın durmasıyla gözlerimi açtım ve Namjoon'a döndüm. "Bol şans adamım. Gerçekler her zaman iyidir."

Gülümsedim. Burukça. "Sağol Monie. Arabayla git. Yarın beni almaya gelirsin." Arabadan çıktığımda tökezleyerek kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı çalmadan önce kendime çeki düzen vermeye çalıştım. Üstümü ve saçlarımı düzelttim. Jae'nin bu saatte uyuduğunu bildiğimden yavaşça kapıyı tıklattım. Beklemek işkence gibiydi. Beklemek kalbimin atışını hızlandırmış ve kulaklarıma basınç uygulamıştı. Bir kere daha vurdum sessizce. Jimin'de uyumuş olmalıydı. Kol saatime baktığımda gece ikiye geliyordu zaten. Sonra aklıma anahtarım olduğu geldi. Cebimden çıkardığım anahtarı kilit yuvasına sokmak dünyanın en zor işiydi şuan benim için çünkü beş kere falan düşürmüştüm. En sonunda derin bir nefes verip gözlerimi kıstım ve yerleştirdim anahtarı. İçeri girip kapıyı kapattığımda ev karanlıktı. Dediğim gibi Jimin'de uyumuştu ve benim işim yine yarına ertelenmişti ve yine aklımı kurcalayacak, yine beni uyutmayacaktı.

Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Hatta duş almam gerekiyordu ayılmam için ben de üşenmeyip duşa girdim. Bunda Jimin'in yanına yatacak olacağımın da büyük bir payı vardı. Kısa bir duştan sonra bornozumla odama geçmeden önce Jae'nin odasına uğrayıp onu öptüm ve üstünü örttüm. Odama girdiğimde Jimin'in kendi tarafında duvara dönük uyuduğunu gördüm. Gülümsememe yetti bile. Evimde, yatağımda onu böyle görmek beni aşırı derecede mutlu ediyordu. Üstelik emindim ki şuan benim kıyafetlerimden de giyiyordur.

Hemen kurulanıp boxer ve şortumu giyindim ve yatağa geçtim. Jimin'in olduğu tarafa dönüp ona yaklaştım ve ellerimi belinden geçirip sarıldım. Benim yeni duş alan soğuk bedenime nazaran sıcacık bedeniyle aramızda sanki bir reaksiyon gerçekleşiyordu. Uyandırmadan yavaşça onu kendime yasladım ve omzunu öperek kafamı yasladım ensesine. Aklıma kötü şeyler getirmemeye çalıştım. Düşünmemeye ve yarın her şeyi anlatacağıma inanarak uykuya dalacaktım. Bir on dakika falan böyle inanarak yattım. Sonra tüm gardım düştü birden.

just babysitter | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin