büyükbaba

3.8K 332 254
                                    

"Gübaydın."

Yüzümde hissettiğim elle huysuzlanan bir ses çıkartıp yattığım yerden ters köşeye çevirdim başımı. "Gün daha aymadı. Sarıl bana ve uyuyalım."

Duyduğum kahkahayla gözlerimi aralayıp tekrar arkamı döndüm. Jae'yi dibimde, Jimin'i ise telefonunu bana doğrultmuş olarak görmek başta anlam ifade etmese de sonra videoya aldığını anladım.

"Jae mi dedi? Jae günaydın mı dedi?"

Tüm sabah güzelliğiyle karşımda olan kutsal Park kafasını salladı. "Konuşmaya başladı. Cidden akıcı olarak konuşuyor." Başımı Jae'ye çevirdim. Tüm munzurluğuyla sırıtan oğlumu kucaklayıp sarıldım sıkıca. "Senin konuşman demek benin yaşlanıyor olmam demek değil mi?"

"Ebet."

Jimin'in yine ilahi kahkahasını duymuş bu sefer ben de katılmıştım. Jae'ye sarılmayı bırakmadan Jimin'e bakıp elimi ona doğru uzatıp yanıma gelmesini işaret ettim. Direkt dudaklarına yönelip günaydın öpücüğümü çaldım. Karşılık vermesi uzun sürmeyen sevgilimin dudaklarının kıvrıldığını hissettiğimde geri çekildim. "Neye gülüyorsun sen?"

"Yaşlı gibi öpüşmüyorsun. Yani endişelenme."

Kaşlarım çatılırken sormuştum. "Yaşlı birini mi öptün?"

"Tanrım, hayır."

Güldüm ve ikisine de sıkı sıkı sarıldım. Jae böyle ani ataklarımı hissettiğinde bağırarak güler ve ve benden kaçmaya çalıştı. Kolumdan kurtulmaya çalışırken nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde ayağıyla burnuma tekme attı. İnleyerek onu bırakmamla burnumu tuttum. Nasıl bir bebek gücüyle vurduysa burnum kanamaya başlamıştı.

Jae'nin bu yaşına kadar kan görüp görmediğinden bile emin değildim ama çok korktuğunu sezdim. Ağlamaya başladığında Jimin'e onunla ilgilenmesini söyleyip tuvalete koştum.

Jae'nin ağlaması bir dakika kadar sonra kesildiğini duydum. Burnumu suyla yıkadım ve pamukla tıkayıp aynadan baktım. Nasıl o kadar güçlü vurabilmişti gerçekten? Gülesim geldi. Jae'yi karateye yazdırmayı düşünecektim.

"Küçük bir bebekten tekme yedin ve gülüyorsun ha?" Aynadan, gelen güzel adama baktım. Güldüm ve ona döndüm. "Karate diyordum. Jae bizi herkesten korur."

Kendisi de gülmüş, iyice yaklaşıp burnumu incelemişti. Düşünceli bakışlarıyla seksi görünen sevgilime dayanamadım ve poposuna hafifle sert arası bir şaplak attım. Jimin'i takip edip banyoya doğru adımlayan Jae bunu gördüğünde şaşırarak bana baktı ve sonra beni gelip Jimin'den ittirdi. Bir baba olarak dışlanmış hissettim..

-

"Jae baban da üzümü çok seviyor. Neden Jimine uzattığın gibi bana da uzatmıyorsun?"

Jae bana doğru uzattığında alcağım sırada üzümü yere fırlattı. Jimin bu sefer gülmeden vereceğim tepkiyi bekliyordu. Jae benden uzaklaşıyor olabilir miydi? Beni gözünde nasıl biri olarak canlandırmıştı son zamanlar çözemiyordum.

Üzümü yerden aldım ve ona yaklaştım. "Yemeklerini yere atma. Anladın mı? Bu güzel bir şey değil." Kafasını salladığında geri çekilip arkama yaslandım. Jae, onun yüzünden izlediğimiz çizgifilme geri daldığında Jimin yanıma sokuldu. Omzumu öpüp başını kucağıma yasladığında elim saçlarına gitti. "Neden böyle yapıyor?" dedim.

"Aslında her zaman yaptığı yaramazlıklar. Bana da yapıyor." dedi boştaki elimi kavrayıp okşarken. "Bu aralar gerginsin. Bir şey mi var? Canını sıkan ne?"

just babysitter | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin