Öhm smut öhm..
~
Parmaklarımızı kenetlerken hala gözlerime bakıyordu. "İzin ver, sana seni ne kadar sevdiğimi göstereyim."
Algım kapanmaya yakınken ağzından çıkan sözlerle nirvanada gibiydim. İzin almasına gerek yoktu. Bedenim, tüm hücrelerim onun esiri olmuştu zaten. Gözlerim kayarken daha fazla dayanamadım ve kapadım gözlerimi. Yavaşça onaylar şekilde başımı salladım ve kollarımı boynuna dolayıp destek aldım ondan. Hemen beni saran kollarıyla mayışmıştım. Çok fazlaydı bana. Çok geliyordu.
Gözlerimi açtığımda beni izleyen derin bakışlarıyla karşılaşmak yine vurmuştu kalbimi en derinden. Bana böyle güzel baktığında ağlayasım geliyordu. En güzel şekilde sevmeye çalışıyordum onu.
Bedenlerimiz tek vücut olmuş, yatağıma ilerliyorduk. Ben asla yürüremiyordum ki sevdiğim adamın kollarındayken buna pek de gerek yoktu. Gözlerimiz birbirinden ayrılmadan ulaştık yatağa. Yavaşça bıraktı beni yatağıma. Bebek yatırırmış gibi yatırdı beni. Çünkü Park Jimin bebeklere alışıktı. Kendisi de bir bebekti ve ben delirecektim. Kalçaları tam kasıklarıma gelecek şekilde oturdu üzerime. Bu derince inlememe neden olsa da utanmadım bu sefer. Kulaklarımız ve duvarlar çoktan şahitlik etmişti zaten zevkten dolayı çıkan seslerimize. Ellerim kalçasına gittiğinde o da yavaşça sürtünmeye başladı bana. Kalçasını güzel bir frekansta hareket ettiriyor, dolgunluğu beni başka diyarlara uçuruyordu. Elleriyle üst bedenimi okşuyordu ve dudakları her yerimdeydi. Sabit değillerdi asla. Boynumda, yüzümün her yerinde, kulağımda, göğüsümde ve muazzam hissettiren daha birçok yerde.. O dudaklarda cennetin tadı vardı ve öptüğü her yer ıslah ediliyor gibiydi. Vücudum Jimin'den sonrası diye ayrılmalıydı. Dudaklarının değdiği yerlerin sanat eseri olması gerekiyordu. Dil darbelerine ısırıkları da eşlik etmeye başlayınca artık ruhum beni terkedecek sandım.
"Siktir J-jiminie. Harika hissettiriyorsun."
Emmelerini daha da güçlendirdi ve bunun acısı bana daha çok haz verdi. Bornozumun iplerine eli gittiğinde o an nasıl bir pozisyonda olduğumuzu anladım. Biz..bir şeyler yapacaktık. Yerimde terler dökerken ellerinin bornozumun iplerini yavaşça açmasını izledim. Göğüsümü tamamen bornozdan kurtardı ve göğüs uçlarıma yöneldi. Zevkten dört köşeydim ve ellerimi onun vücudundan ayıramıyordum. Bebek gibiydi cildi. Ellerim tişörtünün içindeyken aniden ben de onun tişörtünü çıkarttım.
"Siktir siktir siktir." dedim güzel vücuduyla karşılatığımda. Eşsizdi. Benimdi. Direseklerimin üstünde doğruldum ve ellerimi tüm vücudunda gezdirmeye başladım. Ona değen parmak uçlarım karıncalanıyordu. Yasak elma gibiydi. "Sen muhteşemsin." dediğimde gözlerine döndüm. Suratında anlamlandıramadığım bir bakışla o da başı eğik, kendisine bakıyordu. "Sen daha güzelsin." deyip tekrar bana yöneldiğinde güldüm. Dudaklarımı sertçe öptü bu sefer. Sızlıyordu dudaklarım onun için. Kavruluyordum onun için. Tutuşmuştum yine onun için. Dudakları boynumdan göğüsüme inip göğüs uçlarımı bulduğunda çıldıracak gibiydim. Bu basit şey yüzünden bile inlemelerimi kesemiyordum. Bana sadece o böyle hissettirebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just babysitter | yoonmin
Fiksi PenggemarPark Jimin, senin sadece çocuğumla ilgilenmen gerekiyordu.