UnderTale Fanfic: -ACI-

Bölüm 2

Gaster arkasında bir blaster oluşturdu. O böyle biriydi. Sinirlerini kontrol edemezdi bazen. Asgore hemen yanına gitti.

Asgore: Gaster, gidiyoruz!

Gaster hiçbir şey demeden arkasındaki blasterı yoketti. Sonra başkanın kulağına fısıldadı;

Gaster: Eğer Asgore olmasaydı.. Buraya adımımı atar atmaz seni öldürürdüm. Cidden.

Ardından odadan ayrıldı. Aliza, Toriel ve Asgore da aynısını yaptı. Kral Asgore, Gaster'ın arkasından seslendi.

Asgore: Gaster! Konuşmamız gerek!

Gaster, Asgore'un yanına gitti. Toplantı salonunun bahçesinde konuşmaya başladılar;

Gaster: Bakın, aşırı tepki verdiğimi biliyorum ancak..

Asgore: Yoo.. Onun için çağırmadım. Sadece senden bir ricam olacaktı.

Şaşırtıcı bir şekilde sinirli değildi kral.

Gaster: Dinliyorum?

Asgore: EBOTT dağını biliyorsun, değil mi? O dağı güvenli bir hâle getirmeni istiyorum. Sonra da tüm canavarları oraya transfer etmeni. Eğer insanlara rahatsızlık veriyorsak, gitmemiz en uygunu olur..

Gaster: Ama Asgore!

Söyleyecek onca çok şey vardı ki.. Ancak Gaster'ın da bildiği gibi kralın kararı değişmeyecekti.

Asgore: Gaster.. Bunu senden dostun olarak rica ediyorum. Lütfen..

Omuz silkti. Krala karşı çıkması bir şey değiştirecek değildi ya!

Gaster: Peki.. Majesteleri..

Gaster, Asgore'un yanından ayrılıp, Aliza'nın yanına gitti. Arabaya bindiler. Gaster arabayı sürerken sessiz kalmayı tercih etti. Elleri hala acıyordu. Ancak umursadığı söylenemezdi. Ne de olsa acı gelip geçiciydi..

Biraz sonra saraya vardılar. Gaster hiç konuşmadan Aliza'yı laboratuara ışınladı. Aliza ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Gaster kontrol panelinin yanına gitti. Üstündeki onlarca tuştan bir tanesine bastı ve laboratuarın gizli bölmesi açıldı. Bu bölmenin içinde, Gaster'ın savaş için yaptığı güçlü iskeletler vardı.

Komiktir ki, Gaster onlara gereğinden çok daha fazla bağlanmıştı. Konuşmaya başladı.

Gaster: Sana şu aylardır üzerinde çalıştığım projeyi göstereceğim. Benimle gel.

Aliza Gaster'ı takip etti. Gizli bölmede 6 tane büyük kapsül vardı. Kapsüllerin içinde de iskeletler vardı.

Aliza: Bu.. Inanılmaz..

Gaster: En baştakinin adı Aura. Ilk onu hazırladım. Ruhu azim.

Aliza: Azim?! Insan ruhları mı var?!

Gaster: Evet. Bu da Sans.. Ruhu Sabır. Sonra Rose. Ruhu dürüstlük. Ardından Gale. Ruhu kibarlık. Ve son olarak Papyrus. Ruhu cesaret.

Aliza: Ya son kapsül? Onu söylemedin.

Gaster: O.. Öldü.. Ruhu adaletti.

Kapsülün yanındaki küçük kutudaki ruhu gösterdi.

Gaster: Ruhu burada.

Aliza'nın yüzü düştü. Ancak aniden aklına bir fikir geldi ve gülümsedi!

Aliza: Burada bekle. Bir şey getireceğim!

Aliza laboratuardan çıktı. Yaklaşık 5 dakika sonra geri döndü.

Aliza: Işte! Üstlerindeki laboratuar önlükleri hiç güzel durmuyor. Bunları seveceklerinden eminim! Onları uyandırabilir misin?

Aliza'nın elinde 5 tane renkli başlık vardı. Gaster gülümsedi ve birkaç tuşa bastı. Küçük iskeletler yavaşça uyandı. Karşılarında farklı bir kişi görünce şaşırdılar. Aliza da bir o kadar şaşkındı.

Aliza her iskelete ruhunun renginde bir başlık verdi. Beşi de başlığı giydi. Aura başlığın şapkasını kafasına taktı. Sans ise uyandırılmak istemediği için mızmızlandı. Rose ise Sans'a gülüyordu.

Zaten geriye kalanlar küçük olduğundan konuşamıyordu. Aliza hemen Gaster'a döndü ve yalvarır bir biçimde ona baktı;

Aliza: Lütfen benimle kalsınlar!

Gaster: Olmaz.

Aliza: 1 haftalığına?

Gaster: Olmaz.

Aliza: 1 günlük?

Gaster: O l m a z.

Aliza: Bari dışarı çıkarayım da hava alsınlar. Sonra sana benzeyecekler.

Gaster: Of Aliza! Tamam ama hızlı gelin.

Aliza: Tamam!

Aliza hemen küçük iskeletlerle beraber kapıya yöneldi. Arkasından Gaster seslendi;

Gaster: He bi de.. Sans'ı burada bırak.

Aliza: Ama neden? O da diğerleri gibi dışarı çıkmalı. Ayrımcılık yapma G!

Gaster: Yoo.. Öyle bir sebepten değil. Sans'ı yaparken bir kaç sorun yaşadım. Güneş ona zarar veriyor ve HP'sine bakarsan da çok az olduğunu görebilirsin. O yüzden burada kalmalı.

Aliza durumu anladı. Yine de Sans'ın dışlanmış hissetmesini istemiyordu. Gaster konuşmaya devam etti;

Gaster: Merak etmeyin. Biz Sans'la burada da eğlenebiliriz.

Sans G'nin sözlerine ufak bir kahkaha attı.

Aliza Sans'a döndü. Sans zaten durumun farkındaydı. Aliza'ya gülümsedi ve konuştu;

Sans: Gidip eğlenin.