Güneş mavi gökyüzünde ben buradayım dercesine tüm ihtişamıyla parlıyordu. Ara sıra geçen beyaz bulutlar insanların hayal dünyalarına yolculuk yapıyor kimi yavru bir ayı olurken kimisi bir tavşan olup engin gökyüzünde zıplıyordu. Uzandığı yeşil çimenlerdeki beyaz tavşanın ikizini gökyüzünde de gördüğünde gülümsemesi yüzünde aydınlanan genç ise hem masmavi gökyüzünden hem büyüleyici güneşten hem pamuktan bulutlardan hem de sevimli bir şekilde zıplayan tavşandan daha büyüleyici görünüyordu. Yakışıklı genç uzandığı çimenden yavaşça doğrulup yanına bıraktığı çantasını almak üzereydi ama bir anda üzerinde hissettiği ağırlık ile kalktığı yere daha sert bir şekilde yatmıştı. Gökten bir şey mi düşmüştü? Bir meteor belki de? Kendi kendine saçmalamaması gerektiğini söyleyip gözlerini açmaya çalıştığında bileğinde duyduğu keskin acı ile tekrar gözlerini kapatmıştı. Ne güzel bir de ayağını incitmişti. Az önce dinginlik damıttığı hava bir anda kaosa dönmüştü. Kulağında tanımadığı bir ses anlamadığı şeyler söylüyordu. Sonunda gözlerini açmayı başardığında hemen üzerinde beyaz teni yemyeşil gözleri ve simsiyah saçlarıyla olağanüstü bir güzellikle karşılaşmıştı.
Gözlerini kızın korkulu ve hafif kızarmış yüzünden alamıyordu. Kız, çocuğun ona baktığını görünce ve hala üzerinde olduğunu fark ettiğinde hızla kalkmış ve yine çocuğun anlamadığı dilde bir şeyler mırıldanmaya başlamıştı. Genç adam konuşmayı unutmuş gibiydi. En sonunda kalkmaya çalıştığında bileğindeki acı gerçek hayata dönmesi gerektiğini hatırlatmıştı ona. Yüzünü buruşturan genci gören ürkek kız bir anda çığlık atıp titreyen elleriyle yanına oturmuştu. Genç adam sorun olmadığını ona anlatmak istiyordu ama kız inanamadığı şekilde hızlı konuşurken ve ayağının ağrısı yüzünde gökten düşen bu peri kızının nece konuştuğunu bile anlamamıştı. Eliyle ayak bileğini yokladı. En iyi ihtimalle burkmuştu ve çatlamış olma ihtimalini düşünmek bile istemiyordu.
Daha çok değil bir dakika önce burasının dünyanın en sakin, en huzur verici yeri olduğunu düşünmüştü ama şimdi bu konuda aynı şeyleri hissedemiyordu. Küçük kız ise korkudan ne yapacağını şaşırmıştı. Gözlerine dolan yaşları geri itip, titremekten yorulan ellerini genç çocuğun bacağına uzatmıştı. Genç adam önce ne olduğunu anlayamasa da sonra kızın tepkisini durdurmak için ellerini tutmuştu. Kız mahcup gözlerine özür dilediğini belli eden bir ifade verdiğini umarak çocuğun gözlerinin içine baktı. Tekrar dolan gözlerini gören çocuk kızına bir şeyler mırıldayıp elini bırakmıştı. Küçük kız bir yandan burnunu çekerken bir yandan da kendine söyleniyordu. Neden dilini bile doğru dürüst bilmediği bir ülkeye öylesine çıkıp geliyordu ki hayır madem geliyordu neden en azından çantasına sahip olamıyordu? Şimdi bilmediği bir ülkede sözlüğünü, gideceği adresi, parasını kaybetmiş bir şekilde kalakalmıştı. Ah o hırsızı eline bir geçirseydi ona bunların hesabını çok kötü soracaktı. Çantasını çalan pisliği yakalamak için koşarken buraya nasıl geldiğini bile anlayamamıştı. Bir de bunun için kendinden nefret etti. Tamam, her insan yön duygusu gelişmiş olarak doğmazdı ama en azından önünde birini takip ederken kaybolmazdı değil mi?
Gözlerine dolan yaşlar artık net görmesine engel oluyordu ama en azından hatasını düzeltmeliydi değil mi? Düşündüğü gibi sadece burkulmuştu. Önce şişmemesi için biraz masaj yapmaya başlamıştı ama genç adam acıyla inlediğinde gözlerini kapatmak zorunda kalmıştı. Ne zaman biri acıdan inlese onun bir yeri acıyormuş gibi hissediyordu ve sıkı sıkı kapanan gözleriyle de biriken yaşlar artık gün yüzüne çıkmıştı. Genç çocuk kızın ağladığını fark ettiğinde dudaklarını ısırıp gözlerini kapatarak acıyı hafifletmeye çalışıyordu. Ne olmuşta bir anda bu durumla karşılaşmıştı ki? Sadece biraz dinlenmek ve sonra işlerine dönmek istemişti oysaki. Şimdi ise tanımadığı bir kızın ellerinde acı çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakar Şans Meleği
FantasyHiç beklemediğin bir anda karşına çıkan birisi hayatını değiştirebilir... Soru şu sen hayatının değişmesine hazır mısın? Yalnızlığını terk etmek ve birine güvenmek... Peki güvenmek senin için bu kadar kolay mı? Hele ki karşındaki insan bile değilse...