Bölüm 16: Final

966 55 50
                                    

Yun kafasına aldığı bir darbeyle bir anda uyandığında kucağındaki kızı az kalsın düşürüyordu. Sam son anda tuttuğu kızla sinirli bir şekilde karşısındaki çocuğa bakmıştı. Yun asıl sinirlenmesi gerekenin o olduğunu bilse de tepki vermedi. Enzeru’yu rahat uyuyacağı bir pozisyona getirdikten sonra kalkmış mutfağa yönelmişti. Bir bardak su aldığında Sam’de peşinden gelmiş delici gözlerle ona bakmıştı. “Her tarafım tutulmuş! Siz aşk böcekleri en azından beni bir yere uzandıramaz mıydınız?” diye sitem etmişti. Yun gülerken içtiği su boğazında kalmıştı. Sam dayanamayıp omzuna bir tane yumruk geçirdiğinde ellerini kaldırıp onu durdurdu. Sam’de mutfak tezgahına yaslanmış uyuyan kıza bakıyordu. Yun eliyle gözlerinin önünde perde yaparken Sam yılgın bir şekilde gözlerini devirmişti.

“Herkesin merak ettiği efsane prensesi böyle bir virane de göreceğimi kim düşünürdü.”

“Neyi varmış evimin!”

“Prensesin yaşayabileceği hiçbir yanı yok orası kesin de! İnanmıyorum prensesi görüyorum ama tek yaptığım suçuna ortak olmak! Onun ne kadar güçlü olduğu söyleniyordu ama bu kadarını beklemiyordum.”

“Onu tanıyor musun?”

“Tanımıyorum tabi ki! Kendi türü bile hiç görmedi ki onu. Sarayda özel bir yerde yetişti. Eğitmenleri gizli odalarda ona eğitmenlik yapardı ve onun hizmetinde olan herkes onunla birlikte saklanırdı. Toplasan 10 kişi ya var ya yok onunla tanışan. Müthiş bir enerjisi olduğu için kontrol etmesi 50 yılını almış diyorlar.”

“50 mi?!”

“Ne bekliyordun qilinlerin bizim gibi bir yaşam sürelerinin olduğunu mu? Prenses doğduğundan bu yana 60 yıl geçti ve şu an bizim dünyamız ile karşılaştırırsak ortaokula yeni başlamış bir çocuk kadar ya var ya yok.”

“Neredeyse annemle yaşıt bir kızla mı çıkıyorum yani?”

Yun gözlerini kocaman açıp Sam’e bakmıştı. Sam ayaklarını resmen yere vurarak “Daha dün gece ona aşık olduğunu bile inkar ediyordu ne çıkması!” diye yakınmıştı. Yun sırıtarak omuz silkip biraz daha bir şeyler öğrenmek istemişti Enzeru hakkında.

“Başka ne biliyorsun onun hakkında?”

“Söylemeyeceğim işte! Hiçbir şey söylemeyeceğim. Prensesin emri yüzünden zaten kellem tehlikede bir de senin hafiyeliklerinle uğraşmayacağım”

“O ne demek şimdi?”

“Sır tutucu kraliyet ailesine yeminle bağlı yani emirlerini reddetme gibi bir şansımız yok. Ben kraliçeye yemin ederken ondan hiçbir emir almayacağıma göre yemin etmiştim. Yani benden sadece rica edebiliyor. Kraliyeti kraliçe yönettiği için ondan daha fazla iradeye sahip biri yok yani ona ettiğim yemini kimse bozamaz. En azından ben öyle sanıyordum. Resmen kandırıldım! Kim düşünürdü ki prensesin kraliçeden daha güçlü olduğunu! Gücünü saklamak için nasıl bir yöntem kullandıysa hissettiğim güçten 10 kat belki de 20 kat fazlasına sahipti. Kraliçeyi bile fersah fersah aşıyor ve emir almama yeminimi kırdırdı. İrade gücü resmen beni bayılttı buna inanamıyorum!”

Yun hala masum bir bebek gibi uyuyan Enzeru’ya baktı. Bu kadar güçlü olduğuna inanamıyordu.

“İyi de bu senin neden kellene sebep oluyor?”

“Çünkü kraliçe bunu ona söylemediğimi öğrenirse beni hiç düşünmeden öldürür! Sadece beni de değil ailemi de öldürür!”

Sakar Şans MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin