5. Gizlilik Sözleşmesi

23.5K 249 181
                                    

İlk başta her şey güzel gidiyordu.

"Elini belime dola tatlım, evet aynen böyle. Şimdi yavaşça öp beni ve vücudunun dilediğini yapmasına izin ver."

Fakat sonra tahmin edemediğim bir düşünce onu bana karşı düşman kılmıştı.

"Yatağa uzan! Eğer iyi davranırsan kaybeden sen olursun. Güçlü bir erkek olduğunu göster bana."

Daha da kötüye gidiyordu. Ondan korkuyordum, bir kadından korkuyordum ve bu kadın çocukluğumu çalmıştı. Sesimi çıkarıcak olursam ceza alırdım.

***

Yataktan doğrulup kapıya yöneldim.
Kapıyı açmak için tokmağı tuttum. Yanımda olmasa hıçkıra hıçkıra ağlardım. Şimdilik sadece sessizce ağlayabiliyordum. Kapıyı kendime doğru çektiğimde o güç beni kendine çekti.

"Gitme..."

Tokmağı bıraktım ve elimi sert bir yumruk yapıp göğsüne vurdum. Hıçkıra hıçkıra ağlayacaktım işte.

"Senden nefret ediyorum! Senden nefret ediyorum! Senden nefret ediyorum!"

Bir kum torbası gibi aralıksız yumrukluyordum onu ve bağıra çağıra ağlıyordum. Onu yumruklamama rağmen kollarını sarmıştı. Evimde gibi hissediyordum ama artık güvenli değildi. Sımsıkı sarıldı ve kendine çekti. Başım göğsüne geldiğinde yumruklarım yavaşlamıştı.

"Se-senden n-nefret ediyorum!"

"Şşt,geçti... Geçti..."

Yavaşça ellerimi üzerinden çektim ve öylece kalakaldım. Yorgun düşmüştüm. Ellerimi çıplak sırtında gezdirdim. Titredi ve soluk verdi. Dişlerini sıkıyordu,bu hoşuna gitmemişti.

"Ellerini çeksen iyi olur Beverly. Sarılmaktan hoşlanmıyorum. Bilirsin ben sadece kucaklarım. Kucaklanmayı sevmem."

"Sırtınızı döner misiniz, efendim?" Son kelimenin üstünü bastırarak söylemiştim. Direnmeye ve dönmemeye karşı ısrarcıydı.
Neler olduğunu bilmeye hakkım vardı. Bir şeyler saklıyordu,hatta bir çok şey saklıyordu.

"Bana küçük bir öpücük ver."

"Ben kaçıncınım? Sadece merak ediyorum."

Bir an tereddüte düştü ve duraksadı.
"Otuz beş filan" Sıkılmıştı ama doğruyu söylediğinden emindim.

"Onlara neler yaptın? Hepsi benim yaşlarımda mıydı? Senden küçükler mi?"

"Evet... Yalnızca bir tanesi... Oldukça büyüktü."

Cümlesini yarıda kesip tekrar duraksamıştı. Konuyu değiştirmek ister gibiydi. Gerilmiş ve terlemişti. Bu gecenin tek iyi yanı onun hakkında farklı ve yeni bir şey daha öğrenmemdi.

"Seni, seni öpmeme izin ver. O kadar güzelsin ki senden gözlerimi alamıyorum. Tanrı'nın özenle hazırladığı koleksiyonun bir parçası gibisin. Baş parçası ve en özel olanı. Korkuyorum babacığım. Sana korkmadığımı söylediğim günde korkmuştum. Bazı şeyler hiç değişmedi. Taş gibi bir kalbin var. Gizem dolusun bir kördüğüm gibi... Seni çözemiyorum. Bana sadıktın şimdi ise yere düşürdüğün gururunu yerden almayacak kadar vurdumduymazsın. Seni seviyorum ama aynı zamanda nefret ed."

"Cümleni tamamlama."

Yumuşak dudaklarını benimkiyle bastırdığında tatlı bir telaşa kapıldım. Tek bir hamle ile kucağına almış ve bacaklarımı beline sarmıştım. Üstümdeki sabahlığı kollarımdan sıyırıp yerle buluşmasına izin vermişti. Sırtım yatakla buluştuğunda odada daha önce fark edemediğim bir kutu çıkardı ve içinden lila rengi kurdeleyi eline aldı. İlk işim bu kutuyu incelemek olacaktı. Ellerimi kurdele ile özenle bağlayıp altımdaki şortu bacaklarımdan sıyırdı. Odadan geçici bir süre için çıktığını biliyordum. Elinde kırbaç ile geldi ve bir süre ince deri bağcıklarını elinde ovuşturdu.

Bubblegum || Skarsgård -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin