11. Lolita

16.9K 190 63
                                    

Beverly'nin canı yanıyordu. Dizleri kan içinde kalmıştı. Elleri ise derin çizikler olmamakla beraber sızım sızım sızlıyordu. Gözlerinden yaşlar hızla süzülürken acıdan inliyordu. Bay Skarsgård koşarak yanına gitti. Bir anda unutuverdi sinirini. Şuan tek düşündüğü şey Beverly idi. Ona zarar gelsin istemiyordu. Kendini suçluyor ve ona zarar geldiği için kendine hakaretler savuruyordu. Beverly'i kucaklayıp arabaya kadar taşıdı. Beverly ağlamaktan yorgun düşmüştü üstelik uykusu da geliyordu.

"Dayan tatlım eve gidince seni temizleyip acıyan yerlerine ağrı kesici krem süreceğiz tamam mı?

Beverly artık ağlamıyordu. Sadece nefes alış verişlerini kontrol edemediğinden sessizce hıçkırıyordu. Onun, yanında olduğunu biliyordu ve kendini güvende hissediyordu. Bedeni arka koltuk ile buluştuğunda derin bir nefes verdi. Bay Skarsgård ceketini çıkarıp katladı, başının altına yastık yapmıştı.

Gözlerinin altındaki ıslaklığı sildi, Saçlarını okşadı ve öpücük kondurdu. Arabayı çalıştırırken tek istediği şey bir an önce eve gitmek ve Beverly ile ilgilenmekti. Biricik bebeğine zarar geldiğinde her şeyi unutuvermişti. Nichole'u, basındaki haberleri, paramparça ettiği telefonu, yarınki buluşmayı... Hepsini bir anda siktir etmişti.

Eve vardığında Beverly çoktan uyuyakaldı. Ayağındaki patenleri çıkarıp kucakladı onu.

"Canım yanıyor,efendim." Yarım aralı gözleriyle etrafına bakınıyordu.

Kapıdan içeri girer girmez Bayan Watson büyük bir telaşa kapılmış öylece Beverly'i izliyordu.

"Küveti hazırla ve sonra bana ağrı kesici getir." Bayan Watson koşarak banyoya ilerledi. Bill ise arkasından ağır ağır ilerliyordu.

Bill, Beverly'i yavaşça banyodaki sandalyeye oturttu. Bayan Watson suyu iyice ılıklaştırıp küveti yarıya kadar doldurdu.

"Tamam Emily, gidebilirsin. Gerisini halledebilirim."

Bayan Watson banyodan çıkarken Beverly'nin halsiz haline tekrardan baktı. Kötü görünüyordu. Bay Skarsgård ona kızmadan hemen kapıyı kapattı ve ağrı kesici bulmak üzere aşağıya, ecza dolabına indi.

"Köpük ister misin küçüğüm?" Dedi tişörtünü çıkarırken. Olumlu anlamında başını yukarı aşağı salladı.
Banyo köpüğünü suyun içine döküp iyice köpürmesini sağladı. Elinde kalmış bir miktar köpüğü Beverly'e doğru üflediğinde bir çok baloncuk çıkmıştı.

Halsiz de olsa gülümsedi Beverly. Bill onu gülümserken görünce biraz da olsa yüreğine su serpilmişti. Pantalonunu bacaklarından sıyırıp sütyeninin kopçasını açtı. Köprücük kemiklerine öpücükler kondururken Beverly ellerini beline doladı ve sımsıkı sarıldı. Gözlerini kapatıp o odunsu ve baharatlı kokuyu ciğerlerine doldurdu Beverly. Bill'in aksine Beverly ise çilek ve vanilya gibi tatlı kokuyordu. Bill, o görmeden gülümseyivermişti. Beverly onu bırakana kadar sarılmayı sürdürdü. Her ne kadar ellerini kavuşturmaya çalıştığı yer sırtı olsa da sesini çıkarmamak için dişlerini sıktı. Beverly kollarını Bill'in belinden çekti ve iç çamaşırını çıkarmasına izin verdi.

Bill karşında çırılçıplak kalmaya utanmış küçük kızı kucakladı ve küvete oturttu. Eline doldurduğu suyla uzun sarı saçlarını ıslattı. Saçlarından damlayan sular omuzlarını ıslatıyordu. Bill küvetin yanına çektiği sandalyeye oturmuş ona ninni söylüyordu.

"Vyssan lull, mina kära små.

På himlen många stjärnor gå.

Strålarna de dansa på månens böjda bro och dimmorna de sväva på dunlätt silversko och önskedrömmar komma och fara.

Bubblegum || Skarsgård -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin