3 hafta sonra
Sabah, sırtıma vuran sıcak güneşle uyandım. Belki öğleden sonraydı, emin değildim. Zaman hariç her şey netti ama nerede olduğumu tam olarak biliyordum: büyük beyaz yatağın olduğu aydınlık oda, mükemmel güneşin girdiği açık kapılar... Yatağın üzerindeki tüller ışığı yumuşatıyordu. Gözlerimi açmadım. Duyulabilen tek şey dışarıdaki dalgalar, nefes alışlarımız ve benim kalp atışımdı. Kış kadar soğuk göğsüne yatmışken ve kolları bana dolanmışken, her şey ne kadar kolay ve doğaldı.
Parmakları belkemiğimin hizasında yumuşakça gezindi ve uyandığımı bildiğini anladım. Gözlerimi kapalı tutarak boynundaki kollarımı daha sıkı sardım ve onu kendime çektim. Konuşmadı, parmakları sırtımda hafif dokunuşlarla yukarı aşağı geziyordu.
Gözlerimi araladım, ilk gördüğüm şey zümrüt yeşili gözleri ve yüzümün üzerinde uzanan gergin çenesi olmuştu. Yüzünü görebilmek için dirseğimin üzerine dayandım. Bir süre gözümü üzerinden çekmeden onu seyrettim. Uzun sürdüğünde dudağının kenarında hafif bir gülümseme belirdi.
"Çok güzelsin." dedim kısık sesle. Dudak çevresinde çıkan küçük sakalları oldukça sevimli duruyordu. Uzamasına hiç izin vermiyordu. Yüzünün her bir detayını inceledim.
"Etrafı fazlasıyla dağıtmışız." dedi mahçup bir şekilde gülümserken. "Umarım Bayan Simo buraları toparlarken bize kızmaz."
Konuyu saptırmıştı. Güzelliği hakkında konuşmaktan kaçınıyordu. Kendini canavar gibi gördüğünü dile getirse de kendisinin farkında olmayışı beni öfkelendiriyordu.
Gözlerini üzerinden çekip başımı göğsüne yeniden yasladım. Alnımdaki yumuşak dudaklarını hissettiğimde gülümsedim. Duvardaki ahşap saate baktım. Öğlene yaklaşık bir saat vardı. Başımı kaldırmadan çene çizgilerini seyrettim.
Başım göğsüne yaslı konuşurken sıcak nefesim, bir mermer kadar soğuk tenini gıdıklıyordu. Dudaklarımı bu soğuk mermere defalarca bastırıp buselere boğma isteğim uzun bir süre boyunca devam etti. Beni seyrettiğini biliyordum. Kıkırdadım.
"Seni hep gülerken görmek istiyorum..."
Baş parmağı ile çene çizgimi okşadı ve yüz çizgilerimi seyretti.Boynuma doğru uzanarak birkaç öpücük kondurdu. Gıdıklanmıştım. Öpücüklerinden sonra yataktan hızla doğrulup iç çamaşırını biçimli bacaklarından geçirip üzerine birkaç parça bir şey giyerek yatak odasından çıktı.
Yataktan kalkmak istemiyordum. Kalçam acıyordu ve üzerine oturmakta zorlanıyordum. Aslında yataktan çıkmak istemeyişim biraz da kendimi rezil etmek istemiyor oluşumdan dolayıydı. Olur da Bayan Simo gelirse beni bu halde görmesini istemezdim.
Bayan Simo bana çok tuhaf bakıyordu. Nefret desem değildi, acınası desem değildi, sanki o bana her baktığımda bana, kendimi rezil biriymişim gibi hissettiriyordu. O yüzden onunla pek karşılaşmak istemiyordum. Bakışlarını düşünmem bile beni fazlasıyla geriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bubblegum || Skarsgård -TAMAMLANDI-
Fanfic❝ Gün geçtikçe büyüyorsun Beverly, bende yaşlanıyorum. Gün geçtikçe güzelleşiyorsun ve sen güzelleştikçe seni daha fazla koruma altına almam gerekiyor.❞ +18 smut sahneler bulunuyor. Rahatsız olanların okumaması önerilir.