Kapıyı hızla kapatırken yerimden sıçradım. Peşinden koşmak için yerimden doğrulduğumda Bayan Watson içeri girdi. Kollarını dolarken kulağıma fısıldadı.
"Yalnız kalmaya ihtiyacı var."
Başımı salladım ve kolları arasından ayrıldım.
"Sanırım bu akşam uyuyamayacağım. Yanımda kalacak mısınız?"
"Üzgünüm tatlım. Biraz sonra çıkacağım. Sana okuma kitabı getirmemi ister misin?"
"Olabilir."
Bayan Watson odadan ayrılırken dergileri düşünüyordum. Saat gece yarısı ikiyi gösteriyordu.
Tüm gece boyunca dergilerle uğraşacağını ve sabahın erken saatlerinde uykusuz işe gideceğini biliyordum. Kafasını taktığı sorun çözülene kadar peşini bırakmaz, gerekirse çözülene kadar uyanık kalırdı.
Bill'in koruyucu yanını seviyordum. Üzerime bir ebeveyn gibi titriyor kanatları altına alıyordu.
Babacığımı seviyorum.Bayan Watson elinde kitaplarla odaya girdi. İnce ve bir günde bitirilebilecek kitaplardı bunlar. Renkli renkli kapaklar, ilgi çekici küçük yazılar...
Hepsini okumak için can atıyordu...Teşekkür ettikten sonra Bayan Watson gülümseyerek karşılık verdi ve sessizce odadan çıktı. En ilgi çekici kapağa sahip olanı aldı ve birkaç sayfa çevirdi. Kitaptaki karakterleri ister istemez kendi yerine koyuyordu.
Güzeller güzeli Victoria kendisiydi ve onu kendisi gibi görüyordu. Kimi zaman aynı şeyleri düşünüyor ve çoğu zaman aynı kararları veriyorlardı. Eğer Victoria gerçek biri olsaydı büyük ihtimal kendisi ya da ikizi olabilirdi, diye düşündü Beverly. Kitabı sevmişti.
Sonra durduk yere bir sızı hissetti göğsünde. Uzun zamandır Jess ve Courtney ile konuşmadığını hatırladığında bu sızının nedenini kavradı. Onları en kısa zamanda görmek istediğini biricik babasına haber verecekti.
Kitabın ortalarına geldiğinde sıkıldığını hissetti. Boyama kitaplarından bir parça kağıt kopardı ve katlayarak küçük bir ayraç yaptı. Böylece kaldığı yerden devam edebilirdi.
Bayan Watson gideli yaklaşık bir buçuk saat geçmişti. Üzerindeki saten pijama, odasının sıcaklığı yüzünden onu terletiyor ve bedenini kavuruyordu.
Odasının köşesinde duran ayıcığını kucakladı. Kapıyı aralayıp dışarı çıktı. Canı öylesine sıkkındı ki, telefonu ile oynasa ilgi çekici hiçbir şey bulamıyor, kitap okumaktan artık sıkılıyor, uyumayı denese de uyuyamıyordu.
Bay Skarsgård'ın çalışma odasının kapısında sessizce bekliyordu. İçeri girmek ve girmemek arasında tereddütteydi. Bir an kendisine neden kızacağını düşündü ve bir neden bulamadı. Neden kızacaktı ki,
Bir ayıcığı kolundan tutup pembe kıyafetleri ile yanına gelen bu kıza nasıl kızabilirdi? Kapıyı sessizce aralayıp içeri girdi. Kolundan tuttuğu ayı arkasından sürüklenirken Bill'in hala ona bakmadığını ve önündeki dergilere fazlasıyla yoğunlaşmış olduğunu fark etti.Ayıcığının kolunu bırakıp Bill'in arkasına geçti. Çenesini omuzuna yaslarken kolları ile belinden kavradı.
Bill bir an duraksadı ve elindeki dergi ve kalemi bir kenara bıraktı. Sandalyesiyle Beverly'e doğru döndü ve eliyle kucağına gelmesi için bacağını işaret etti.
Beverly kucağına geldiğinde gülümsedi ve saçlarını kulağı arkasına attı.
"Uyuyamadım..."
"Biliyorum." Dedi Bill, dudakları arasından tısladı. Beverly'i boynundan öpmek için atıldı.
"Neler oluyor,efendim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bubblegum || Skarsgård -TAMAMLANDI-
Fanfic❝ Gün geçtikçe büyüyorsun Beverly, bende yaşlanıyorum. Gün geçtikçe güzelleşiyorsun ve sen güzelleştikçe seni daha fazla koruma altına almam gerekiyor.❞ +18 smut sahneler bulunuyor. Rahatsız olanların okumaması önerilir.