6. İblis

17.2K 222 81
                                    

"Ne oldu?"

Çektiği son sigaranın dumanını soludu. İzmariti kül tablosunda söndürüp benden gelen cevabı bekliyordu. Ellerini ovaladı ve oturduğu koltuğa sindi.

"Lütfen düşünmek için bana zaman verin Bay Skarsgård."

Dosyaları elimde toparlayıp kapağı kapattım. Yerimden doğrulup arabaya doğru ilerledim. Annem çıldırmış olmalıydı. Dünden beri benden haber alamıyordu. Aklımdan yeni yalanlar kurmaya çalışıyordum. Koltuğa oturup kemerimi bağladım. Dosyayı çantama yerleştirirken kalın sesini tekrar soludu.

"Takıldığın yerde sor, Beverly."

Onu onaylamak üzere başımı salladım. Tek istediğim bir an önce eve gitmekti. Tüm yol boyunca gözlerimi üzerime dikti. Yeşil gözleri karanlıkta dahi parıldıyor. Karşı şeritten gelen arabaların farlarıyla göz bebeği küçülüyordu. İnce parmaklarıyla direksiyonu naifçe kavramıştı. Önüne düşen saçına parmaklarını geçirip düzeltiyordu. Bunu çoğu zaman yapıyordu. İnce ve uzun bacaklarının biri gazda diğeri ise debriyajdaydı.

Evin bulunduğu sokağa saptığında yavaşladı. Elini bacağıma attığında yavaş dokunuşlarla okşadı. Düzensiz nefesimi kontrol etmek zorlaşıyordu. Elimi yanağı ve çenesi arasına aldım. Yanağını okşarken gözlerini kapattı ve gülümsedi.

"İyi geceler." dedi boğuk ve bir o kadar sessizdi. Arabadan inip kapıya ilerledim. Zili çaldığımda çoktan gözden kaybolmuştu. Kapının arkasından gelen ayak sesleri annemin kapıyı açmaya geldiğine işaretçiydi.

"Aman tanrım Beverly! Neredeydin? Aklım çıkmak üzereydi."

Elindeki sulama kabını bir kenara koydu. Çiçeklerle ilgileniyor olmalıydı. Buna şaşmadım. Manikürlü ellerini saçlarıma geçirdi ve kucakladı. Elleri gayet güzeldi. İnce parmaklarının üstündeki uzun ve biçimli tırnakları, yüzük parmağına biraz büyükçe gelen alyansına toprak bulaşmıştı. Sakinliğimi korudum böylece daha ikna edici oluyordum. Yanu bence öyleydi. Annemin bakışları oldukça gergin ve telaşlı görünüyordu, aldırmadım. Sakinleşmeye ihtiyacı vardı ve bunu sağlayacak tek kişi bendim.

"Jess içkiyi biraz fazla kaçırmıştı tüm gece Courtney ile birlikte onunla ilgilendik. Ertesi sabah Jess'in kıyafetlerini giyip okula geçtim. Bu akşam da Jessica'nın babası teşekkür için bizi yemeğe davet etti. Telaşlandırdığım için üzgünüm."

Birkaç masum bakış sergilememle onu ikna edebilmiştim. Bu sandığımdan daha kolay olmuştu.

"Tamam tatlım,sorun değil lütfen bir daha böyle bir durumda beni haberdar et."

Rahatlamış ve açıkçası inanmış görünüyordu. Lavaboya doğru ilerleyip toprak içinde kalan elini durladı. Şuan tek istediğim uzanıp şu sözleşmeyle ilgilenmek ve de babama yaklaşan mezuniyet meselesinden bahsetmek istiyordum. Mezuniyetime gelmesini istiyordum. Bir aile olarak yıllar sonra tekrar benim için birleşmeleri harika hissettirirdi. Anneme söylesem çocuk gibi inatlaşırdı. İnatlaşması parmağındaki alyansın babamdan kalmış olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Kim bilir? Belkide hala seviyordur onu. Bu yüzden ona haber vermeden bu haltı bir an önce yemek istiyordum. Kızacaktı belkide açıkçası umrumda da değildi. Doğruca odama gidip telefonu kaptım. Rehberden babamı seçip telefonu kulağıma götürdüm.

"Merhaba baba."

"Beverly! Sesini duymak çok hoş. Uzun zamandır aramıyordun."
En son San Francisco'ya geldiğin ilk haftalarda konuşmuştuk. Sevecen sesini duymayı özlemiştim. Samimi sohpeti onu cana yakın kılıyordu. Konuya bir an önce girmek istiyordum.

Bubblegum || Skarsgård -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin