"Kendisi okulumuzun en büyük bağışçılarından. Bay Bill Skarsgård." Herkes elleri patlayana kadar alkışlarken ne kadar şanslı olduğumu bir kez daha fark ettim. Jessica omuzuyla beni itelerken gülümsedi. O kesinlikle harika görünüyordu. Kravatını düzenleyip kürsünün başına geçti.
"Ne harika adam ama!"
"Benimle olması için elimden geleni verirdim." İnsan ister istemez konuşmalara kulak misafiri oluyordu. Başkalarının kurduğu hayali yaşamak, güzel hissettirmişti. Gülümseyerek tüm dikkatimi ona yoğunlaştırdım.
"Teşekkür ederim." Sesini düzenlerken kalabalık arasında beni bulmaya çalışıyordu.
"Bugün bana yapılan tüm iltifatlardan fazlasıyla etkilendim. Yaptığım katkının konuşmasını yapmak biraz egoistçe hissettiriyor. Her ne kadar kendimi tuhaf hissetsemde San Francisco'nun en başarılı okuluna beş senedir bağış yapıyor olmak gururlandırıcı. Bu yüzden bu misyon benim için fazlasıyla özel."
Herkesi selamlayıp sahnedeki yerini aldı. Öğrenciler, öğretmenleriyle ve Bay Skarsgård ile selamlaşıp Bay Porter'dan diplomasını alıyordu."Tebrik ederim." Elini sıkıp tokalaşan her öğrenciye aynı şeyi söylüyordu.
"Tebrik ederim Beverly."
"Teşekkür ederim Bay Skarsgård. Kravatınızı çok beğendim." Dedim gülümseyerek.
"Sanırım artık en sevdiğim kravatım bu."
Ukalaca gülümserken cümlesine ekledi. "Denemek için oldukça sabırsızım."
"Bende öyle" diyebilmiştim fısıldayarak. O vücudumu süzerken diplomamı almak için Bay Porter'ın yanına adımladım.
"Tebrik ederim Bayan Flynn." Diplomamı uzattıktan sonra elini uzattı. Gülümserken herkese dediğim gibi "Teşekkür ederim" dedim elini sıkarken. Sürekli gülümsüyor olmak yanaklarımı acıtıyordu. Arkamda hala diplomalarını almak üzere olan Jess ile Courtney'i bekledim. Onlarla birlikte kokteylin yapılacağı mekana doğru ilerledik. Oldukça kalabalıktı ve artık veliler de mekanı işgal etmeye başlamıştı.
"Başardık Beverly!"
"Başardık! Aman tanrım anne, buradasın!" Üzerindeki koyu mor elbisesi ile çok güzel görünüyordu.
"Seninle gurur duyuyorum tatlım." Gözleri parıldarken ne kadar gururlandığı ve sevindiği o parıltılardan okunuyordu. Gülümseyip ellerinden tuttup sımsıkı sarıldım.
Annem Las Vegas'tan bugün, benim için dönmüştü. Bana söylediği süreden daha uzun kalmış olsa da izin alıp geldiği için seviniyordum. Babam, Bay Cooper ile ilgilenmekten kızının mezuniyetine bile gelmeye tenezzül etmemişti. Gelmemiş olsa bile onu seviyordum.
Servis ettikleri meyveli kokteylleri bitirir bitirmez anneme son kez sarılıp Jessica ve Courtney'nin tuttuğu eve gitmek üzere mekandan ayrıldık. Annem yeniden Las Vegas'a geri dönüyordu. O havaalanı için yola çıkarken, kendimi tuhaf hissediyordum. Bay Skarsgård ile en son el sıkışırken konuşmuştum. Tören bittikten sonra onu ortalıkta görmedim. Kalabalıktan oldukça nefret ettiğini bir an olsun unuttum. Bu kalabalık nefret edilmeyecek gibi değildi.
Annem yeniden Las Vegas'a dönüyordu, babamı uzun zamandır görmemiştim ve itiraf etmeliyim ki bu yaşlı adamı fazlasıyla özlemiştim. Kendisine yaşlı dememe kızardı. Yaşını söylemez hissettiği yaşı söyler, yirmibir deyip geçiştirirdi. Aslında 'aile' denilen kavram benim için hiç varolmamıştı. İkisini de ayrı ayrı görsem de her ikisini de hiç bir arada görmemiştim. Kahretsin ki beş yaşıma kadar olan kısmı hatırlayamıyordum.
İkisini ayrı ayrı görmeyi bile aile sanıyordum. Garip.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bubblegum || Skarsgård -TAMAMLANDI-
Fanfic❝ Gün geçtikçe büyüyorsun Beverly, bende yaşlanıyorum. Gün geçtikçe güzelleşiyorsun ve sen güzelleştikçe seni daha fazla koruma altına almam gerekiyor.❞ +18 smut sahneler bulunuyor. Rahatsız olanların okumaması önerilir.