Gökyüzü, renklerin en görkemli tonlarına bürünmüştü. Dünya, ufuk çizgisi ile iki göz alıcı parçaya bölünmüştü. Çizginin alt kısmında suyun huzur verici sessizliği hakimken, üst kısmında hayranlık uyandıran renkler hakimdi. Deniz ufak kıvrımlarla dalgalanıyordu.
Güneş batıp uzaklara gitmeden önce son kez, güçlükle etrafı aydınlatıyordu. Birkaç ışık hüzmesi cama yansıyarak görüş açısının daralmasını sağlıyordu. Arabadaki sessizlik inceden çalmakta olan r&b müzik ile bozuluyordu. Bill müziğin sesini biraz daha kısıp neredeyse hiç duyulmayacak hale getirdi. Denizin huzur verici sesini dinledi... Bu sese bir sürüden eşlik eden bir çok kırlangıç sesi bu huzuru katbekat arttırıyordu.
Beverly kıvrıldığı koltukta bir kedi gibi geriniyordu.
"Günaydın." dedi Bill gözlerini yoldan ayırmadan. "Aslında iyi akşamlar demeliyim." kol saatine bakarak gülümsedi "saat altı olmuş."
Beverly bedenini örten pikenin üzerinden vücudunu seyretti. Küçük ayakları hala Bill'in kucağında, bacaklarının üzerinde duruyordu. Ayaklarının üşüdüğünü hissediyordu. Bileklerini kavrayan ince penye çorap ayaklarını serin tutmuştu. Ellerini guruldayan karnının üzerine koydu ve sesinin dışarıdan duyulmaması için usulca bastırdı.
"Acıktın mı?" Göz ucuyla Beverly'e baktı.
"Şey, sanırım canım tatlı bir şeyler çekiyor." Dudaklarını sıkarak gülümsedi.
"Üzgünüm güzellik, akşam yemeği yemeden tatlı yemene izin veremem."Bill'in ses tonu olduğundan biraz daha sertleşmişti. Sertçe yutkundu ve gözlerini Beverly'e çevirdi.
"Peki, ya yemezsem?" Beverly sessizce kıkırdarken elini ağzı ile kapatarak bunu örtüyordu.
"Yerinde olsam inat etmeyi bırakır sessizce akşam yemeğimi yerdim. Emin ol sende bunu yapmak istersin." Ukalaca sırıtıp gözlerini yeniden yola çevirdi.
"Babacığım, tatlı yemek istiyorum..."
"Ayaklarını gıdıklamama ne dersin,ha? Hala kucağımda duruyorlar. Bu küçük şeyleri kavramam çok zor olmaz." Beverly'nin ayaklarını tek eliyle kavrayıp gıdıklamaya başladı.
"H-ayır... H-ayır..." Beverly kahkahalarla gülerken yüzü kızarıyordu.
"T-amam, t-amam, n'olur bırak, s-söz yemeğimi yiyeceğim." Gülerken kahkahaları kelimelerini kesiyor, konuşamıyordu. Bill daha fazla üstelemedi, biraz daha ilerletse gülmekten çatlayabilirdi.
"Pekala, söz verdin." Kavradığı bileklerini yavaşça gevşetti.
Beverly ayaklarını Bill'in kucağından çekti. "Tanrım, canım ayaklarım."
Araç ilerideki diğer araçlar gibi yavaşlıyordu. Çevirmeye benziyordu. Çok geçmeden araba durdu ve bir polis memuru camdan içerisini göz ucu ile süzdükten sonra Bill'in ehliyetini istedi. Yaklaşık iki dakika boyunca ehliyeti inceledikten sonra aralı camdan ehliyeti yeniden Bill'e uzattı.
Polis memuru içinde Bill'in isminin geçtiği bir şeyler söylerken sadece bakmakla yetindim. Tek anladığım şey içinde isminin geçiyor olmasıydı. Yüz ifadesine bakılacak olursa olumlu bir şey söylemişti ki her ikisi de gülümsüyordu.
Bill kibarlıkla teşekkür etti. Bill'in polis memuru ile konuştuklarından hiçbir şey anlamasam da teşekkür ettiğini anlayıp aklımda bunu çevirebildiğim için seviniyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bubblegum || Skarsgård -TAMAMLANDI-
Fanfic❝ Gün geçtikçe büyüyorsun Beverly, bende yaşlanıyorum. Gün geçtikçe güzelleşiyorsun ve sen güzelleştikçe seni daha fazla koruma altına almam gerekiyor.❞ +18 smut sahneler bulunuyor. Rahatsız olanların okumaması önerilir.