Bölüm 9

846 59 4
                                    

@keta1997, thank you for your permission!

-

Dikkatle yolcu kapsını açtım ve oturdum. Yolun geri kalanını sessizlik içinde geçirdik. Burada, onun arabasında ne yaptığımı bilmiyordum. Neden ona güvendiğimi bilmiyordum.  İsmi dışında hiçir şey bilmiyordum. Ya o suçlu veya beşka bir şeyse? Bu düşünceler aklımdan geçtiğinde panik yapmaya başladım. Ya beni evime götürmezse? Ben'i aramalıydım, biliyorum eğer o evden kaçtığımı öğrenirse beni öldürürdü ve asla, hiç dışarı çıkmama izin vermezdi, ama gerçekten korkuyordum. 

Hepsi Claire yüzünden..

"Yani, Kathy."- Sesi hava sayesinde kesildi ve yardımcı olmazdı ama titrmeye başladım. 

Sessiz kaldım ve yine bir şey söyleyene kadar bekledim.

"Kaç yaşındasın?" Beklenmedik sorusu beni şaşırttı ve neredeyse kaç yaşında olduğumu unuttum.

"17'yim." dedim düşük sesimle. 

"Ah."- Şaşkınlık sesinden hissediliyordu. 

"Peki ya sen?" Onun hakkında neden bilgi edinmeye çalıştığımı bilmiyordum, sadece sessizlik içinde rahatsız hissediyordum ve biraz konuşmanın beni sakinleştirmesine ihtiyacım vardı. 

"Sen daha büyüğüm." gülümsedi ve güzel gamzelerini göstermeye başladı. Ben asla bunun gibi inanılmaz güzel görünen bir gülümsemeye sahip olmamıştım. Hemen pencereye baktım, böylece ona aptal gibi baktığımı göremedi. 

"Paritye bunun gibi yalnız gelmemelisin." 

Tüm söyleyebildiğim "Ah." oldu. O nereye gidebileceğimi söyleyebilecek kadar kim oluyordu? Ve neden umurundaydı? 

"Ciddiyim."- Bana baktı ve şaşkınlığımı gizleyemedim.

"Arkadaşımlaydım." Şu anda kendini haklı çıkarmada yapabileceğimin en iyisiydi..

"Seni bırakan biri." dedi alaycı bir tavırla ve haklı olduğunu bilsem bile Harry'nin bana söyleme fikrini sevmiyordum. Onun beni terk etmediğini söylemek için zihnimde kelimeleri bir araya getirirken, telefon çalışını duydum. 

"Hey."- Harry yanıtladı. Hemen ona baktım, yaptığı her basit hareketi yakalamaya çalıştım. Söylediği her kelimeyi duymak istiyordum, aksanı kahorlasıca çok iyiydi.

"Ne?!" Yüzündeki öfkeyi görebiliyordum. Hızını arttırdı ve saniyeler öncesinden çok daha korkmuş hissettim. Arabayı çok hızlı sürüyordu, göğsüm ağrımaya başladı. 

"H-harry?" Sesim çatlamıştı.

Cevap vermedi. Ona baktığımda panik yapmaya başladım ve öfkesi parladı.

Saniyeler sonra araba durdu ve Harry kendi kapısını açtı.

"Burada kal!" diye beni uyardı ve ben kafamı salladım. Ya da gitmek için nereye bilmiyordum. Korkuyordum ve şaşkındım. Hayır daha fazla korkuyordum. Şimdi ne yapacağımı bilmiyordum. O nereye gitti? Çok sinirliydi.. seri katil gibi görünüyordu. Hiçbir şeyin iyi olmayacağından emindim. Ya geri dönmezse? Ya bütün gece burada kalmak zorunda kalırsam? Ben'i mi aramalıyım? Ah, tanrım şimdi ne yapmalıyım?

Beş, on, on beş, yirmi, otuz dakika geçti ve hala onun hakkında bir şey bilmiyordum. Yaralanmış mıydı? Neden umursamalıyım? Onun hakkında umurumda değildi..

SİKTİR, SİKTİR, SİKTİR!!!-  Arabadan çıktım ve etrafıma baktım. Yeteri derecede karanlıktı, bu yüzden hiçbir şeyi iyi göremedim. Harry'nin aracının dışında, yüksek binanın önünde park edilmiş on civarı araba vardı. Etrafıma tekrar baktım ve şimdi karanlığı görebiliyordum, şu ana dek gördüğüm en yüksek ağaçlarla dolu olan kasvetli bir orman gördüm. O neredeydi? Binanın içinde veya ormanda mıydı? Onu kontrol etmeliydim. O yaralıysa.. veya..

Binaya doğru yürüdüm ve oraya girdim...

Sister | (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin