Dönem bitmek üzereydi ama hala ödevler bitmemişti. Komşunun köpeğinin havlamasıyla irkildim ve daldığım ortamdan silkindim. Sıkıntıyla başımı gömdüğüm kağıt yığını arasından çıkardım. Pencereden dışarıya baktığımda gökyüzünde ay görünüyordu. Yine çok geç olmuştu ve yine sorumluluklarının bilincinde olan tek bendim. Hah. Azimliyimdir, ki öyle de olmam gerekir çünkü aksi halinde tüm bu kahrolasıca kağıt yığınlarının arasına gömülmeye bile cesaret edemezdim. Yine gömdüm kendimi kağıtların arasına, taki bana seslenilene dek de kaldırmadım başımı.
‘’Alinda?’’ Becca bir şeylere hiddetlenmişti.
‘’Ne var?’’
‘’Artık kapat şunu, ışıktan uyuyamıyoruz.. ’’
‘’Pekala bitti.’’ Işığı söndürdüm. ‘’ İyi geceler Rosie… Becca… ’’
Karanlıkta bir süre oturdum. Zaman yavaş akıyordu, gerçekten yavaş. Her şey ağır çekimdeydi sanki. Kulakkarımda kalp atışlarımı duyuyordum. Tanrım, çok yorulmuşum. Nefes alış verişilerimi dinledim, ana cadeden geçen arabaları izledim… Uykum kesinlikle yoktu.
Ha, ve evet, tabiiki bir de Matt’i düşünüyordum. Yarın buluşacağımız kafetaryayı… Hepsi şu an o kadar uzak geliyorduki, sanki onunla barış kutlaması olarak Hugo’nun Yeri’nde buluşacağımıza daha sadece dün karar vermemişiz gibi geliyordu. Ciddi ciddi dün Matt ile barışmış, aramızı düzelmiştik!
Şu sıralar kafam çok doluydu. Geometriydi, coğrafyaydı derken birde Matt vardı. Bunları şu an düşünmemeye çalıştım ama nafile, dedikleri aklımdan çıkmıyordu.
Dişlerimi fırçalamaya gidecektim ama uykumun cidden hiç olmadığını hissettim. Süt. Evet, önce ılık bir süt iyi gelebilirdi. Mutfağa doğru adımlamaya başlamıştım ki birisinin yüksek perdeden ismimi haykırdığını duydum.
Adeta korku filmlerinden fırlamış bir sahneydi o an.
‘’Alinda !!’’
Ah pekala pekala… ışığı kapatmayı unutmuştum herhalde ve Rosie’de onu kapatmam için sesleniyor olmalıydı. Sakinleştim ve kendi kendime korku filmi sahnesi düşünceme güldüm. O zaman önce ışığı kapatmam gerekecekti, daha sonra da sütümü ısıtıp içebilirim.
“Alinda!”
Galiba onları biraz fazla bekletmiştim. ‘’Sabredin geliyorum!!!’’ Adımlarımı hızlandırıp kızlarla kaldığımız yatak odasına girdim. Bir tuhaflık vardı, ışık zaten kapalıydı. Ben gelmeden önce koca kıçlarını kaldırıp kendileri mi kapatmışlardı?
‘’Kahretsin alçak ses modun falan yok mu senin?!’’ Rosie uyku mahmurluğuyla homurdanıyordu.
‘’Bana sen seslendi Ros…’’
‘’Ha?’’ Yüzünde uyku ve inanmazlık karşım bir ifade vardı. Şu an bununla ilgili her şeyi inkar edecekmiş gibi bir duruşu vardı. ''Git ve bir uyku hapı al Ali.''
‘’Uykunda konuşmaya başlamadın ya tekrar?’’ dudaklarımı alayla büktüm. Aynen dediğim gibi, yine uykusunda konuşmaya başlamış olabilirdi.
Tam Rosie cevap verecekken sözünü Becca kesti, ‘’Hadi uyuyun. Sabah 8’de okulda olmak istiyorum!’’ bu bir emirdi, kesin ve net.
‘’Uykumda konuşmadığıma eminim!’’ diye kızgınlık ve şaşkınlıkla bana fısıldadı Rosie. ‘’Kafandan sesler türetip benim üstüme atm—‘’ sözünü kestim.
‘’Seni duydum, nokta.'' bu işten sıkılmaya başlamıştım artık, bir an şakaklarımda ağrı hissettim. Süt içmek istemiyordum artık. Yorgunluğun yavaşça üzerime çöktüğünü hissettim. ''Uyu artık tamam mı? Bebeklik etme.’’
Bu tür şeyler garipti ama uykumun geldiğini hissettim bu yüzden üzerinde biraz daha düşünmeyi reddettim. Saat 23’ü geçiyor olmalıydı.
Rosie’nin sinirli soluk alışverişleri arasında gözlerimin kapandığını hissettim.
Odada derin bir iç çekiş duyuldu ve neredeyse aynı anda tüm kızlar uykuya daldılar. Bu garipti, ancak bundan sonra olacakların daha garip olduğunu nereden bilebilirdim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paranoya
ParanormalSon sınıf okumanın zorlukları altında çabalarken derslerin yanında bir de erkek arkadaş derdimin olması zaten yeterince zor, ancak başımda başka dertlerim de var. Son zamanlarda gördüğüm garip olaylar ve sürekli -ciddiyim sürekli- birisinin adımı sa...