f o u r

441 63 9
                                    

"i feel too little and i think too much."

|

"çok az hissediyor ve çok düşünüyorum."

-

"Sence," dedim ayaklarımı sallayarak, bacaklarım biraz daha uzun olsaydı suya ulaşabilirdim. "Başka bir evrende, başka bir Walter ve Dustin mutlu mudur?"

"Bir, çok fazla Skam izliyorsun." dedi, bakışlarımı onun tarafına çevirdiğimde suyun içinde sallanan ayak parmaklarını gördüm. "İki, şu anda mutlu değil misin?"

"Bilmiyorum. Son zamanlarda çok fazla şey hissetmiyorum." dedim dürüst bir şekilde. "Sen mutlu musun?"

"Şu anda seninle burada olmak beni mutlu ediyor." diye cevapladı elimi tutarken. İlk önce bir araya geçen parmaklarımıza, ardından yüzüne baktım. Kahverengi gözleri ileri bakıyordu, açık renkli saçlarına vuran güneş buklelerini altın rengi yapmıştı.

"Bu hissi tadabilmeyi dilerdim." diye fısıldadım ancak duyduğunu biliyordum. "Keşke beni mutlu edebilseydin, Dustin."

"Elimden geleni yapıyorum. Yaptığımı biliyorsun, Walter."

"Seni sürekli sarhoş buluyorum. Elinden geleni yapmıyorsun." dedim sessizce. İlişkimizin özeti buydu. Ben onu suçlardım, o özür dilerdi ve olan her şey tekrardan yaşanırdı. Bu ikimiz için de sağlıklı değildi ve ikimiz de bunu biliyorduk, ama benim elimden hiçbir şey gelmiyordu ve o da hareket etmeye niyetli değildi.

"Seni mutlu etmek istiyorum." dedi bana dönerek, gözlerinde bulutlu bir ifade vardı. "Ne yapmam gerek?"

"Özellikle istediğim bir şey yok. Sadece iyi olmanı istiyorum. Kendine iyi olursan bana da iyi olacaksın, Dustin, ama kendine inatla zarar veriyorsun ve bu bana da zarar vermene sebep oluyor." diye cevapladım bakışlarımı kaçırarak, onunla göz göze gelmek beni yoruyordu.

"Seni seviyorum." dedi ancak ses tonundan bir cevap beklemediğini anlamıştım, geçen yıllar içinde onu o kadar iyi tanımıştım ki en ufak bir hareketi bana aradığım ayrıntıyı veriyordu.

"Belki de rehabilitasyon merkezine gitmelisin." dedim düşünceli bir şekilde.

"Ne?"

"Alkol bağımlılığını yenmek için."

"Alkole bağımlı değilim." dedi kendini savunurcasına.

"Hepimizin saçma bir şekilde bağımlı olduğu şeyler var. Seninki alkol, çeşitli uyuşturucular, seks. Benimki ise sigara." dedim ancak eklememek için kendimi zor tuttum. Bağımlı değildim. Sadece hastaydım. Beni bu hale o getirmişti ama devam ettiğimi asla öğrenemeyecekti.

"Seks olmadan yaşayabilirim." dedi ancak alkol ya da uyuşturucu ile ilgili bir şey söylemedi. Haklıydı da, çünkü bağımlılığını inkar edebileceği noktayı geçmiştik.

"7." diye fısıldadım.

"Ne?"

"Beni 7 kere aldattın. Eğer istediğin şey seks değilse, kesinlikle benim kalbimi kırmaktı. Sonuncusu kalbimi kırmadı gerçi, alıştım, anlarsın ya? Dustin, beni hissizleştiriyorsun. Üstümden bir traktörle geçsen bile bunu hissedemeyecekmişim gibi geliyor." dedim, sesim sertti. Yine onu başka bir şeyle suçluyordum. Başka bir suç, başka bir inkar, kavga, gürültü, bağırış, öpüşme, yatak. Bu döngü her zaman böyle giderdi, her zaman, sinirli seksten başka yaptığımız şey yoktu.

"Neden kalıyorsun?" diye sorguladığında bağırmayışına şaşırdım. Şaşkınca ona döndüm ama yüz ifadesi öfkeli değil, hüzünlüydü. Kavga çıkarmaya çalışmıyordu.

"Ne?"

"Sana bu kadar acı çektiriyorsam neden kalıyorsun, Walter? İkimiz de bu ilişkinin bir yere ilerlemediğinin farkındayız, sikeyim." dedi suyu sertçe tekmelerken. Üstüme sıçrayan damlaları umursamadım.

"Çünkü çok aşığım." diye fısıldadım kendi kendime, ama duyduğunu biliyordum. "Çok aşığım ve aptalım. Beni dünya üzerindeki en değersiz kişi gibi hissettirmene rağmen seni bırakamıyorum."

Bir şey söylemedi ama elimi tutmaya devam etti. Güneş batana kadar kayaların üstünde oturduk, elimin terlemesine rağmen elimi ayağa kalkana kadar bırakmadı. Beni eve bıraktı, yolda konuşmadık. Arabadan indiğimde birbirimize veda etmedik. Bu muhtemelen başka bir ayrılıktı, birkaç gün sonra geri döndüğünde ağlayarak onu geri alacağım bir ayrılık.

-

zihnim acıyor.

winter |bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin