Ben sadece Matt ve Nash'i beklerken hepsi karşımda duruyordu. Hayatımın birden bu kadar mükemmel olması normal miydi? Sevinçten ağlamamak için kendimi zor tutuyordum, dolan gölerimle hepsine teker teker baktım. Sonra Taylor kollarını açtı ve ona doğru koşup sarıldım, çok güzel kokuyordu içimden hiç bırakmak gelmemişti ama sonra diğerlerine doğru baktım ve hepsine sırayla sarıldım, Aaron, Shawn, Cam, Johnson, Gilinsky,Carter hepsine sarılmıştım. Daha sonra Nash'in sesi yükseldi "Hadi millet bir an önce arabalara yerleşin yoksa uçağı kaçıracağız, bunu kimse istemez değil mi?" Dedi ve kendimi toparlayıp arabaya bindim.
Cameron şöför koltuğuna, yanına ise Nash oturdu, ben ise arkaya Cam kenarına oturdum yanımda Tay onun yanında Matt vardı, diğerleri ise arkamızdaki arabaya geçti.
İki araba yan yana geldik ve vine çekmeye başladılar, Daha sonra Taylor telefonunu çıkarıp beni kendine doğru çekti ve güzel bir selfie çekti, daha sonra kullanıcı adımı sorararak, beni etiketledi ve twitter'da paylaştı, bazıları "kim bu sürtük" diye tweetler atıyordu, bazıları ise onlara "O sadece bir fan" gibisine cevaplar veriyordu.
Tweetleri okumaya dalmıştım havaalanına geldiğimizi fark etmedim bile, arkadan valizimi alarak Matt ile önden yürümeye başladık. Neyse ki hayranlar burada toplanmamıştı ve uçağa yetişmiştik.
Hepimiz uçaktaki yerlerimizi aldıktan sonra gözüm Allison'ı aradı, Jack'lerin yanında oturuyordu ve halinden memnun gözüküyordu. Allison bu duruma çabuk alıştı ben hala kendimi rüyada gibi hissediyorum.
**
Evet Los Angeles'a varmıştık düşündüğümden daha da iyiymiş ardından belimde bir kol hissettim, Bu Taylor'ın koluydu.
"Söyle bakalım Beatrice burayı nasıl buldun" Dedi dülümseyerek.
"Düşündüğümden daha iyi" dedim
Sohbete dalmıştık otele geldiğimizi fark etmedik bile. Herkes odalara yerleşiyordu Allison ve ben 211 no'lu odaya yerleştik Cameron, Nash, Taylor ve Matt ise odamızın hemen yanındaki 212 no'lu odaya yerleştiler, Shawn, Carter, Aaron ve Johnson, ise diğer tarafımızda olan 213 no'lu odaya yerleştiler odalar 4 kişilikti ve Gilinsky ortada kalmıştı diyebiliriz ama o da 213 no'lu odaya geçti en sonunda.
**
Burada 1. haftamı doldurmuştum ve artık herşeye alışmıştım, içimdeki fan sevgisi tamamen dost sevgisine dönüşmüştü, bir kişi hariç, ona olan sevgim dostça değildi fena halde aşık olmuştum ama bunu ona söyleyemezdim fan olduğum zamanlar kolayca söyleyebiliyordum her an "Seni seviyorum" diye tweetler atıyordum ama bu aynı şey değil... Sanırım ona olan sevgimi saklamak zorunda kalacağım.
Düşüncelere dalmışken kapının çaldığını duydum üstümü düzeltip hemen kapıya doğru gittim Cameron karşımda duruyordu, bizimkilerin aşağıda kahvaltı yaptığını ve bizi beklediklerini söyledi, hazırlanıp geleceğimizi söyleyerek kapıyı kapattım.
Rahat bir şeyler giyinip Allison'ı alarak kahvaltı alanına gittik. Taylor eliyle buradayız gelin işareti yaptı, gülümseyerek o tarafa doğru ilerledik, Tay ve Matt'in arası boştu neden boşluk bıraktıkları hakkında hiçbir fikrim yoktu aralarına oturdum Allison is karşıma oturdu.
Konu nasıl açıldı bilmiyorum ama soyadlardan konuşmaya başladık, Allison en beğendiği soyadı söyledi evet bunu diyeceğini biliyordum "Gilinsky" Jack bunu duyunca "İstiyorsan soyadımı alabilirsin" diyerek çapkınca gülümsedi ve bütün masa deliler gibi gülmeye başladı, Jack işte şakacı çocuk. Masadaki bir diğer kız olarak bana da sordular ben cevap veremedim "Hepinizin soyadını beğeniyorum ben" dediğim an masadan kahkahalar yükseldi. Taylor "Biliyorsun hepimizin soyadını alman imkansız bence caniff gayet iyi" dedi ve gülmeye başladı. "Heey hadi ama öyle demek istemediğimi hepiniz biliyorsunuz" diyerek kahkahalara boğuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Distance
FanficBir genç kızın vine'a attığı video ile birden tüm hayatı değişti. Sizce her şey yolunda gidecek miydi? Beatrice sadece yolun başındaydı. Sizce onu bu yolda neler bekliyordu?