Part 1

1.8K 71 93
                                    

"Uff çıldıracağım ya davul gibi şişti parmağım! Gelmiş tam da yerini sokmuş hayırsız hayvan! Resmen sağ elim devre dışı kaldı ya!"

Bütün gece sivrisineklerden uyuyamayan genç kız artık delirmek üzereydi. Her yeri şişmişti resmen. Evde başka kimsenin alerjisi olmamasına rağmen dünyadaki tüm sivrisinekler gelip onu bulmuştu sanki.

Tam tekrardan uykuya dalacağı sırada bu sefer de dışarıdan gelen sesler uyandırdı onu.

"Hayır yani anlamıyorum kim sabahın 5'inde dışarıda son ses Candy Crush oynar ki? Biz sizin şekerlerinizi duymak zorunda mıyız kardeşim!?"

Sonunda gözlerini huzurlu bir şekilde kapatabilen kız annesinin 'günaydın' şarkısıyla yine hayallerini yarıda bırakmıştı...

"Günaydınnn benim güzel kuzumm canım yavrummm prensesimmm!!!"

"5 dakika daha anne..."

"KALK YOKSA UÇAĞI KAÇIRACAKSIN!"
"Gerçi kaçır canım daha iyi hem yanımda kalmış olursun, ben seni hiç koynumdan ayırmam küçük kuzum..."

"Ahh işte başlıyoruz..!"

Kadının gözleri dolmuştu. Bunca sene hiç yanından ayırmadığı nazlı kuzusu bu sabah hiç bilmediği, tanımadığı elin memleketine gidiyordu. Burada da çok güzel üniversiteler vardı yani illaha gavurun memleketine mi gitmesi gerekiyordu canım?

"Yavrum gitmene hiç gönlüm razı değil... Ben sensiz ne yaparım buralarda? Sen nasıl tek başına oralarda başının çaresine bakacaksın ha?"

"Anne yalnız değilim ki Ece de benimle geliyor."

"Allah'tan o kız var yani yanında! Bana bak sakın birbirinizi bırakmayın emi yavrumm!!"

"Tamam anne..."

"Neyse tamam olan oldu artık yapacak bir şey yok... Eben sana son kez krep hazırlamış hadi gel de kahvaltımızı edelim."

"Krep mi?! Hemen geliyorum!"

Krep kelimesiyle yataktan fırlayan genç kız alelacele yüzünü yıkayıp mutfağa gitti.

"Günaydın ebişş!!"

"Günaydın yavrum! Bak sana son kez krep yaptım çok seversin diye..." bu sefer de yaşlı kadının gözleri dolmuştu. Onun için de torunundan ayrılmak bir hayli zordu.

"Yaa bari sen yapma ebe! Bana moral ve motivasyon vermeniz gerekirken siz tam tersini yapıyorsunuz."

Hep birlikte masaya oturduklarında herkesin kalbini saran bir hüzün vardı. Kimse genç kızın yurtdışına gitmesine razı değildi...

"Eskiden okulda sınava girip kazandığında annen seni göndermek istememişti ki şimdi tek başına okumak için göndersin seni... Eski günler gözümün önüne geliyor hep. Oturup hayal kurardın ben yurtdışına gidip okuyacağım diye. Valla hayal kura kura sonunda gerçek ettin hepsini..."

Elindeki tüm Nutella kavanozunu bir krebe boşaltan genç kız ailesi ne kadar karşı olursa olsun yeni hayatı için oldukça heyecanlıydı.

"Merak etme ebe her şey çok güzel olacak."

"Bana bak kafir damat istemem ha!"

"Ya ebe!" Ebesinin sözlerine üçü birden gülmüştü.

"Aman yavrum 30'undan önce evlenmek yok."

"Ya anne ne kapatıyorsun kısmetimi?"

"Çocuk doğru söylüyor kız hem Allah bilir neyin ne olacağını."

"Hem bir kere ben okumaya gidiyorum oraya tamam mı? Çıkarın kafir damadı aklınızdan."

"Aferin çocuğum."

"Haklısın valla aman koca neymiş ayol?!"

"Aman yavrum oku da adam ol hayatını kurtar!"

"Merak etmeyin zaten öyle."

Birlikte son kahvaltılarını da ettikten sonra artık evden ayrılma vakti gelmişti...






Nothing is a Coincidence. ~Tom Hiddleston~ [devam ediyor] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin