Part 8

511 47 146
                                    

Ertesi sabah.

O, gelmedi...

Tüm gece, sabaha kadar onu beklemişti genç kız. Ama o yoktu, gelmemişti... Hayalleri yıkılmıştı. Artık pes etmesine az kalmıştı...

"Beni ne sanıyor bu? Öyle durup dururken beni arayıp, tüm duygularımı alt üst edip, iyi bir şey mi yaptığını sanıyor? Belliydi zaten gecenin bir yarısı anlamsız mesajlar atıp yine beni hayal kırıklığına uğratacağı! Kalbim kırılıyor artık, dayanamıyorum bu dengesizliklerine!"

"Boşver. Düzelir..." Ece arkadaşının üzülmesini istemiyordu. Ama onun durumu anlayıp, toparlanması için, ona teselli sözcükleri fısıldamayacaktı. Bu küçük hayal dünyasından çıkması gerekiyordu.

"Yok bu böyle olmayacak. Buna biraz daha devam ederse çıldıracağım sanırım! En iyisi gidip konuşmak ve her şeyi kökten halletmek."

Genç kızın daha fazla bekleyecek vakti yoktu. Bu duruma artık dayanamıyordu. Kahvaltıdan sonra ilk iş, telefondan evini tespit ettiği dengesiz tırtılının yanına gitmek olacaktı...

***

"Güzel görünüyor muyum?"

"Hm hm."

Lara kendisine son kez çeki düzen vermişti.

"Bana şans dile."

"İyi şanslar..."

"Şey saat sence de biraz erken değil mi?"

"Sanmıyorum. Uyanmıştır çoktan o."

Evet saat henüz 8.30'du. Ama Lara daha fazla bekleyemiyordu. Arkadaşıyla vedalaşıp evden çıkmıştı bile.

Yavaş yavaş o kutsal yere doğru ilerlerken, genç kızın aklında yaklaşık 14 milyon 605 tane kötü senaryo yazılmıştı bile. Ve sadece 1 tanesi iyi bitiyordu...

Evleri pek uzak sayılmazdı. Otobüsle bir yarım saatte gelinebiliyordu.

Sonunda evi bulduğunda derin bir nefes aldı genç kız. Ne diyecekti?

Şey ben neden dün gelmedin diyecektim
yani iyi misin kötü bir şey yok dimi?

**

Dün o attığın mesajlar neydi öyle?
Benimle bir oyuncak gibi oynayamazsın!

**

Dün niye gelmedin lan şerefsiz!
Kalbimi kırmayı bırak artık!!!

"Sanırım beni en doğru şekilde yansıtan sonuncusu..." Lara ne diyeceğine çoktan karar vermişti. 10 dakikadır kapının önünde boş boş bekliyordu sadece. İçinden son kez dualarını ettikten sonra kapıyı tıklattı.

Genç kıza yıllar gibi gelen, geçen saniyeler sonunda kapı aralanmıştı.

Kapının arkasında güzel bir kadın vardı.

"Merhaba, kimsiniz acaba?"

Lara yanlış mı geldim acaba diye düşünürken, arkadan duymaya alışık olduğu ses gelmişti.

"Kim gelmiş?"

Hayır, doğru gelmişti... O buradaydı.

"Bilmiyorum. Sordum ama cevap vermedi sevgilim."

Sevgilim..?

Kim olduğunu bilmediği kadın, onun elini tutmuştu.

Yavaş yavaş avına yaklaşan dişi, yanındaki erkeğinin sadece kendisine ait olduğunu göstermek ister gibiydi...

İşte o an, dişi av ve erkek göz göze gelmişti. Erkek dişiyi gördüğü anda yanındakinin elini bırakıp onu ittirmesi bir olmuştu.

"Lara?"

"Thomas..."

Genç kızın gözleri dolmuştu. Onu evde bu şekilde bulmayı beklemiyordu. Üstelik yanındaki kadının üzerinde onun olduğu belli olan bir gömlek vardı...

"Siz tanışıyor musunuz?"

"Şey evet-"

"Ah o zaman, ben Olivia, Tom'un nişanlısıyım. Tanıştığımıza memnun oldum."

Genç kız duyduklarını anlamak istemiyordu. Bu kadın, doğru muydu dedikleri? Cidden böyle bir şey yapar mıydı o?

"Lara. Bende memnun oldum."

Kendisine uzatılan eli kabalık etmemek için sıkmıştı.

O ise sinirli gözüküyordu. Derin bir nefes alıp yanındaki kadını içeri yolladı.

"Lara ben..-"

"Umarım bölmedim."

"Hayır hayır yani ben...ah tanrı aşkına düşündüğün gibi değil! İçeri geçmek ister misin?"

"Hayır. Sadece sana bir çift lafım vardı. Ama konuşmamıza gerek kalmadı, göreceğimi gördüm. Size daha fazla rahatsızlık vermeyeyim. Mutluluklar..."

Genç kız arkasına bile bakmadan koşarak ordan uzaklaşmıştı. Gözyaşları artık bekleyemiyor, ardı ardına gözlerinden süzülüyordu. Kalbi kırılmıştı.

Hayalleri yıkılmıştı.

Umutları yitmişti.

Artık pes ediyordu...

~•●>♡•♧×=_^





.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Nothing is a Coincidence. ~Tom Hiddleston~ [devam ediyor] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin