Part 7

544 47 87
                                    

4 gün sonra...

Genç kız hâlâ buluşmanın etkisini üzerinden atamamıştı. O, hayal ettiğinden daha güzeldi... Ve bunu hak etmiyordu.

Aradan neredeyse bir hafta geçmişti. Tom onu buluşmadan sonra hiç aramamıştı. Bu sefer gerçekten ilişkileri kopmuştu sanırım. Artık onu araması için bir sebep yoktu.

Onu unutması gerekiyordu. Unutmak zorundaydı! Her geçen saniye onu düşünmek beynini fazla meşgul ediyordu. Derslerine odaklanamıyor, işlerini doğru düzgün yapamıyordu bile.

Son günlerde olanları düşünmemek, kendine bir uğraş bulmak için örgü örmeye başlamıştı. Gerçi yine aklında o vardı. Ona bir atkı örmek istiyordu. Artık hayatında olmayan birine atkı örüyordu...

Belkide ilk mesajı onun atmasını bekliyordu?
Hayır hayır..
Genç kızda böyle bir cesaret yoktu ki. Bunu ilk görüşte anlamış olması gerekirdi.

Artık atkısı için renk seçmek istiyordu Lara. Bu yüzden düşüncelerinden sıyrılıp aynada son bir kez kendine bakıp evden ayrıldı.

Bulduğu ilk hobi dükkanının içine dalan genç kız, kendisiyle ilgilenmeye başlayan bayana nasıl bir ip istediğini anlattı. Çok geçmeden bayan genç kızın önüne rengarenk ipler çıkartmaya başlamıştı bile. Hepsinin rengi çok güzeldi ve bu sadece kızın kafasının daha çok karışmasına sebep oluyordu.

Ne renk seçmeliydi?

Mavi..?

Yeşil..?

Belki de en basitinden siyah.

Fakat çoktan köşedeki bir ip genç kıza göz kırpıp dikkatini çekmeyi başarmıştı. Dükkanın tozlu raflarında satılmak için bekleyen ama cıvıl cıvıl, rengarenk ipler geldikçe umutsuzluğa kapılan bir renkti bu.

Gri...

Binlerce ton arasından en güzeline sahip olan belkide?

Hüzün ve özlem duygusunu en güzel işleyen renk...

Genç kız önündeki tüm ipleri görmezden gelerek karşısındaki rafa ulaştı.

"Bunu istiyorum."

***

"Güzel renkmiş. Kim için örüyorsun peki bu atkıyı?"

"K-kendim için."

"Pekala. Sana kolay gelsin o zaman. Ben odamdayım." Ece odasına doğru giderken arkadaşı onu kolundan tutup durdurmuştu.

"Hey. Neden bana soğuk davranıyorsun? Küstük mü..."

"Hayır, sadece bana yalan söylüyorsun! Bu aptal atkıyı kimin için ördüğünü biliyorum! Çocukça bir hayalin içinde yaşamayı bırak. O gitti!"

"Bak Lara'cım önünde parlak bir gelecek var bu nedenle derslerine önem vermen gerekiyor. Ben demiyorum ki hiç başka şeylerle uğraşma arkadaşlarınla takılma. Ama biz bu yola uzun zahmetlerle çıktık ve bu adam sadece aklını karıştırıyor. Pekala onu sev, ama bu kadar çok düşünme. Olduğu kadar, olmadığı kader. Tamam mı bebeğim?"

Ah benim derslerini ve geleceğini her şeyden daha çok önemseyen arkadaşım...
Umarım gelecekte bir test kitabıyla evlenmezsin!

"Peki anne..."

Kalbi kırılmıştı... En yakını bile onların birlikte olabileceğine inanmıyordu. Haklıydı da, kimse inanmazdı.

'•♧▪~"+°◇..

Lara yatağına oturmuş, atkısını örmekle meşguldü. Elinden gelenin en güzelini yapıyor, en küçük bir hatada tekrar başa dönüyordu.

Odadaki sessizliği telefona gelen mesaj sesi bozduğunda, genç kızın kalp ritimleri de değişmişti.

O muydu acaba?

Değerli müşterimiz,
Bla bla bla...

Telefonunu büyük bir beklentiyle açmıştı fakat istediği kişi değildi... Saçma bir operatör mesajıydı sadece. Sinirle telefonunu alıp uzaklara atan genç kız atkısını örmeye devam etti.

Aradan saatler geçmişti ve Lara bir yanında ipi, bir yanında şişleri kapanmak üzere olan göz kapaklarıyla tavana bakıyordu.

Sadece tavana bakıyordu.

Ha bir de onu düşünüyordu..

Düşüncelerini bölen şey yine telefonun mesaj sesiydi. Başka bir operatör mesajı daha...

"Ya bir günde 10 tane mesaj fazla değil mi? Hayır yani hepinizin aynı anda mı mesaj atacağı geliyor anlamıyorum ki."

"Bari hepiniz farklı günlerde atın da yalnızlık hissetmeyelim..."

Genç kız gelen mesaja bakmadan uzanmaya devam etmişti.

Fakat aradan dakikalar geçerken bir mesaj daha gelmişti.

Ve bir mesaj daha...

Lara derin bir nefes alıp yatağından kalkmıştı.

"Saat gece yarısını geçiyor! Bu mesaj atan zeki hangisi acaba?"

Gönderen: Güzel kıçlı ;)
00.42

Lara...

00.43

Lütfen yanımda ol.

00.45

Sana ihtiyacım var...

Ne?
Ne diyor bu?

Lara mesajı onun gönderdiğine mi, yoksa yazdığı kelimelere mi şaşıracağını bilememişti. Ne oldu da kaç gün sonra durup dururken mesaj atmıştı şimdi bu? Başına taş falan mı düştü! Ama genç kızın aniden mesaj atmasına kızacak hali yoktu. Kelimeleri şu anda çok daha önemliydi.


00.47
Pardon, anlayamadım?

00.47
Boşuna masum kız numarası yapma.
Yanımda olmanı istiyorum, nesini
anlamadın?

00.48
Ne?

NE

NE                                                                   NE
NE

NE                                                                   NE
NE

NE                                                                   NE
NE

00.49
Konum at geliyorum.         

Badboy'culuk falan oynuyoruz ya? Bu hal ne böyle?

Neyse ;)))

00.52
*konum*

00.52
Aferin tatlı kız :)

Çevrimdışı

Nothing is a Coincidence. ~Tom Hiddleston~ [devam ediyor] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin