Herkese merhabalar. Uzun bir süre buralarda yoktum. Bu yüzden sizleri ve güzel yorumlarınızı çok özledim. Bu bölümü biraz daha dikkatli okumanızı istiyorum. Kitabın gidişatı üzerinde küçük ayrıntılar var. Bunları kaçırmanızı istemem. Hepinize iyi okumalar...
____________________________________
"Biricik kızımın çalıştığı yerin değiştiğini gazetelerden öğreniyorum. Bana bir açıklama yapacak mısın Defne?"
"Açıklama yapmam gereken bir durum yok. İşimle bu zamana kadar ilgilenmedin bundan sonra da ilgilenmezsin diye düşünüyorum Annecim."
Karşında sinirle ona bakan annesine göre çok sakin ve güçlü duruyordu Defne. Annesi bu zamana kadar işine destek vermek yerine hep karşısına engel olarak çıkmıştı.
"Sen buraya ait değilsin Defne. Evine ve seni bekleyen mükemmel hayata dönmek zorundasın."
"Ben hiçbir yere dönmek zorunda değilim." dedi Defne sesini kontrol etmek de güçlük çekiyordu. "Bu beğenmediğin işimde, evimde, bir türlü anlayamadığın ama benim tek vazgeçilmezim olan müziğimle çok mutluyum." Oturduğu tabure geriye düşerken Defne ayağa kalkıp annesinin karşına geçti.
"O süslü bebeklerin yardım amacıyla düzenledikleri milyon dolarlık dernek gecelerinde ve önemsedikleri tek şey insanların hayatında olup biten olaylar olan o kurgunun içerisinde olmak istemiyorum." Derin bir nefes alıp ellerini göğsünün altında birleştirmişti.
"Kısacası ben bana sunduğunuz o hayatı istemiyorum."
Melek Hanım kızının bu çıkışına sinirlenmişti. Eline çantasını alıp sinirden dolan bal gözlerini ona dikmiş kızına yaklaştı. "Çok pişman olacaksın Defne. Ama o zaman arkanda ne ben ne de baban olacak." Melek Hanım saçlarını savurarak hızlı adımlarla uzaklaştığında arkasında bıraktığı kızını nasıl bir yıkımın içerinde olduğunu bilmiyordu.
Arkadaşları uzun süredir bir ses gelmeyen odadan Melek Hanım'ın çıktığını gördüklerinde hiç beklemeden odaya daldılar. Defne camın önüne geçmiş dışarıyı izlerken nasıl bir halde olduğunu anlamışlardı. Ömer kapıda öylece dikilirken içeri girip girmemek arasında kaldı.
Defne bir süre daha camdan dışarıyı izleyip annesinin gittiğinden emin olduktan sonra arkasında merakla onu izleyen kişilere döndü. Burukça gülümseyip masanın üzerinde bulunan çantasını beline taktı.
"Bugün bensiz idare edebilir misiniz?"
Aras ve Murat kafasını salladığında Seçil de "Tabi tabi çık sen kafanı dağıt buralar bizde." demişti. Ömer yanından geçip giden kıza uzunca baktı. Yanında gidip ona destek olmak istiyordu ama şu an çalışmak zorunda olduğunun farkındaydı. Defne merdivenleri inene kadar onu izleyip onu bekleyen arkadaşlarının yanına döndü.
________________________________________Defne hazırladığı kahveyle pencerenin önündeki koltuğa oturmuş dışarıdaki yağmuru izliyordu. Eve gelmeden önce yurda uğrayıp Yaprak'ın sorumlu öğretmenine boyası biten yurdun anahtarını teslim etmişti.
Kadının gözlerinin içindeki ışık ona büyük haz vermişti. Bir insanı hatta onlarca çocuğu mutlu etmek bu kadar kolayken insan neden kendi mutluluğunu bir türlü yakalayamıyordu. Ya da yakaladığı mutluluğu neden çevresindeki insanlara aktaramazdı.
Annesinin üzerinde kurmaya çalıştığı bu baskı yüzünden birçok hayalinden vazgeçmek zorunda kalmıştı. Cemiyette çok saygın bir ailenin kızı olmak onun için git gide zorlanıyordu. Buna bir çözüm bulmuştu aslında. Duymamak. Ama her ne kadar Defne duymamaya çalışsada annesi her seferinde yüzüne haykırarak anlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SES
Fanfiction"Bal gözlerinin içindeki kızıllığa aşık olmuştum ben. Çok değil, biraz Ateş biraz Güneş biraz Sen." Elimin tersiyle ittiğim hayat kestirme yollardan yeniden kucağıma düşerken yanında getirdiği hediye de paha biçilemezdi. Müzik kapalı, gizemli bir ku...