Defne bütün gece tırnaklarını kemirip Ömer ile o kaltak kızın dün gece nereye gittiğini düşünmüştü. Eve gelmediklerini biliyordu çünkü dün gece onların ardından çıkıp eve gelmişti. Kapıda gördüğü kapıcı Mehmet abiye Ömer'in eve gelip gelmediğini sormuştu ama adam görmediğini söylemişti.
Nereye gittiğini dün gece nerede kaldığını o kadar merak etmişti ki. Tekrar bara dönme ihtimalini düşünüp Seçil'e mesaj atmıştı. Ama bara da geri dönmediğini öğrenmişti. Bu sabah işe geleceğini iyi biliyordu bu yüzden erkenden hazırlanıp bara geldi. Henüz pek kimse yoktu. O da üzerini değiştirmek için soyunma odasının olduğu kata geldi. Hızlıca üzerini değiştirip aşağı inmek için merdivenlere giderken erkeklerin soyunma odasının kapısının açık olduğunu fark etmişti.
Adımları kendinden bağımsız odaya ilerlerken içeride bulunan koltuklara kıvrılıp uyumuş olan Ömer'i görmeyi beklemiyordu. Yavaş adımlarla odaya girip ses çıkmamasına özen göstererek yavaşça kapıyı kapattı. Birinin onu içeri girerken görmesini istemiyordu. Bu yüzden kapıyı kapatmadan hemen önce kimsenin görüp görmediğini kontrol etti. Bulundukları katta kimse görünmüyordu. Ömer'in yattığı koltuğun başına geldiğinde istemsizce gülümsedi. Dün gece burada uyuduğunu anlamıştı. O kızla çıkmasının nedenin bir an kendisini kızdırmak olduğunu düşündü Defne. Sırf onu kıskanıp ona geri döneceğini düşünmüştü. Ama yanıldığı bir yer vardı. Defne de en az onun kadar zeki ve inatçıydı.
Eli adamın anlına düşmüş dağınık saçlarına gittiğinde yavaşça okşadı. Bütün gece kendini yiyip bitirmişti. Ömer Seçil'e mesaj attıktan sonra bara gelmiş olmalıydı. Yoksa haberi olurdu. Ya da çok sevdiği arkadaşı Seçil, ona bilerek yalan söylemişti. Defne çıkmak için ayağa kalkıp kapıya ilerlerken Ömer gözlerini açıp Defne'yi gördü. Yüzüne çarpık bir gülümseme yerleşmişti. Sabah gözünü açtığında ilk göreceği kişinin Defne olacağını hiç düşünmemişti. Bunu bilse daha erken uyur bir an önce sabah olmasını beklerdi.
"Odaları karıştırdın galiba burası erkeklerin soyunma odası."
Ömer'in sesiyle irkilip yanda duran vazoyu devirmişti Defne. Korkuyla arkasını döndüğünde tek isteği Ömer'in daha yeni uyanmış olmasıydı. Ömer koltukta hafifçe dikleşip saate baktı. Hava henüz yeni aydınlanmıştı. Koltuktan kalkıp kızın yanına gelirken "Rüyanda beni mi gördün? Bu saatte ne işin var burda." diye sordu.
Defne'nin eli ayağı birbirine girmişti. Telaşla "Ne alakası var ben erken gelip çalışmak istedim. O yüzden geldim." dedi ve devirdiği vazoyu dikleştirdi. En son vazo devirme faciasında az kalsın Ömer'le birlikte oluyordu. Aklına gelen ayrıntıyla yanakları kızarmış, gözleri yerinden çıkacak gibi büyümüştü.
Bulunduğu odanın erkeklerin soyunma odası olduğunu unutmuştu Defne. Geri geri gidip kapıyı açtı çıkmadan aklına gelen şeyle arkasını dönüp ona bakan Ömer'e yaklaştı.
"Sarışın kızın evi yoktu herhalde. Burada uyuduğuna göre." dedi imayla. Ömer onu kıskandırmanın verdiği mutlulukla gülümsedi. Defne kıskanınca daha bir güzel görülmüştü gözüne. Yanaklarının kızarmasının kıskançlık yüzünden olduğunu düşünmüştü oysa Defne'nin aklı pek yerinde değildi.
Dudaklarını büzüp "Bilmem. Eve pek ihtiyaç duymadık. Hallettik yani.." dedi Ömer. Defne'nin kaşları çatılırken sinirden kalbi patlar derecesinde atmaya başlamıştı. Derince nefes alıp kafasını salladı ve çıkmak için kapıyı açtı. Kapatmadan hemen önce Ömer'e dönüp gözlerini kısarak güldü.
"Yanlız bir sonraki sefer daha hijyenik çalışırsanız.."dedi. Anlamadığını düşünüp "Sağlık için yani!" diye ekledi ve kapıyı sertçe çarpıp çıktı. Ömer onu kıskandırmayı başarmıştı. Çünkü Defne kapının hemen ardında sinirden nefesini tutup tırnaklarını kemiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SES
Fanfiction"Bal gözlerinin içindeki kızıllığa aşık olmuştum ben. Çok değil, biraz Ateş biraz Güneş biraz Sen." Elimin tersiyle ittiğim hayat kestirme yollardan yeniden kucağıma düşerken yanında getirdiği hediye de paha biçilemezdi. Müzik kapalı, gizemli bir ku...