Gözlerimi açtığımda odada değildim. Başımda sert bir ağrı vardı. Hafızamı biraz zorlayarak dün ne olduğunu hatırladım. Göğsümdeki bu ağırlıkta neydi? Yağmurdu bu. Elimi tutuyordu. Uyanana kadar onu izledim. Dakikalar sonra uyandığını farkettim. Uyku sersemi kafasını kaldırıp, gözlerini ovduktan sonra benim de uyandığımı farketti.
"Uu-uyanmışsın." dedi. Hafif kekelereyek.
Kahkaha atarak,
"Çok mu korktun. Biricik Barış'ının ölmesinden."dedim.
Sinirli bir tavırla.
"Teşekkür etmen gerekirken dediğin şeylere bak. Neyse şuan iyi olduğuna göre gidebilirim artık." diyerek kapıdan çıkıyordu ki kolundan tutarak kendime çektim.
***
"Ne yaptığını sanıyorsun Barış." dedim sert bir tonla."Sinirlenince olan güzelliğini hâlâ kaybetmemişsin." dedi.
Gözlerim dolmuştu. Kolunu sertçe iterek odadan çıktım. Karşımda Eda hocayı gördüm. Tam ağzını açacaktı ki ondan önce davranıp,
"Barış, hiç olmadığı kadar iyi hocam." dedim.
"Tamam Yağmur. Dün için kusura bakma biraz fazla yükseldim. Şimdi işinin başına dönebilirsin." dedi tebessum ederek.
***
Yağmur'un kızaran yanaklarını düşünürken, hızla atan kalbim kapının açılmasıyla normale dönmüştü. Gelen Eda hocaydı."Nasılsın Barış."
"İyiyim hocam. Artık işimin başına dönebilirim. Fazla bile dinlendim."
"Aslında farklı bir şey konuşmak için geldim. Ahmet abim ölmeden önce burda tedavi görürken bana -Yağmur hiç üzülmesin hep onun yanında ol.- demişti. Dün senin için Yağmur'un ne kadar endişelendiğini gördüm. Gözlerinin içi kararmıştı. Kaybettiğin kalbi tekrar kazan. Ona iyi bak ve üzme." dedi.
Eda hoca önceden bizim birlikte olduğumuzu biliyordu. Dedikleri çok hoşuma gitmişti. Bir insan sadece sevdiği insan için endişelenirdi. Yağmur kendi kabul etmese de beni hâlâ seviyordu. Tek yapmam gereken ona bunu kabul ettirmekti.
Yumuşak ve memnun bir ses tonuyla,
"Teşekkür ederim hocam." dedim.
***
Sinirlenince çok güzel oluyormuşum. Bu adamın derdi beni çileden çıkartmak bence. Diye söylenerek giderken bir hastanın yardım çığlıklarını duydum. Hızla koşarak ona yardım ettim. Ve daha bir çok hastaya. Sonunda bir mola vererek kafeteryaya indim. Kahve alarak boş bir masaya oturdum. Gözlerimi kapatıp dinlenirken. İki kişinin yanıma oturduğunu farkettim. Gözlerimi açtığımda Batu ve yanında tanımadığım bir kız vardı. Batu konuşmaya başladı"Yarın yeni ekip için bir parti düzenleyeceğiz. Eda hoca gelmeni istiyor." dedi ve bir kart uzattı.
Gürültülü ortamlardan pek hoşlanmasamda bundan sonra daha çok sosyal olmayı istiyordum. Kabul ettim. Tam kartı elime alıyordum ki arkamdan uzanan el kartı aldı. Arkamı döndüğümde Barış'ı gördüm.
Kahvesini yudumlayarak ukala bir tavırla kartı incelemeye başladı."Baya güzel bir mekan. Beni de davet etmişsinizdir umarım." dedi.
Yüzümü Batuhan'a çevirerek kaşlarımı hayır dercesine kaldırdım. Ama bunu inatla yaparcasına,
"Evet senin için de var bir tane." dedi ve kartı Barış'a verdi.
Kafamı sinirle masaya koydum. Barış eğilerek,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAĞMURDAN SONRA GÜNEŞ
Lãng mạnHızını kesmeyen yağmura karşı umudunu yitirmeyen o mavi gökyüzü... Biliyordu ki yağmurdan sonra güneş doğacak.. 02.07.2018🌹