5

13 3 0
                                    

"Yağmur kalksana geç kaldın. Çabuk hazırlan."

Annemin odaya baskın yapar gibi girmesiyle, yataktan yere düşmem bir oldu.

"Ahh kafam.. Anne neden muharebe çıkmış gibi giriyorsun odama?"

"Saate bak anlarsın neden öyle yaptığımı."

Elimi masanın üstünde gezdirip telefonumu buldum. Gözlerimi ovduktan sonra telefonun ekranına baktım.

"Oha! Anne sadece 40 dakikam var. Sen bana bir taksi çağır. Ben de hazırlanayım hemen." dememle yerden kalkıp banyoya gitmem bir oldu.
*
*
Derin bir oh çekerek aynanın karşına geçtim.

"İşte hazırım."

Bugün kendimi çok enerjik hissediyorum. Umarım güzel şeyler yaşarım...

Binadan çıkışımı yapar yapmaz taksiye bindim. Yaklaşık yirmi dakika süren yolculuktan sonra hastanenin önünde olmuştum. Hastaneye girişimi yaptım. Tam üstümü değiştirmeye gidiyordum ki Barış'ı gördüm. En iyisi şuna haddini bildireyim. Sinirli bir tavırla ve koşar adımlarla yanına gittim.

"Beni takip etmeyi kes artık! Konuşmak istemiyorum seninle" dedim.

Barış tam konuşacaktı ki arkadan gelen Eda hoca Barış'a seslendi.

"Aaa Barışcım nasılsın canım?"

"Bende sizi bekliyordum hocam. Hastanedeki ilk günüme bakarsak fazla bile oyalandım hocam." dedi.

Ne diyordu bu? Gerçekten benim çalıştığım hastane de mi başlayacaktı? Şaşkın tavırlarla Eda hocaya bakıyordum. Eda hoca mahcup bir şekilde elini omzuma koyarak,

"Seninle dün kafeteryada bu konuyu konuşacaktım Yağmur. " dedi ve yürümeye başladı.

Barış'a odasına gelmesini söyledi. Eda hocanın arkasından giden Barış, bir anda yanımda durdu ve kulağıma eğilerek,

"Artık aynı hastanedeyiz şimdi kaç kaçabilirsen benden." diyerek alaycı bir tebessüm etti.

Ayaklarımı yere vurarak,

"Of of neden böyle oldu ya.." diye bağırdım.

Çevremdeki insanlar şaşkın bir şekilde bana bakıyorlardı. Kulağıma egilmesinden olacak ki kalp atışlarımı hakim olamıyordum. İki defa kalbime vurarak kendime geldim. Bu durumdan ancak ondan kaçarak başa çıkabilirdim. Bugün, güzel şeyler olacak umuduyla tekrar gülümsedim ve üstümü değiştirmeye gittim. Eda hocadan gelen bildirim sesiyle telefonu cebimden çıkardım. Gelen mesajda, odasının önünde bizi beklediği yazıyordu. Hastaları kontrol edecektik herhalde. Eda hocanın kapısının önündeki doktorlardan sadece Batuhan'ı tanıyordum ha bir de Barış. Lütfen düşündüğüm şey olmasın...

"Yağmur sende geldiğine göre konuşmam gereken şeyi konuşabilirim."

Hep bir ağızdan,

"Tabi, hocam buyrun." dedik.

"Bu altı kişi gerçekten harika bir ekip olacak."

Herkes çok memnundu halinden. Eda hocayla çalışmak herkesi gururlandırmıştı. Beni de öyle ama Barış'ın olması motivasyonumu düşürmüştü. İtiraz edici bir tavırla Barışı göstererek,

"O da mı dedim."

Eda hoca tebessümle,

"Evet Yağmur, Barış da artık bizimle. Şimdi herkes iş başına." diyerek
odasına girdi.

YAĞMURDAN SONRA GÜNEŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin