(Sedat Keskin: Sar Boynuna Keşani)
Sabah alarmın sesini kapatarak zıplayarak kalktım. Devamsızlığım boyumu aşmıştı ve ben yine alarmı erteleye erteleye okula geç kalmıştım. Bu uyku severliğimi ne yapacağım ya?
Hemen kalkıp çıkmak için hazırlandım. Taksi beklemeye koyulduğumda önümde kırmızı bir araba durdu. Camı yavaş yavaş açılırken ellili yaşlarda bir adam bana
"Nereye fıstık? Bırakalım istediğin yere." Dedi.
"Git işine."
"Naz etme gel bırakılım seni!"
"Yaşından başından utan be!"
Adam kolumu çekip sıkmaya başladığında ne yapacağımı şaşırmıştım. Etrafımdaki insanlar olayları izlesede müdehale etme zahmetinde bulunmuyorlardı sağolsunlar!
"Bırak kızı."
Sesin sahibine döndüğümde yüzü bana oldukça tanıdık geliyordu ama bir türlü çıkartamamıştım. Aman! Beni kurtarsında.
"Anlamadım."
"Kızı bırak sıkıntı çıkmasın."
"Bırakmazsam?"
"Bence bırak!"
Adam kolumu daha fazla sıkmaya başlarken benim canım fazlasıyla acıyordu.
Yanımdaki çocuk bir hışımla kapıyı açıp adamı arabadan çıkardı. Ben daha ne olduğunu anlamadan adama kafayı gömmüştü.
Adam yerde acıyla sızlanırken beni kurtaran çocuk
"Benimle gel." Dediğinde itiraz etmeden söylediğini yaptım. Olay yerinden ayrıldığımızda bir bank bulup oturduk. Çocuk endişeyle
"İyi misin?"
"İyiyim ama kolum acıyor biraz."
Bir dakika bir dakika! Ben okulu tamamen unutmuştum! Geç kalıyordum! Hemen olduğum yerden kalkıp gitmeye yeltendiğimde bana
"Nereye?" Diye sordu. Tamam beni kurtarmış olabilirdi, bu yüzden ona minnettardım ama bu sorgu sual neydi?
"Şey, okula geç kaldım ben."
"Ben bırakırım seni."
"Çüş! Yani ne alaka?"
"Ben seni bizim Üniversitede görmüştüm. Sanırım aynı okuldayız. Bu arada ben Ulaş."
Allahım bu bugün aldığım en şahane haberdi! Yani inşallah arabası falan varsa şahane!
"İrem bende." El sıkıştığımızda Ulaş bana eliyle hiza vererek önden buyurmamı istedi.
Otobüs durağına doğru yürürken bana seslenip
"Nereye?" Diye sordu.
"Otobüs durağına."
"Ben bırakıcam dedim gel arabam şurada."
Arabaya bindiğimizde Ulaş sürmeye başladı. Bende ondan yana pek bakmayıp dışarıyı seyretmeye koyuldum. Bu sessizlik beni darlamaya başlayınca Ulaşa bakıp
"Sende geç kalmışsın." Dedim.
"Kaldım ama benim devamsızlıktan yana sıkıntım yok."
"Sen benim devamsızlığım fazla olduğunu nereden biliyorsun, yoksa beni mi stalkladın. Yani instagram hikayelerimde bu konuyla ilgili çok dert yanıyorumda."
"Ben stalklamam, haberin gelir." Bu söylediğine gülmüştüm. O da benimle birlikte güldüğünde gülüşünün ne kadar güzel, hayran bırakıcı olduğunu düşündüm. Böyle gülerken gözleri o kadar güzel gözüküyor ki. Dudağındaki tebessüm paha biçilmez, hele şirinliğinden bahsetmedim bile. Gerçekten düştüm sana Ulaş.
Of ne diyorsun İrem tövbeestağfurullah!
"Gözlerinle yedin kızım da!"
"Hı?"
"Daha ne kadar beni inceleyeceksin?"
"Seni ne inceleyeceğim be! Delinin zoruna bak."
Tabi kızım tabi! Sen kendi söylediğin şeye inandın mı?
Yani sizde abartmayın, sadece gülüşü hoşuma gitti yani! Birde beni kurtarışı falan.
Okula vardığımızda Ulaşa dönüp
"Umarım görüşürüz." Dediğimde yüzünde tekrar bir gülümseme oluştu. Size şöyle diyeyim bu gülüşünü videoya çekseler tekrar tekrar sıkılmadan izlerim.
"Görüşeceğiz."
İçimden 'inşallah' demiş olabilirim ama konumuz bu değil. Arabadan indiğimde herkes dışarıdaydı, sanırım Ulaş sayesinde yetişmiştim. Tam anlamıyla bir kahraman!
Kendi arkadaş grubuma doğru ilerlerken arada Ulaşa kaçamak bakışlar atmayıda ihmal etmiyordum. Ne zaman ona dönsem o da aynı şekilde beni süzüyordu.
Şuan bulunduğum ortamda Gizem, Berkan, Baran ve ben bulunuyordum. Gizem bana
"Ulaşın arabasıyla gelmen gözümden kaçmadı yaramaz kaplumbağa."
Yaramaz kaplumbağa?
"Kızım adam benim hayatımı kurtardı anlatacağım sonra, ayrıca sen onu nerden tanıyorsun ki?"
"Aşık olduğu 500 erkeğin içinden biridir!" Berkanın bu söylediğine güldüğümde Gizem bozulmuş gibiydi.
"Aşk olsun ama!"
"Kızım sende tam bir şıpsevdisin ne yapalım?" Bu dediğime Berkan kahkaha atarken, Baran surat asmış sadece bizi dinlemekle yetiniyordu.
"Baranın neyi var?" Diye sorduğumda sorum Gizemeydi.
"Bunun sevdiği kızın bundan haberi yokmuymuş neymiş."
"Sen nerden biliyon?"
"Stalkçı ruhum her yerde kendini belli eder bebeğim!"
Yine Berkan, Gizem ben aramızda gülüşürken Baran sessiz kalmakla yetindi. Bu haline üzülmüştüm. Yanına gidip kolumu omzuna attım.
"Neyin var kuşum?"
"Yok birşey ya sen bana takılma." Dediğinde yüzüne buruk bir gülümseme oluştu. Gözlerim Ulaşa döndüğünde bana karşı bakışları pek hayra alamet değildi.
Sanırım yanlış anladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karadenizli Sevdam
Novela JuvenilÜniversitede tanışıp birbirlerinden hoşlanan aşıkların, Karadenizle birleşmesi.