Taehyung-Singularity
13|Güneşin olmama izin ver.
°Taehyung°
Saat beşte uyandığımda Jungkook odada yoktu. Doğrularak parmak uçlarımı göz boğumlarıma yerleştirerek yavaşça ovalayıp uyanmayı bekledim. JungGi uyuyordu. Yavaşça yerimden kalkarak sessiz bir şekilde odadan çıktım. Merdivenlerden alt kata inerken kaç saat uyuduğumu hesaplamaya çalışıyordum. Alt kata inince gelen inleme sesiyle kaşlarımı çattım. Bunlar kesinlikle Jungkook ve Yoongi hyungdu. Bekle, ben yıllarca mı uyudum acaba?
O ikisinin inlemesi demek sevişmesi demek. En son bu ikili kavgalıydı. Düzeltiyorum. Jungkook ergen tiplerine girerek ortalığı yıkmıştı. İtiraf etmek gerekirse o hali fazla korkunçtu. Bir kere okulda onu kantinde yalnız bıraktığım için kafamı sakızı ile ben uyurken masama yapıştırmıştı. Onun yüzünden saçlarımı kesmek zorunda kalmıştık. Saatlerce ağladığımı hatırlıyordum.
Mutfağa ilerleyerek bir bardağa su doldurarak içtim. Bu evin duvarlarının ses geçirmez olması gerekmiyor muydu? Tanrı aşkına yatak gıcırtısı bile geliyordu. Merdivene yaklaşarak kafamı koridordan uzattım. Kaşlarımı kaldırarak dinlerken arkamda hissettiğim bedenle yerimde sıçrayıp korkuluklara tutundum. Jimin kıs kıs gülerken omzuna vurup kaşlarımı çattım.
"Tanrı aşkına korkuttun! İnsan haber verir."
"Ben insan değilim. Deniz adamıyım."
Dil çıkartarak arkamı dönüp merdivenlerden çıkarken Jimin kolumdan kavramış beni kendine çekmişti.
"Hadi oyun oynayalım. Ne dersin?"
Göz devirdim. İşi gücü Jungkook gibi oyundu. Tamam itiraf ediyorum benim de onlardan geri kalır tarafım yoktu.
"Ne oyunu?"
"Onu da sonra karar veririz hadi."
Elimden çekiştirerek beni koltuğa oturttuğunda ona tuhaf bakışlarımı atmaya başladım. Elimi ensesine vurarak kaşlarımı çattım.
"Ne oldu sana lan? İnlemeleri duyunca mı azdın ne bok yedin. Arkadaşız biz arkadaş. Kendine gel."
Jimin ciddi bir şekilde bana dönerek işaret parmağını zıvanadan çıkan kalbimin üzerine bastırıp hafifçe ittirdi.
"Taehyungie~ Sence de pinokyo olmadın mı yeterince? Burnun yeşerecek artık~"
Kaşlarımı çatarak önüme dönüp kollarımı göğsümde birleştirdim. Zil çalınca hızla yerimden kalkarak kırmızı yanaklarımla kapıya koştum. Kesinlikle tanrı bana kurtarıcı falan göndermişti. Hatta görür görmez üzerine atlayacaktım. Kapıyı açınca Yugyeom'u görmemle üzerine atlamaktan vazgeçtim. Adam benim yüzümden iki büklüm dolaşıyordu.
Kamburu çıkmış bir dede gibi.
Dudaklarımı birbirine bastırarak kahkaha atmamak için kendimi sıktım. Yugyeom bana göz devirerek kafama vurup içeriye geçmiş kendini Jimin'in yanındaki boş koltuğa atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aqualand•myg.jjk✔
FanficÖlümsüz bir lanetli adam aşık olduğu faniyi bu sefer su altında bulur. Evrenin kendisine sevdiği adamı dördüncü bahşedişidir.. «TAMAMLANDI» →Yoonkook. →Bottom Jongguk. →Mpreg. →Angst(?).