6|Çocuğun var.

361 44 13
                                    

Maroon 5-One More Light

6|Çocuğun var.

Kalbim sıkışıyordu. Midem bulanıyor ve heyecan tüm bedenimi ele geçirmişçesine kontrolümü kaybediyordum. Kollarımı karşımdaki adamın kollarına yerleştirerek ayakta durmak adına ekstra çaba sarf ederken dudaklarım üzerinde gezinen dudaklar geri çekildiğinde gözlerimi aralayıp bulanık bir şekilde görünen silüete bakmayı sürdürdüm. Gözleri, gözlerimi esir almıştı sadece birbirimize bakıyorduk. Çevredeki sesler önemini yitirmiş ve bizi galaksinin en sıcak köşesine atmıştı. Etrafım soğuktu, çevremdekiler tehlikeliydi. Ancak Yoongi, hem güvenli hem de sıcacıktı. Yakıyordu beni. Canımı yakıyordu. Ateş gibiydi. Değdiği yeri yakıyor, kavuruyor ve uyuşmasını sağlıyordu. Zihnime doluşan düşünceler kaşlarımı çatmama neden oldu. O  beni diğerlerine benzediğim için seviyordu.

Bir adım geri çekilerek karşımdaki bedenin suratına hızlı bir tokat attım.  Yoongi,  kafasını vurduğum yere doğru çevirmiş ardından eliyle vurduğum yeri tutarak yere bakmaya başlamıştı. Etrafımız sessizleşmiş, bizi pür dikkat izliyorlardı. Sanırsın pembe dizilerinin sezon finalleri oluyordu. Ancak yanılıyorlardı. Bu sezon finali değildi, finaldi. Yoongi bakışlarını bana çevirerek gözlerini dolu dolu yaşlar akıtan gözlerime çevirdi. Gözlerinde saniyelik de olsa hayal kırıklığı yaşamıştım. Kaşlarım çatılırken omzumda hissettiğim ani acıyla bedenim tüm gücünü kaybetmişti. Yere düşerken Yoongi belimden tutarak beni kendine çekip kulağıma 'tuttum' diye fısıldadıktan sonra gözlerim yavaşça kapanmış, bilincim gitmişti.

**

Bedenim soğukla beraber titrerken göz kapaklarımı açmak adına zorladım. Alnımda hissettiğim dudaklarla bedenim cayır cayır yanmaya başlamıştı. Kaşlarımı çatarak gözlerimi son kez zorlayarak araladım. Birkaç kırpıştırmanın ardından yanımdaki bedenin kolları sıkıca bedenime dolanmıştı. Gerilmiştim. Kendimi kötü hissediyordum. Midem bulanıyor ve başım dönüyordu. Yugyeom bana acilen yatıştırıcı vermeyi kesmeliydi yoksa bedenim ciddi anlamda uyuşacaktı. Eski gücüm aynı hızda bedenime ulaşmıyordu artık.

'İyi misin?'

Yoongi'nin sesi kulaklarıma ulaştığında gözlerimi kapatarak uyuyormuş taklidi yapsam da başarısız olmuştum.

'Senin her halin gibi uyuduğun halini de biliyorum Jungkook. Bana yalan söyleyemezsin. Şimdi söyle bakalım, nerelerdeydin?'

'Sana ne!'

Sert çıkışarak doğrulmaya çalıştım. Bunu ise göğüs kafesimde hissettiğim baskı engelleyerek beni yatağa mahkum etmişti.

'Jung-'

'Kes sesini!'

'Jungkook, bir din-'

Akan yaşlarımı silerek kolunu ısırıp ayağa kalktım. Kapıya ulaşmak için koşarken uyuşuk bacaklarım beni taşıyamamış, birbirine dolanarak yere kapaklanmamı sağlamıştı. Olduğum yerde uzanarak kollarımı başımın altında birleştirerek ağlamaya devam ederken bir süre sonra saçlarımda hissettiğim el ile işittiğim pürüzlü ses kafamı kaldırmama neden oldu.

'Jungkook-ah, farklısın.'

Kafamı usulca kaldırıp burnumu çekerek yavaşlayan ağlamamla bedenimin havalanarak Yoongi'nin kucağına oturtulmasıyla kollarımı bu anı kollarmışçasına boynuna dolayarak ağlamama kaldığım yerden devam etmeye başladım. Yoongi'nin kemikli parmaklarına ev sahipliği yapan soğuk eli sırtımda dolanmaya başlayınca, o soğuk elin aksine dokunarak geçtiği yerler yanmaya başlamıştı. Kafamı omzuna yaslayarak dakikalarca belki de saatlerce oracıkta o şekilde birlikte oturduk. Ne o konuştu, ne ben dinledim. Sadece kalp atış seslerimiz duyuluyorken nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Yoongi ellerini saçlarıma çıkararak dudaklarını saçlarıma bastırdıktan sonra kafamı hafifçe geriye çekip burnumu çektim. Sakinleşmiştim artık.

Aqualand•myg.jjk✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin