Bölüm parçası : Sarah Jaffe - Clementine
NERISSA COURTNEY
Ne yapmam gerektiğini belki de bilmiyordum. Gün boyu çıkmadığım yatağımda otururken, telefonumdaki kayıtlı numarayla bakışmakla meşguldüm. Son görüşmemizin ardından bir koca gün geçmişti ve ben bir şeyler yapmakta kararlıydım.
Sonra aklıma hafta sonu yapmakta kararlaştırdığım havuz partim geldi. Herkes partileri severdi ve bu onu aramak için geçerli bir sebepti. Telefonu elime aldığımda duraksadım. Onu aramayacaktım. Davetiyeleri bastırdıktan sonra, gidip ona teslim edecektim. Sesini duymak görüntüsünden iyi değildi. Ve telefonu açacağından şüpheliydim.
Bu günde okula gitmemiştim. Açıkçası son haftalar okul umurumda olmazdı. Son senemdeydim ve okumak istediğim bir bölüm yoktu. Bu canımı sıkıyordu. Ama çizimim gerçekten iyiydi ve modadan anlardım. Büyük ihtimalle modellikte ya da tasarımda ilerleyecektim.
Ama bunu düşünmem için bir kaç ayım vardı zaten. Şimdi düşünmem gereken şeylerden biri, mavi çöp torbası ile ne yapacağımdı. Aslında onları atarsam insanlara haksızlık olduğunu düşünüyordum. Epey pahalı şeylerdi. Bir kuruma bağışlamak en iyi seçimdi. Böylece Tom'un cehennemdeki yükünü bir nebze hafifletmiş olurdum. Ah, hayır. O çocuğun tekrar beynime girmesine izin veremezdim.
Uzun süre bulunduğum yataktan esneyerek çıktım. Sonsuza dek burada yaşayabilirdim fakat iyi bir seçenek değildi. İki gündür duş almamıştım ve sıcak havada tenim berbat görünüyordu. Kendimden iğrenerek ağır adımlarla banyoya ilerledim. Aynanın karşısına geçtiğimde kabarmış saçlarıma bir dizi küfür saydırdım ve kendimi duşa kabinin içine attım.
Ilık bir duş sonrası, telefonumun melodisiyle ona yöneldim. Maicy, günlük beni rahatsız etme saatini belliki şimdi başlatıyordu.
"Merhaba Maicy."
"Merhaba? Bu aralar cidden aramızda betondan duvarlar örmeye başlıyorsun. Bunu sevmedim."
"Saçmalama Maicy. Bu aralar çok fazla kitap okuyorsun sen. Ruhsal duvarlar mı?"
"Herneyse. Senin gibi kültürsüz kalıp buralarda sürünmeyeceğim için memnunum."
Göz devirip bakışlarımı arkamda duran devasa kitaplığa diktim. Ben miydim kültürsüz olan?
"Neden aradın?"
Kibarlığın lüzumu yoktu. Gereksiz konuşmalara harcayacak vaktimde yoktu.
"Davetiyelerin siparişini vermiştim. Onları almaya gitmeliyiz. Ve şu elbise işi."
Evet. Artık gerçekten büyük partim için hazırlanmalıydım. Okulda en son benim doğum günüm olması beni acınası kılmıyordu. Çoğu kız hafta sonunda ülke değiştiriyor olabilirdi. Çeşitli kredi kartları ve altlarında son model arabalarıda olabilirdi. Bu beni ezik yapmazdı. On sekiz, yalnızca basit bir rakamdı.
"İstediğin gibi olsun. Okul çıkışı bize gel ve bir program hazırlayalım."
"Tamamdır. Yanımda birilerini götürmem sorun olur mu?"
Kimi götürebilirdi ki?
"Bu birilerinin cinsiyetinin erkek olma olasılığı?"
"Tam."
"Ne yaparsan yap. Yeterki zamanında burada ol."
Aptalca veda konuşmalarını gerçekleştirmemek adına telefonu yüzüne kapattım ve dolabımın önünde bağdaş kurdum. Ne giyeceğini seçmek kolay olmuyordu. Elbise denerken rahat olmak adına yazlık bir elbiseyi çekip çıkardım. İç çamaşırlarınıda elime aldıktan sonra banyoda hazırlandım ve odama geri döndüm. İç içe geçmiş saçlarımı, birbirlerinden kurtarmalıydım.