Sahne zamanı gelmişti. İşte şimdi sıra Cansın ve bendeydi. Yavaşça önümdeki mikrofona doğru bir kaç adım attım. Cansının elinde ise hayallerimize ve bestelerimize en güzel ritimle eşlik eden gitarı..
Bateristtin bagetleri birbirine vurmasiyla herşey başlamıştı. Gitar sesi , arkamızda bize eşlik eden bir orkestra ve önümde farklı yüz ifadelerine sahip juriler..
Kimisi acaba nasıl bir performans bekliyor bizi diyerek bakıyor. Kimisi ise sanki elindeki listeyi amaçsızca karalıyordu...
Gitar sesi yavaştan kesilirken benim sıramın geldiğinin habericisi oluyordu adeta..
Ve şimdi sahne Başak Acar'ındı..
Sözlere başladığım anda sanki tüm hayatım gözümün önüne gelmişti.İçinizden " Başakcım ya o dediğin sanırım ölünce olacak olan şeydi." diyenler var. Sizi duyabiliyorum.
Ama işte demek ki o şey sadece ölünce olmuyormuş.
Her mırıldandığım kelime beni başka bir anıya sürüklüyordu. Gözlerimi sımsıkı kapatmıştım. Açılırsa büyü bozulur ve ben sözleri kaçırıp şarkıyı mahvedebilirdim. Bu yüzden de gözlerimi hiç açmamaya kararlıydım.Ayağımla ritim tutarken kalbimin nasıl attığını hissedebiliyordum. Sanki "hadi eyvallah benden bu kadar " diyip atmayı bırakacakmış gibi geliyordu. Kendimi her ne kadar sakinleştirmeye çalışsamda ne kadar başarabilirdim bilmiyordum.
Sözler yavaşça ağzımda tükeniyordu ve sona geldiğimizi farkettiriyordu bana..
Gitar son hamleyi yaparak şarkıyı bitirmişti. Ve etrafta kuru bir sessizlik hakimiyet kurmuştu.
Jüriler ilk önce bize bakıp sonra kendi aralarında göz teması kurmaya çalışmışlardı.
Ve ışte o an gelmişti. Hep birlikte kafa kafaya verip bir karar almışlardı. Simdi ise bize bunu açıklama zamanıydı. Cansınla ben elele tutuşmuş verecekleri kararı bekliyorduk.
Kırmızı ojeli ve kıvırcık sarı saçlı bayan eline aldığı bir kağıdı incelerken arada bize bakıyordu."Evet Başak Acar ve Cansın Soylu... Sanırım sizi daha fazla bekletmeye gerek yok. Siz bu yarışmaya..."
"Başaaaakkkk..."
O da neydi?? Cansın yanımdaydı ama sanki bana sesleniyor gibiydi.
"Başak sana diyorum. Uyanır mısın artık!!
Kaç dakikadır bağırıyorum. Bir insanın uykusu bu kadar da ağır olmaz ki ama yaa!"Gözlerimi yavaşça aralarken burnumun ucuna kadar gelmiş olan Cansınla gözgöze geldim. Ve biran da yataktan fırladım.
Elimi başıma götürerek saçlarımı karıştırdım.
"Noluyooo yaa""Asıl sana noluyor Başak hanım?? Kac dakikadır uyan diye yapmadığım sey kalmadı. Uyanmadıgın yetmez gibi bir de saçma sapan sayıklıyordun yanii.."
Cansın yataktan kalktı ve eline aldığı ayna ile saçlarını düzeltmeye başladı. Bende gözlerimi ovuşturarak yatağın üzerine oturdum.
Olamazdı. Resmen saniyesi saniyesine yaşadığım anlar sadece bir rüyadı.
Böyle bir rüya gördüğüm için kendime mi kızsam , yoksa bu rüyanın en güzel yerinde beni uyandırdığı için Cansın'a mı kızsam bilememiştim."Hadi uyuşuk uyuşuk düşünüp durma. Git de yüzünü falan yıka üzerine birşeyler giy. Bugün ilk elemelerin yapılacağı binaya gideceğiz."
Evet. İşte rüyamın bana bir mesajıydı bu. Belkide bugün neler olacağını gösteriyordu bana. Ama ne yazık ki Cansın yüzünden bu şansı da kaçırmıştım.
Zaten çoğu şeyi ve çoğu kişiyi de onun yüzünden kaçırmıştım yaa her neysee..
Ayağa kalktım ve lavaboya doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALLER PEŞİNDE
Teen FictionSizinde hayalleriniz vardır dimi? Onlardan vazgecemeyeceğiniz kadar değerli... Benimde hayallerim var gerçekleştirmek için çabaladıgım ... Ama; Bazen hayallerinize karışmak isterler hayatınıza karışmak isterler Bu yolda önünüze bütün engelleri koy...