Ay gökyüzünde parıldıyordu yıldızlarla birlikte. Kenara vuran deniz dalgalarının sesi eşsiz bir senfoni oluşturmuştu. El ele yürüyen çiftler, işlerinden çıkmış evlerine doğru adımlayan insanlar hallerinden memnun görünüyordu; ya da sadece öyle görünmek istiyorlardı!
Denizden yükselen tuz ve yosun kokusunu soluyordum. Keskin koku düşüncelerimi parçalayıp beynimi bir harabeye dönüştürüyordu. Adımlarım, yorgun bedenim nedeniyle yavaştı. Topuklu ayakkabılarımın çıkardığı tıkırtıları işitebiliyordum. Üzerime sinmiş olan hastane kokusu bir şekilde denizin kokusunu bastırıyordu. Vücudumun duyduğu kahve ihtiyacı beni yine iş çıkışlarında uğradığım kafeye yönlendirdi.
Kapısını açar açmaz insan seslerinin kulak tırmaladığı kalabalık kafeye girdim. Siparişleri yetiştirebilmek için etrafta koşuşturan garsonların arasından sıyrılarak arkalarda kalan boş bir masaya yerleştim. Gözlerim insanların üzerinde turlarken bir garsonun gelip benimle ilgilenmesini bekledim. Kimisi yanlarında bulunan kişilerin hoşnutluğundan dolayı mutlu ve rahat görünse de, kimisi sevmediği kişilerin yanında bulunduğunu yüz ifadesine bağırtarak söyletiyordu: sanki bir yerlerden yardım bekliyormuş gibi. Yapay ve içten gülüşler birbirine karışmışken arka fonda çalan slow müziğe eşlik ediyorlardı. Kahverengi tonlarının ağırlıklı olduğu loş ışıklı kafe bu akşam insanların mutluluğuna eşlik ediyordu.
Beyaz gömleği ve siyah eteğiyle yanıma gelen kızıl saçlı garsonun sorusuyla içine daldığım ortamdan uzaklaştım. "Ne alırsınız efendim?"
"Yeni çıkardığınız sade ama karamelli kahveyi denemek istiyorum." Gülümsediğim de garson da gülümsedi.
Kafasını sallayıp "Hemen getiriyorum," dedi ve uzaklaştı.
Birkaç dakika sonra kahvem gelmişti. İlk önce kokusunun yayılmasına müsaade ettim. Daha sonra mis gibi, beni benden alan kahve kokusuna karışmış olan karamel kokusunu içime çektim ve uzun süre içimde hapsettim. İlk yudumumu aldığımda ise ağzıma yayılan enfes tatla rahatladığımı hissettim. Her bir yudumda bütün yorgunluğumun akıp gittiğini hissettiğim kahvemi yudumlamaya devam ettim.
Ben mesleğimin, yani doktorluğun ilk zamanlarında İstanbul'a taşındım. Neredeyse iki sene olacak. Her ne kadar böyle büyük ve kalabalık bir şehirde yalnız yaşamak zor olsa da bu benim tercihim. Çocukluğumdan gelen bir istek: kendi evimde ve yalnız... İlk zamanlar ailemden uzak olmak zor olsa da zamanla alıştım. Çünkü insanın bünyesi bir süre sonra zorluklara alışmaya başlıyor.
"Su!"
Düşüncelerim hızla çıktıkları çekmecelere geri döndü. Suratımın yumuşamasıyla birlikte bir gülümsemenin dudaklarımı esir aldığını hissettim. "Atakan?"
Ayağa kalkıp bana uzanmış yanaklarını öptüm. Belimden ayrılan sağ eli kumral saçlarının arasına daldı. "Naber?"
Şaşkınlık kırıntıları bedenimi rahat bıraktığında cevap verdim. "İyidir, senden naber?"
Sırıtmakla yetindi. "Kafeden çıkarken tam seni gördüm. Bir selam vereyim dedim."
Kahverengi gözlerinden içime sızan sıcaklık beni mest etmişti. "Neyse yarın görüşürüz." Elini selam verir gibi havaya kaldırdı ve arkasını dönüp gitti. Büyülenmiş gibi olduğum yerde dikildiğimi fark edince sandalyeme geri oturdum. Birkaç meraklı bakışı üstüme toplamıştım bile.
İşte o, benim güzel gözlü adamım. Her gördüğümde kalbimin göğüs kafesimin altında güçlü tekmeler atmasını ve dilimin kilitlenmesini sağlayan kişi. Ve aynı zamanda da gelecekte hayatımın kör noktası olacak sevdiğim.
-----------------------
Herkese merhaba arkadaşlar. 2016 senesinde yayımlamış ama 2017 senesinin ortalarına doğru silmiş olduğum kitabımla tekrar karşınızdayım. Bu giriş bölümünü kitabımdaki olayların hangi karakterler üzerinde döneceğini anlamanız için yazdım. Aynı zamanda karakterler hakkında küçük izlenimler elde edebilmeniz için. Çok damga vuran bir giriş olmadığının farkındayım. Lakin ön yargı ile yaklaşmamanızı öneririm. Çünkü kitabın ortalarına doğru şaşkınlık içersine gireceğinize eminim. Muhtemelen ben bu bölümleri yazdıktan uzun zaman sonra yayımlamaya başlayacağım. O yüzden tarihleri de buraya bırakacağım ki ne zaman yazmaya başladığım anlaşılsın. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Unutmayın ki bir kitabı ayakta tutan ve ilerleten okurlarıdır. Sevgiyle kalın ❤❤
23.07.2018
13:40Yayımlama tarihi: 22.04.2019 (20:04)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH-U REVAN
Ficção Adolescenteİnsanı en çok acıtan şey: bir zamanlar deli gibi sevdiği ve hiç aklından çıkaramadığı kişinin zamanla siliniyor olması... ‼️Eğer benim hikayem üzerinden başka biri yararlanmışşa ya da yararlanmaya devam ediyorsa bu durumdan Wattpadd yetkilileri soru...