***Keyifli okumalar***
Herkesin hayatında başyapıt olmuş bir söz vardır mutlaka: kimisinin annesinin, kimisinin bir büyüğünün, kimisinin ise ünlü birisinin sözü. Mutlaka bir söz derinden etkileyip bizi, yaşantımıza yön vermiştir.
"Düştüğün yerden toparlanamazsan, toparlanamadığın yerden tekrar düşürürler. "
Benim hayatımın yön gösterici ise kendi sözüm olmuştur. Kendimi ne zaman yardıma muhtaç hissetsem hep bu sözü hatırlamışımdır. Çünkü yalnızlığın peşimi bırakmadığı sıkıcı yaşantımda en çok bu söze ihtiyaç duymuştum. Ve sonunda her dizlerimin üstüne düşüşümde kendi kendime kalkmayı öğrenip hayallerimi gerçekleştirdim. Bütün her şeyi bir kenara bıraktım ve doktor oldum.
Her sabah olduğu gibi bu sabahta alarmımın sesiyle uyanıp güzel bir kahvaltıya oturdum. Ardından siyah kot ve bordo kazağımı giyip hazır olduğumda evden çıkıp arabama atladım. Yalnız yaşamanın avantajları: kahvaltı etmek için bir başkasını beklemek ve evden ayrılırken de vedalaşmak zorunda kalmıyorsun. Evet, vedaları hiç sevmem.
Çalıştığım hastaneye geldiğimde arabamı otoparka park ettikten sonra zaman kaybetmeden odama geçtim. Mesai bitimine kadar aralıksız bir şekilde hastalarımı kontrol ettim. Öğle arasında dahi yemek yememiştim. Daha sonra koridordaki panonun önüne gidip nöbetçi doktor çizelgesine baktım. Ne kadar şanslıymışım ki bugün ben nöbetçiyim! Omzuma astığım çantamla ayaklarımı sürüyerek odama geri döndüm. Çantamı yeni askıya asmıştım ki kapım çalındı.
"Gir."
Kapı açıldı ve birisi odaya girdi. Bu sırada ben de yerime oturuyordum. "Müsait misin Su?"
Bu kalın sesi anında tanımamam imkansız. "Müsaitim Atakan, gel."
Atakan arkasında kalan kapıyı kapatıp masanın önüne geldi. "Nasılsın?"
"İyiyim, sen nasılsın?" elimle önümde duran tekli koltuğu işaret ettim. "Otursana."
"Ben de iyiyim." deyip koltuğa oturdu. "Aslında ben bir şey söylemek için gelmiştim."
"Seni dinliyorum." Meraklı gözlerimi yüzüne kondurdum.
Çenesindeki hafif yeşermiş sakalları kaşırken gözlerini gözlerimle buluşturdu. Müptelası olduğum güzelim gözler kalbimin, göğsümün içinde hızla atmasına sebebiyet oldu her zamanki gibi. "Yarın akşam eğer işin yoksa yemeğe çıkalım mı?"
Sorusu bile heyecan verici. Ağırdan sat kızım kendini, ağırdan! "Tabii olabilir. Yarın için bir planım yok." Ağırdan satma anlayışın bu mu be Su?
Cevabımla birlikte ellerini dizlerine yerleştirip oturduğu yerden kalktı. "Güzel. O zaman yarın akşam saat sekizde alırım seni evinden."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH-U REVAN
Teen Fictionİnsanı en çok acıtan şey: bir zamanlar deli gibi sevdiği ve hiç aklından çıkaramadığı kişinin zamanla siliniyor olması... ‼️Eğer benim hikayem üzerinden başka biri yararlanmışşa ya da yararlanmaya devam ediyorsa bu durumdan Wattpadd yetkilileri soru...