BA-14

119 77 0
                                    

26/11
~~~
Sabah, Selen ve Kaan'ı beklemeden çıkmıştım evden. Bütün gece uyumamış olmam bir yana, Bulut'un geçen haftaki aşk itirafı kafamı allak bullak etmişti.

Beş gündür düşünüp duruyordum. Nasıl bir şeyin içerisindeydim ben?

O günden beri Bulut'la konuşmamıştık. O susuyordu, ben de susuyordum. Arada denk geliyordu, çevrimiçi oluşunu izliyordum. Her ne kadar kim olduğunu bilmesem de, yokluğunu hissettiriyordu işte.

Ellerimle çantamı düzeltip otobüs durağına yürümeye devam ettim. O sırada Mert, soğuktan kızarmış yanaklarıyla bana doğru geliyordu.

"Günaydın dramlar kraliçesi. Somurtmaya devam mı?"

Kafamı sallayıp derin bir iç çektim.

Mert birkaç adım önüme geçip bana döndü.

"Saçlar dağınık, gözler mor, bağcıklar gevşek, kıyafet öylesine. Başkan, yalnız sen baya saldın kendini kaç gündür. Anlatmaya niyetin yok mu?"

"Nereden başlayacağımı bilmiyorum desem?"

"Başla işte bir yerden. Bodoslama gir. Sallamam, biliyorsun."

"Şimdi değil de, belki sonra anlatırım. Uyar mı?"

"Ayıp ettin. Bize her şey uyar."

Otobüs durağına geldiğimizde, Mert'in otobüse binmeyeceğini sanıyordum. Çünkü her sabah, bizimle durağa kadar yürür ama otobüse binmezdi. Ama bu defa, beni yalnız bırakmak istemezmiş gibi binmişti otobüse. Ya da ben öyle düşünmek istemiştim.

~~~

Otobüsten inip okulun bahçesine girdim. Hava cidden soğuktu. Ellerimi birbirine sürtüp ceplerime soktum. O sırada cebimde bir şey farkettim ve dışarı çıkarttım. Kenarları bulut desenli bir kağıda yazılmış bir nottu bu.

"Öyle asma suratını, güneşim doğmuyor sonra."
~~~
"Gençler! Acil durum!"

Kaan, Güney ve ben kantinde otururken, Selen koşarak masaya gelmişti. Yan masadan boş olan bir sandalyeyi masaya çekip oturdu ve elindeki kağıtları masaya koydu.

Masadaki herkes meraklı gözlerle Selen'e bakıyordu.

"Bir ay sonraki yılbaşı partisinde sahneye çıkan grubun solisti yurtdışına gitmiş, iki ay yok. Yeni solist bulma işi de bana düştü. Ben de size geldim. Hadi yardımcı olun biraz, biriniz çıksın sahneye."

Selen masadakilere tek tek bakıyordu. Kaan elini saçlarında gezdirdi.

"Ben zaten her türlü sahnedeyim. Geçireceksin beni o gitarın başına. Yoksa giremezsin o eve."

Selen, Güney'e bakıp gülümsedi.

"Valla benlik sıkıntı yok. Eğer evlilik programlarında şarkı söyleyenler gibi birini arıyorsanız, seve seve."

Kaan ve ben, Güney'in bu söylediğine gülerken, Selen yüzünü ekşitip bana döndü.

"Benim canım kankam, en sevdiğim arkadaşım. Ne güzel olur seni mikrofon başında görsek, değil mi? Abimle birlikte coşturursunuz valla partiyi."

Selen'in söylediklerine karşı gözlerimi devirdim.

"Hayatta olmaz. Çıkamam ben o kadar insanın karşısına."

Selen gülümseyip cebinden bir kalem çıkardı. Önündeki kağıtları biraz karıştırdıktan sonra seçtiği birini üste koyup "Solist" kelimesinin karşısına "Afra Özsoy" yazdı. Yanlış görmüyordum değil mi? Yılbaşı partisinde şarkı söyleyecektim.

Ben?

Sahne?

NE?!

Selen'in önündeki kağıda uzanıp almaya çalıştım.

"Az önce benim adımı yazmadığını söyle!"

Kağıtları kucaklayıp masadan kalktı.

"Çok geç bebeğim!"

Selen hızla uzaklaştığında, yanımda oturan Kaan'a döndüm.

"Ne yapacağım ben?"

Kaan bana doğru eğildi ve fısıldadı.

"Merak etme, birlikte çalışacağız."

Gözümü ovuşturup kafamı masaya koydum. Ve ben kafamı koyar koymaz Kaan ve Güney koyu bir muhabbete başladılar.

Hayatımda hiç sahnede şarkı söylememiştim. Hatta sahneyi bırak, kimsenin yanında şarkı söylememiştim. Sahi, olaysız bir günüm geçmeyecek miydi?

Üstelik sabahki not neydi öyle? Sabah Mert vardı yanımda, sonra notu bulmuştum. Üstelik bulut desenleri...
Mert mi koymuştu notu cebime?
Yoksa Bulut, Mert miydi? Hayır hayır, olamazdı. Yani, Bulut, Mert değildi, değil mi?

"Bu arada Batın nerede ya? Görünmüyor kaç gündür."

Kaan'ın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Kafamı masadan kaldırıp saçımı düzelttim. O sırada kantin kapısından içeri Batın girdi.

"Ah-ha! İyi insan lafının üzerine gelirmiş."

Kaan'ın dediğine karşılık olarak Güney, "Ona başka bir şey de denir." dedi.

Ben de Güney'in lafını devam ettirdim.

"İti an, çomağı hazırla."

Batın bizim masaya doğru yürümeye başladı. Bir dakika, kavga mı etmişti o?

~~~

Selamlar!

Bu sefer açıklamaya ne yazacağımı bilemedim. Ama umarım beğenmişsinizdir bölümü.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

Adios!

Bulutların Ardında -anonim-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin