BA-21

75 47 2
                                    

27/12
~~~
Yüzüme vuran serin rüzgârla gözlerimi araladım. Teyzem pencerenin önünde uçuşan perdeyi toplamaya çalışıyordu. Uyandığımı görünce bana döndü ve kafasını yana yatırdı.

"Yine gitmemişsin okula."

Yattığım yerden doğruldum.

"Rapor aldım."

Duvardaki saate baktım. Neredeyse üç olmuştu.

"Afra, biliyorum zor. Ama sen güçlü bir kızsın."

Yatağımdan kalktım ve dolabıma yöneldim. Elime gelen rastgele bir sweati üzerime geçirdim ve saçlarımı bir omuzuma aldım.

"Teyze, Allah aşkına şu yaşanan olayları bir anda unutmamı bekleme benden!"

Teyzem yanıma yaklaşıp ellerini kollarıma koydu.

"Biz de üzülüyoruz, ama hayat devam ediyor ve senin böyle yapman her şeyi daha da zorlaştırıyor."

Bir adım geri çekildim.

"Benim devam edecek bir hayatımın kaldığını mı düşünüyorsun cidden? Görsene etrafını, koskoca evde tek başıma kaldım. Annemle babamın odasını kilitledim, ortalıkta olan eşyalarını toplayıp çöpe attım. Neden biliyor musun? Benim babam öldü, annem öldürdü. İkisi de yok artık bak."

Teyzemin gözleri dolmuştu.

"Eğer hayatımın eskisi gibi olacağını düşünüyorsan düşünme! Olamaz çünkü, eksikler var."

Telefonum, montum ve botlarımı alıp dışarıya çıktım. Bizimkiler kafede olmalıydılar.

Yolda çalan telefonumla bir an duraksayıp cebimden telefonumu aldım. Bulut arıyordu, aramayı reddettim. Telefonu cebime tekrar koyarken tekrar çaldı. Bu defa aramayı onaylayıp telefonu kulağıma götürdüm.

"Afra?"

"Bulut?"

"Şükürler olsun! Neden seninle konuşmama izin vermiyorsun?"

"Bilirsin işte..."

"Bekle bir dakika, şuan karşımda duran sen olamazsın değil mi?"

Durup etrafıma bakındım ama kimse yoktu.

"Şey, bilmem. Ben miyim?"

"Afra. Ne olur yapma bunu kendine. Çevrendeki insanların sana ulaşmasına, sana yardım etmelerine izin ver, lütfen."

Derin bir nefes aldım.

"Keşke bunları yüzüme söylesen. Hani otursak seninle bir yerde, içimdeki fırtınaları anlatsam sana. Bu kadar saklanmak yetmez mi Bulut?"

"Biraz daha zaman be Afra. Henüz değil."

"Neyden korkuyorsun Bulut? Karşıma çıksan ne olacak?"

"Senden korkuyorum. Bana olan güvenini yitirmenden, benden uzaklaşmandan korkuyorum. Ben sana fazla bağlandım galiba. Hem Bulut olarak hem de..."

"Hem de?"

"Hem de kendim olarak işte."

Kafenin önüne gelmiştim.

"Kapatmam gerek."

"Peki, sonra konuşuruz o zaman. Seni seviyorum."

Söylediği iki kelime içimdeki yangına su serpiliyormuş gibi bir his yaratmıştı. Bulut'un bana iyi geldiğini iç organlarım dahil çevremdeki ağaçlar, kuşlar hatta gezegenler bile kabullenmişti ama ben bir türlü ikna olamıyordum.

Bulutların Ardında -anonim-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin