1. Bölüm "Tuhaf Rüyalar"

1K 303 1.5K
                                    

Çıkacağımız yemek için hazırlanıyordum. Babam tutturdu, "Bugün lüks bir restorantta yer ayırdım. Akşam yemeğini orda yiyelim." diye. Başta ne kadar itiraz etsem de babamın inadını biliyordum. O yüzden tartışmayı bırakıp, hızla hazırlanmaya başladım. Siyah, kısa ve sade olan elbisemi giyip, kırmızı topuklularımı ayağıma geçirdim. Sonuçta lüks bir restorantta yemek yiyecektik. O yüzden normalden daha şık olmalıydım. Yandaki beyaz çekmecemden maşayı alıp bukleler yapmaya başladım. Bu işlem 30 dakika kadar sürdü. Ardından ellerimi saçlarımın arasına geçirip doğal görünümlü bukleler haline çevirdim.

Sonunda bitmişti. Bukleli gibi değil de böyle dalgalı bir saç havası vermişti. Makyaj yapmayı pek sevmediğimden yapma gereğinde bulunmadım. Son bir kez aynadan kendime baktım. Çok güzel görünüyordum. Siyah sade elbiseme, kırmızı topuklular renk verip dalgalı olan saçlarım ayrı bir hava katmıştı. Aşağı inmem gerektiğini düşündüm.

Odamın kapısının kulpunu açtığımda elimde bir anda bir ıslaklık farkettim. Bu da neydi şimdi? Ellerimi kaldırıp bakmamla kaşlarım çatıldı. Kan? Kan vardı! Gitgide çoğalıyor ve yere damlıyordu. Oysa ki bir yerim filan da yaralanmamıştı. Üzerime bakındığımda kıyafetimin üzerinde de kan olduğunu gördüm. Aman tanrım ne oluyordu böyle! Aynaya geçip kendime baktım. Vücudum kanlar içersindeydi. Korkuyordum! Birisi şaka filan mı yapıyordu? Bu şaka ise hiç de komik değildi!

Halen şoktaydım. Aynadan kendime aval aval bakıyordum. Vücudumdan ve ellerimden süzülen kanlar vardı. Bunların olması imkansızdı! Ben hiç... Hiçbir şey anlayamıyordum.

Birden dudağımda bir kıpırdanma oldu ve hemen ardından kendini salıveren kan damlaları...

Hayır olamaz!

Kan ter içerisinde küçük bir çığlık ile yatağımdan fırladım. Hızlıca üzerime ve etrafa göz gezdirdim. Hala odamdaydım evet ama ne kan damlaları vardı, ne de hazırlanıyordum. Rahat bir nefes verdim. Ne yani şimdi bu bir rüya mıydı? Herşey o kadar gerçekciydi ki adeta o anı yaşamıştım! Tekrardan ellerimi ve üzerimi kontrol ettim. Hiçbir şey yoktu.

"Tuhaf bir rüyaydı."

Yatağımdan kalktım ve banyoya girdim. Ter içersinde kalmıştım. Kısa bir duş aldıktan sonra saçlarımı kurutmak için çekmeceden kurutma makinesini aldım ve prize takıp saçlarımı kurutmaya başladım. Bitirdikten sonra okul formamı giydim. Aklım halen o rüyadaydı. İlk defa böyle bir rüya görmüştüm. Anlamadığım bir diğer şey ise nasıl bu kadar gerçekçi olduğuydu. Düşüncelerimden annemin sesiyle sıyrıldım.

"Katie, hadi çabuk aşağı in, kahvaltını yap. Okula geç kalacaksın tatlım. "

Kendime çeki düzen verdim ve rüyayı bir kenara bırakıp çabucak aşağı indim. Annem ve babama günaydın diyip yemek masasına oturdum. Kahvaltımı bitirdikten sonra çantamı alıp arabaya doğru yol aldım. Tabi yine her zaman ki gibi babam okula bırakacaktı. Aramıza sessizlik hakimdi. Babam arabayı kullanıyor, ben ise her zaman ki gibi dışarıyı seyrediyordum.

Pencereden dışarıyı izlemeye bayılırdım. Okul yolunda olan şirin ve küçük olan ahşap evler, yol kenarında ki porsuk ve servi ağaçları tam bir doğa havasını anımsatıyordu. Bunlar benim hep ilgimi çekmişti ve sanırım doğa bana her zaman huzur veriyordu. Bu yüzden şehir havasından uzak; biraz daha doğaya yakın bir yerde oturmayı tercih etmiştik.

Babam kafasını yoldan ayırıp bir eliyle ellerimi tuttu.

"Katie, bu akşam için gitmemiz gereken bir davet var. Hem senin için de bir değişiklik olur."

Ellerini ellerimden ayırdı ve dikkatini tekrar yola verdi.

"Peki baba."

Gülümsedim. Her ne kadar evde tek kalmayı yeğlesem de babama şarkı açmasını söyledim. Babam kanalları çevirirken sevdiğim şarkılardan biri olan Shakira'nın Maluma ile birlikte söylediği  "Chantaje"  adlı parçası çalıyordu.

KANLI SİLÜET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin