"Gerçekten böyle birini kurtarmak zorunda olduğuna emin misin? Ne bileyim, pek kurtarılacak tipte biri değil." Baekhyun elinde bardağı, etraftaki dans eden insanları izliyormuş gibi yaparak köşede oturan adamı gözetliyordu.
"Öyle tipte biri olmasa da başarılı işlere imza atan iyi bir iş adamı. Eğer bir şey yapmazsak onun ölümünden birileri fena halde fayda sağlayacak."
"Yine de hala kurtarılacak nesi var anlamış değilim." Omuz silkip adamı dikizlemeyi bıraktı ve bana döndü.
"Kötü iş adamları fayda sağlayacak diyeyim o zaman." Dudaklarını büzük başını salladı.
"Tamam, bu çok makul. Pekala, nereden başlıyoruz o zaman?"
"Başlıyoruz?" Çoğul konuşması tüylerimi diken diken etti. "Sen bir şeye başlamıyorsun. Ben başlıyorum sen de burada oturuyorsun ve sıkıldığında Sunhee'nin evine gidiyorsun. Güvenli bir şekilde." Güvenli kısmını bastıra bastıra vurguladım. Saçma bir şey yapıp kendisini tehlikeye atmasına izin veremezdim.
"Hadi ama!" Sanki kırılgan bir nesneymiş gibi boynunu geriye attı ve bıkkınlık dolu, tuhaf bir ses çıkardı. "Zaten buraya gelerek yeterince işin içine girdim. Bırak da sana yardım edeyim."
"Yardım mı? Alkol komasında arkadaşımı evine götürmüyorum, bu yaptığım tamamen yasalara aykırı, farkında mısın? Ayrıca buraya zorla geldin."
"Ne olursa olsun. Sana yardım edeceğim. Bırak da en azından bu kadarını yapayım."
"Hiçbir şey yapmıyorsun Baekhyun. Oturup burada bir iki kadeh bir şey içtikten sonra gidiyorsun. Ben de bu adamı oyalayacak bir şeyler bulacağım." Dişlerini sıkıp sinir dolu bir ses çıkarsa da aldırmadım. Ben gidecektim, başıma ne gelirse gelsin ya canlı bir şekilde ya da ölü olarak buradan toz olacaktım. O ise burada, benden geriye kalan sorunlarla baş başa kalacaktı. Kalbini yeterince kırmıştım, geleceğini karartmama gerek yoktu.
Sanırım bana sinir olduğu için bir daha hiç konuşmadı. Genelde zengin kesimin takıldığı pahalı pek çok özelliğe sahip birinci sınıf bir gece kulübündeydik. Güvenlik sıkıydı, ünlü isimleri korumak için her şey düşünülmüştü. Localar, özel odalar, özel servis görevlileri, seçkin eskortlar... Her şey ama her şey özenle düşünülmüş gibi. Göstericiler sürekli ortadaki platformu dolduruyordu. Dansçılar her yerdeydi.
Hedefimizdeki ellili yaşlarında olan adam kendisi gibi iş adamlarıyla eğlenmeye çıkmış görünüyordu. Bu şekilde iş konuşmanın ne kadar sağlıklı olduğu merak konumdu. Ama keyif alıyor gibiydiler. Onların statüsünde olup da parlak kıyafetler içindeki dansçı kızları görünce etkilenmeyen çok az erkek olduğu düşünülürse eğlenmeleri normaldi.
Dakikaların ardından bir anda her yer karardı ve duman makinesi çalıştırıldı. Haykırış ve alkış seslerinden buna diğer insanların hazırlıklı olduğunu anlayabiliyordum. Hazırlıklı olmayan Baekhyun ise irkilerek bana sokuldu. Karanlığı kendime şans bilerek eğildim ve boynundan ıslak bir öpücük çaldım. Ona olan sevgim yüzünden başıma çok büyük işler alıyor gibiydim.
Kısa bir süre. Çok kısa süre içinde biraz takırtı sesi duyuldu ve sonra bu sesler yerini erotik bir ritme bıraktı. Yavaş, enstrümantal bir müzikti ama ne için olduğu daha ilk üç notadan anlaşılabiliyordu. Kırmızı ışıklar yandı bir anda ve platformdaki metal direkler parladı. Deri kıyafetler içindeki dansçılar kalabalıktan büyük bir alkış kopardı.
"Bu gece demek bu yüzden özelmiş." Diye mırıldandım Baekhyun'un kulağına. Girişteki adam bize içeri alırken bir şeyler gevelemişti. Sebebi buymuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rescuer
Fanfictionİzin verirseniz size neden 1980 yılında ve neden Londra'da olduğumu açıklayayım.