Anın verdiği heyecan ile birlikte, sessiz olmaya çalışarak takip etmeye devam etti onu. Yine her zamanki gibi giydiği hoodienin şapkası kafasındaydı. Zaten onu çıkardığını hiç görmemişti. Saçları, gözlerine kadar gelen tutamlarını gördüğü kadardı. Biraz yavaş yürüyordu. Hep öyleydi, yavaşça yürürdü.
Onu ilk görüşü kontrol için gittiği hastanede iken olmuştu. Etrafına bakınarak doktorunun odasını arıyor ve koridorda çarptığı insanlara kısa özürlerini dile getiriyordu. Doktorunun adını görmesiyle oraya gidecekti ki birisinin ona çarpmasıyla geri sendelemişti. Elinden düşen evraklara bir süre şaşkınca bakmış ardından kendisine çarpan kişiye çevirmişti başını. Siyah kapüşonlu giymişti ve şapkasını takıyordu, gözleri bir süre yerdeki kağıtlar ve kendisi arasında gidip gelmiş, en sonunda da bir şey demeden yürüyüp gitmişti. Yoongi arkasından bakakalmıştı yalnızca.
Sonra başka bir gün onu okulunda görmüştü. Bir bankta oturuyor ve etrafı izliyordu. Onun biraz uzağında, çaprazında kalan banka oturmuştu ve onu, o kalkana kadar izlemişti. Uzun bir süre Yoongi'nin, kendisini izlediğinden bile haberi olmamıştı.
Sonraki günlerde ise Yoongi, okulda hep onu ararken bulmuştu kendini. Gözleri hep onu arıyordu ve bulamadığı zamanlar içinde bir hayal kırıklığı oluşuyordu. Onu gördüğü zamanlarda ise anlamlandıramadığı bir şekilde heyecanlanıyordu.
Takip etme meselesi ise son birkaç gün içinde çıkagelmişti. Kendini onu izlemekten alıkoyamıyordu ve kimseyle pek fazla iletişim kurmayan bu adını bilmediği çocuk dikkatini çekiyordu işte. Okulda pek bir şey yapmıyordu, bazen kitap okuduğunu görüyor, bazense bankta oturup etrafını izlediğini. Onun neden böyle yalnız takıldığını ve okuldan sonra da neler yaptığını merak ettiğinden kendi kendine onu takip etme kararı almıştı.
İlk gün direkt evine gitmişti, bu sayede evinin nerede olduğunu öğrenmişti. İkinci gün ise bir parka gitmiş ve okulda yaptığı gibi bir banka oturup çocukları izlemişti. Onun neden bu kadar içine kapanık olduğunu anlamıyordu ve merakı o kadar ağır basıyordu ki daha ne yapacağını bilemez hale gelmişti. Birisini gizlice takip etmek, hiç olağan bir şey değildi, ama o bunu yapıyordu. Onu deli gibi merak ediyordu.
Onun neden her defasında bu kadar yavaş yürüdüğünü de anlamıyordu, kendisi yavaş yürümekten yorulmuştu ama o her zaman böyle yürüyordu.
Tanıdık birkaç yerden geçtikten sonra bu sefer tanıdık hastane gözlerine ilişmişti. Kaşlarını kaldırarak önünde yürüyen bedene bakmış ve neden tekrar hastaneye gelmiş olduğunu düşünmeye başlamıştı. Hasta mıydı? Bir yerine bir şey mi olmuştu?
Onun ardından girişten girdiğinde gözleriyle koridoru taradı. Oradaydı, asansörü bekliyordu. Tekrar arkasından yürümeye başlayacakken aniden durdurdu kendini. Ne yapıyordu? Onu buraya kadar takip etmişti ve nereye geldiğini öğrenmişti. Daha fazla ileri gidemezdi, bundan sonrası aşırıya kaçardı. Bunu yapamazdı. Kafasını iki yana sallayarak 'kendine gel' diye sayıklamaya başladı içinden.
O hiçbir zaman insanları bu kadar rahatsız etmemişti, şimdi ne yaptığını yeni kavrıyordu. Tam bir aptaldı. Belki kendi yaptığı gibi sıradan bir kontrole gelmişti, belki de birisini ziyarete gelmişti. Buradan sonrası onu ilgilendirmezdi.
Hızla hastaneden çıktığında hala içinden kendine saydırıyordu. Bu kadar ileri gitmesi hiç hoşuna gitmemişti. İçinden ondan özür diledi, yapacak başka bir şeyi yoktu çünkü.
Evine geldiğinde kendini hemen koltuğa atmıştı. Bacakları ağrıyordu, o an bunu hissetmemişti ama şimdi aklı başında olduğundan olsa gerek kasları ağrısını göstermeye başlamıştı. Televizyonunu açıp koltuğa uzandığında birkaç saat içinde uyuyakalmıştı.
Rüyasında ise onu görmüştü.
---
Düzenleyip tekrardan yayımlamaya karar verdim :'')
Bir de arada siyahla yazdığım yerlere dikkat edin, ileride lazım olur :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sober | yoonkook ✓
FanfictionSen bir su damlasıydın, susuzluktan beni çekip kurtaracak. -soft and a little bit angst yoonkook İlk yayımlanma tarihi: 09.08.2018 Bitiş tarihi: 02.12.2020