Birikmiş eski bölümler bu kadardı, bundan sonra da birkaç bölüm ilerledikten sonra final yapacağım muhtemelen.
Teşekkürler.
***
Güneş düştü, ay yükseldi; güneş tekrar kendini sergilediğinde ay da onu takip etmekte geri durmadı. Bu her zaman birbirini tekrarlardı.
O her nefes aldığında ben de aynısını yaptım; her nefesini geri bırakışında ben de nefesimi verdim. Göğsü her inip kalktığında benim göğsüm de onunla birlikte hareket etti. Attığı her adımda benimkilerin de onunkiler gibi olduğundan emin oldum. Yanında da olsam arkasında da kalsam bu böyle devam etti.
Hareketlerimden tedirgin olduğunu ya da tedirginlik olmasa bile bir olumsuz duygunun onda baş gösterdiğinin farkındaydım. Her ne kadar bunu bana belli etmediğini sanıyorsa da belli oluyordu, ben anlıyordum o anlatmasa bile. Ona olan düşkünlüğümden rahatsızlık duyduğunu sanmıyordum, o bana nasıl davrandıysa ona öyle karşılık veriyordum fakat belki birazcık daha abarttığım kısımlar oluyordu. Ama sorun bu değildi. Ondan aldığım bu hissettirmediğini sandığı olumsuz duygunun benim için endişelendiğinden olduğunu anlayabiliyordum. Gözlerinden her şey okunuyordu çünkü; bana her değdiğinde irisleri parlıyorlardı fakat arkasına gizlediği duyguları şeffaf bir kağıda bakıyormuşum gibi görülebiliyordu.
Ama elimde değildi. Her saniye elinden tutmak, elinden tutmasam bile yanında durmak, bir saniye bile onu gözümün önünden ayırmak istemiyordum.
Her an kaybolup gidecek olmasından korkuyordum.
Bunu kabul ediyorum. İçimde bitmek bilmeyen bir korku ateşi vardı. Onu yalnız bırakmak zorunda kaldığım zamanlar bu ateş alevleniyor, ne yapıyor olursam olayım hemen işimi halletmeye çalışıyor ve onun yanına koşuyordum. Elimde değildi, gerçekten. Yaşadığım bu ikinci dalgayla çoktan dibe sürüklenmiştim fakat yine de mucize bir şekilde nefes alabiliyordum.
Bu mucize de Yoongi'nin her saniye alıp verdiği o tatlı nefesleriydi.
O artık benim hayat ağacımdı, bir sincabın gövdesine kurduğu yuvaydı, bir baykuşun uykusunu uyuduğu dal parçasıydı, bir kuşun neşeyle öttüğü vakit ayaklarıyla sıkı sıkıya tutunduğu dal parçasıydı, bir meyvenin göğsünü kabarta kabarta sulu tatlılığını sunduğu temeliydi.
Onun kadar endişelendiğim gibi o da benim için endişeleniyordu, biliyordum fakat bu maalesef biraz böyle devam edecekti. Biraz daha zamana ihtiyacım vardı olanları iyice sindirebilmem için ve bu süre zarfında Yoongi kendisiyle bir bebek gibi ilgilenmeme izin vermek zorundaydı.
Onun gerçekten yanımda olduğuna inanmam için onu hissetmeye ihtiyacım, bunun için de birazcık daha zamana ihtiyacım vardı.
***
***
Birkaç hafta sonra
''Yapma.''
Gözlerimi önümde oynayan görüntülerden çekmeden göğsümde rahat bir şekilde yatan Yoongi'ye uyarıcı bir sesle karşı çıktığımda bir homurdanma kazanmıştım. Dudaklarım bu sese dayanamaz kıvrılırken biraz yerinde kıpırdandı ve filmi izlemeye devam ettiğinde birkaç dakika sonra uslanmayan elini tekrar kaldırıp yüzüne götürdüğünü fark ettiğim an gözlerimi devirdim.
''Yapma, dedim.'' Sesim sabit fakat herhangi bir sertlik içermeden çıktığında bu sefer bir of sesi çıkardığında yüzündeki elini tuttum ve ellerimizi karnında birleştirirken onu iyice kıskacım altına aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sober | yoonkook ✓
FanfictionSen bir su damlasıydın, susuzluktan beni çekip kurtaracak. -soft and a little bit angst yoonkook İlk yayımlanma tarihi: 09.08.2018 Bitiş tarihi: 02.12.2020