22-Parti

370 35 10
                                    

İstemediği bir şeyi yapması için ısrar edilmesi pek hoşuna gitmezdi. Sonuçta istemiyordu ve bunu yapmak zorunda değildi. Karşı taraftan bunu anlamasını beklerdi fakat herkesin aynı kapasitede olmadığını da bilmesi gerekirdi.

Çünkü şu an ona, o istemediği partiye gitmek için ısrar eden kişi Jungkook'tu ve dakikalardır peşinde dolaşıp onu gitmek için ikna etmeye çalışıyordu. Ve birazdan ona yenilecek gibiydi.

''Ya kaç defa diyeceğim sadece dans ederiz, içmeyiz diye. Lütfen gidelim.'' Jungkook ona böyle bakarak yalvarmaya devam ederse kabul etmek zorunda kalacaktı. Lanet olası çok masum bakışlar atıyordu.

''Jungkook-''

''Yoongi, lütfen. Bu yılki çok efsane olacak diyorlar, onlardan mahrum kalmak istemiyorum. Biraz eğlenmek istiyorum.'' demiş ve Yoongi'ye biraz daha yaklaşmıştı koltukta.

''Yalnız gitsen?'' diye bir öneride bulunduğu anda beyni anında kırmızı alarm vermeye başlamıştı. Tanrı aşkına onu o partiye yalnız gönderemezdi, orada kim bilir kimler, neler yapardı. Yıl sonu partilerini iyi bilirdi ve eğer Jungkook'un dediği gibi efsane olacak söylentileri varsa gerçekten de öyle olurdu. Onu oraya tek başına gönderirse yalnız olduğunu görenler başına üşüşebilirlerdi ve bir an Jungkook'un yanına gelen birilerini hayal etmekten kendini alıkoyamadı. Jungkook'un bir kıza, aşık olduğu o gülüşünü gösterdiğini ve beraber dans ettiklerini-

Birden damarlarında gezen kanın yerini kıskançlığın aldığını hissetti. Hayır olmazdı, partiye gitmek istemiyorsa bile onu oraya tek başına göndermezdi. Başlarına ne gelecekse ikisine birden gelsindi.

Bu yüzden kendisine beklentiyle bakan parlak gözlere dönerek onun teklifini kabul ettiğinde sevinçle üstüne atlayan bedenle geri düşmekten kendini kurtaramamıştı. Neyse ki koltuktalardı.


***

***


''Beni kıskandın mı sen?''

Bilmiyordu bu kaçıncı seferdi gözlerini devirdiği fakat yine de onun merakını giderecek herhangi bir cevap da vermemişti.

''Yoongi,'' diye cilveli bir sesle onu kendisine çeken Jungkook tarafından her şekilde işgal altında kalıyordu. Böyle yapmaya devam ederse gerçekten nasıl yaşayacaktı? Onun bir kalbi vardı.

''Beni bu kadar kıskandığını bilmiyordum.'' demişti Jungkook sırıtarak. Pekala tamam, onu iyi eğlendirmişti ve bu kadarı yeterdi. O da biraz eğlenmeyi hak etmişti.

''Bu dar, deri pantolonla her gün görmüyorum seni. Tabii kıskanacağım.'' demişti ondan kurtulduğu ve ona baktığı sırada. Jungkook da gözlerine dahi ulaşan bir gülüşle kendisine bakıyordu. O da sırıtmadan edemedi. Ona karşı koyamıyordu.

''İstersen artık hep bu tarz pantolonlar giyerim. Bu kadar beğendiysen.'' dediğinde gözlerini devirmişti Yoongi. Onun için hava hoştu, istediğini giyebilirdi fakat hiç mi düşünmüyordu bu kadar dikkat çekecek bir giyiminden sonra bir sürü insanın ona bakacağını?  Ama bu düşüncesini tam olarak belli etmedi.

''Sen bilirsin. İstediğini giyebilirsin.'' dedi ve yürümeye başladı. Gidecekleri yer sahildi, parti sahibi kocaman bir yat kiralamıştı. Kendisi üç yıldır bu okuldaydı fakat daha önce birisi bu tür bir parti yapmamıştı. Ondan öncekileri bilemeyecekti tabii.

''Partiye gelmek istemeyen sendin ama bayağı süslenmişsin bakıyorum.'' Jungkook tekrar yanında yürümeye başlarken dediğiyle üzerine bakmaya başladı. Pek süslenmemişti aslında, sadece iddialı bir transparan gömlek ve üstüne de bir deri ceket almıştı. Bu kadardı, abartmış mıydı yoksa?

Sober | yoonkook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin