6-Acı

489 53 4
                                    

''Hyung, bunları da yazdın mı?''

Kafasını sallayarak onayladı ve önündeki kağıdı Jimin'e uzatırken hızlıca onun olduğu yere bir göz attı. Telefonuyla ilgileniyordu, uzun zamandır telefonuna bakıyordu. 

''Şimdi bunları yaz.'' diyerek başka bir kağıt uzatmıştı Jimin. Bıkkınlıkla burnundan bir nefes verdi ve uzatılan kağıdı aldı. Onları da önündeki kağıtlara geçirirken arada Jungkook'u kontrol ediyordu.

''Yazarken anlamaya da çalışıyorsun değil mi?'' Hayır, anlamıyordu. Ne yazdığı hakkında hiçbir fikri yoktu, ama önemli değildi. Nasıl olsa eve gittiğinde birkaç kez tekrar etse hallederdi.

''Hm hm,'' ama düşündükleriyle söylediği aynı değildi yoksa Jimin'in ona kızacağını biliyordu.

''Umarım öyledir hyung,'' demişti Jimin imalı bir sesle. Bakışlarını ona sabitleyip tek kaşını havaya kaldırmıştı. ''Senin için gittim notlar aldım bak, çalışsan iyi edersin. Son zamanlarda aklın bir karış havada gibi.''

Bir süre daha ona bakmış ve tekrar yazmaya odaklanmıştı. Bazen dalgın olabiliyordu, demek bunu oldukça belli ediyordu. Biraz kendine dikkat etse iyi olurdu.

''Bir şey demedin.'' diye parmağıyla onu gösterirken biraz bağırarak söylemişti Jimin. ''Hyung hemen itiraz etmen gerekiyordu. Bir şey oldu değil mi? Anlatmayacak mısın?'' diye meraklı bir sesle sormuştu.

Yoongi kafasını sağa sola sallayarak geçiştirmişti onu. Hemen de anlamıştı.

''Ama hyung neden? Kötü bir şey mi?''

Yoongi sıkıntıyla elindeki kalemi bırakmış ve baygın gözlerle Jimin'e bakmaya başlamıştı.

''Bir şey yok Jimin. Bu kadar üstüme gelme.'' Sesinin nasıl çıktığından emin değildi ama Jimin'in susup üzgün gözlerle ona bakmasıyla pek de iyi çıkmadığını anlamıştı.

''Tamam hyung, özür dilerim.'' demişti Jimin. Yoongi 'ah' diyerek elini saçlarına atmış ve ''Özür dileme. Bir şey yapmadın ki.'' demişti. Jimin omzunu silkip hafifçe gülümsemişti. ''Olsun, önemli değil.''

Ardından tekrar kağıtlara dönmüşler ve işleri bitene kadar oradan kalkmamışlardı.

Yoongi, son kelimelerini de yazdığında rahatlamak için biraz gerinmişti ve gözleriyle onu aramıştı. Hala kendileri gibi oturuyordu ama bu sefer elleri ceplerinde etrafını izliyordu. Gülümsemeden edemedi. Gözlerini ondan çekeceği sırada onun birden ayaklanıp yürümeye başladığını gördü. Elleriyle önündeki kağıtları toplayarak gözleriyle onu takip etmeye başladı. Sonra, onun arkasından hızla koşan birkaç kişiyi gördü, koskoca adamlardı ama gülüşerek birbirlerini yakalamaya çalışıyorlardı. Gittikçe Jungkook'a yaklaştıklarını fark etti ve onların ona çarpacağını anladı. Ne olacağını beklerken içinden umarım kavga çıkmaz, diye geçirmişti.

Ama onu yanıltacak başka bir şey oldu. Ondan biraz uzakta olmasına rağmen içine bir öküz gibi oturan acı bir inleme duyulmuştu. Gözleri yere düşen Jungkook'u görünce şaşkınlıkla büyümüş, hızla yerinden kalkmıştı. Jimin'in ona seslenmesini umursamadan oraya giderken birkaç kişinin de sesi duyması üzerine onun başına toplandığını görmüştü. İçindeki endişe yanına varana kadar gittikçe büyümüştü. Birkaç kişiyi ittirip dizleri üzerinde yanına çökerken onun acı dolu ifadesine bakmıştı. Kalbi endişeyle harmanlanmıştı ve elini ona doğru uzatıp başına koymuştu. Etrafındaki sesler uğultudan ibaretti, tek odaklandığı ses onun inlemeleriydi.

Sober | yoonkook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin