14-İtiraf

446 54 8
                                    

Daha fazla orada öylece durmak bir işe yaramayacağından hemen Jimin'in yanına dönmüştü ve birkaç şey söyleyip çantasını ona bırakarak çıkmıştı okuldan. Hızla yoldan geçen bir taksiyi durdurup binmişti ve yolda giderken Jungkook'un kendisine bakan gözlerini sindirmeye çalışmıştı.

Çok kötüydü, Jungkook'un bakışları öyle kötüydü ki bunu atlatamayacak, diye düşündü. Bunun olacağını biliyordu, kendini hazırladığını söylemişti ama bir işe yaramamıştı. Kendini kandırmış olmalıydı. Gözlerinde gördüğü o acı ve şaşkınlığı bunu gösteriyordu. Bunu atlatamayacak gibiydi ve Yoongi ne yapacağını bilmiyordu. Ona nasıl yardım edebilirdi, nasıl üstesinden gelmeliydi bunun, bilmiyordu.

Hastaneye geldiğinde hemen taksiden indi ve koşarak içeri girdi. Daha geçen gün öğrendiği yere giderken kulaklarının uğuldadığını hissetmişti, kalbini yine kara bulutlar esir almıştı ve onu sıkıştırmaya başlamışlardı. Yukarı çıktı ve o koridora geldiğinde ağlama sesleri duydu. Göğsü sıkışmaya başlarken bakışlarını o tarafa çevirdi ve gözleri direkt onu gördü. Durmuştu bir süre, ardından nefes alışları düzelmeye başlarken yürümeye başlamıştı. Gözlerini ondan çekemiyordu ve o çok kötüydü. Bunu nasıl atlatacaktı?

Birkaç kişi daha vardı ve onların çocuğun ailesi olduğunu anladı. Bir kadın da tıpkı Jungkook gibi ağlıyordu ve başında bir adam vardı. Onlara yakın bir yerde durup tekrar Jungkook'a baktı. Camdan, artık nefes almayan en yakın arkadaşına bakıp yalvarıyordu. Ne dediğini anlamıyordu, konuşuyordu ama anlaşılmıyordu. Aynı zamanda ağlıyor ama sakinleşmek için herhangi bir şey yapmıyordu. Delirmiş gibiydi ve Yoongi öyle kötü hissetti ki bu duygu onu afallatmıştı.

Biraz daha yürüyüp camdan görebileceği mesafeye geldiğinde geçen gün tanıştığı çocuğa baktı. Artık vücudunda hiçbir boru takılı değildi nefes almasını sağlayan. Artık kendi iradesiyle nefes almıyordu ve o, o gitmişti. Yoongi onu hiç tanımıyordu ama içinde öyle bir şey vardı ki o gittiği için kahrediyordu onu. Çok kötüydü.

''Bırakmayın onu ne olur.'' Jungkook'un yalvarışı onu kendine getirmişti. Ona odaklandığında bir adamın onu sakinleştirmeye çalıştığını gördü. Onun yanına giderken adamla göz göze gelmiş ve gülümsemeye çalışmıştı. Adam geri çekildiğinde yerini Yoongi aldı. Yandan ona bakarken gözlerinin sulandığını hissetmişti. Derin bir nefes alıp bunu engellemeye çalıştı. Şimdi olmazdı.

''Jungkook,'' demiş ve koluna dokunmuştu bir zaman sonra. Başını cama yaslamış ağlayan Jungkook onun sesini duyduğunda kafasını kaldırmış, kızarmış gözlerini onunkilerle buluşturmuştu.

''Yoongi,'' demişti yıkılmış bir sesle.

''Yoongi o gitti.''  Ardından tekrar cama dönmüştü ve elini cama yaslamıştı.

Yoongi de onun gibi çocuğa bakmış ve tekrar ona çevirmişti kafasını. Eli omzuna sarılırken Jungkook'un sayıklayarak ağladığına şahit olmuştu.

''Gitti artık, hiç gelmeyecek.''

Yoongi çökmüş omuzlarıyla birlikte başını onun omzuna dayamıştı. Jungkook'u böyle görmek ona hiç iyi gelmiyordu ve bir de bu olanlar...

''Götürüyorlar,'' demişti Jungkook fısıldayarak. Ardından elini camdan çekip Yoongi'yi umursamadan yürümeye başlamıştı. Yoongi endişeyle onun peşinden giderken Jungkook hastanede olduğunu unutmuşçasına arkadaşına sesleniyordu. Doktorlar tarafından odadan çıkartılan arkadaşını görünce daha çok ağlamaya başlamıştı ve bu görüntü öyle bir içine oturmuştu ki Yoongi'nin o da atlatamayacağını düşünmüştü. Çok kötü hissediyordu, çok kötüydü.

Sober | yoonkook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin