3. Bölüm

694 103 17
                                    


İzmir/Alsancak

Telefonumun saçma melodisiyle güne başlarken içimden ufak bir küfür ettim. Uyanmaktan nefret eden insanlardandım bende, çünkü yüzünü görmek istemediğim şahıslarla her sabah yüz yüze gelmek zorunda kalıyordum. Sabır çekerek kendimi sakinleştirip yataktan çıktım, her insan gibi banyoya gidip işlerimi hallettim. Evdekilere selam vermeden odama geri dönüp üstümü değiştirdim, okul üniformamı giyip camdan havaya baktım. Üzerime ince bir hırka alıp çantamı da sırtıma taktıktan sonra odamdan çıktım. Odadan çıkınca mutfak kapısında bekleyen babamla göz göze geldik, bana baktıktan sonra "Kahvaltı hazır" diyerek içeri girdi. Aç hissetmediğim için "Yemeyeceğim, afiyet olsun." diyerek kapıya adımladım. Evden çıktıktan sonra okula doğru adımlamaya başladım, kulağımda en sevdiğim şarkılar eşliğinde okulun hemen yanında sigara içtiğimiz parka girdim. Tanıdık yüzleri görünce selamlaşıp şarkıyı kapattım, ufak bir muhabbetten sonra sigaralarımızı söndürüp okula ilerledik. Kapıdan içeri girerken güvenlik ile selamlaşıp otoparka baktım, eksik araba olmadığına göre hiçbir dersimiz boş geçmeyecekti anlaşılan. Son sınıf olduğumuz için sınıfımız en üst kattaydı, koşar adım merdivenleri çıkıp koridara giriş yaptım.Birçok kişiyle göz göze geldim fakat bir çift yeşil göz her zaman olduğu gibi bu seferde heyecanlanmama sebep oldu. Bir an duraksayacak gibi oldum fakat hemen toparladım, gözleri üstümdeyken bir şey belli etmemeliydim. Sınıflarımız karşılıklı olduğu için muhabbetimiz vardı, sınıfa girerken ufak bir tebessüm eşliğinde selam verdim. Ben ufacık gülümserken o kocaman gülmüştü, gülüşünü sevdiğim. İçimi kaplayan mutlulukla sınıftan girip yüksek sesle "Günaydın!" diye bağırdım kendime engel olamadan. Herkes bana bakıp gülerken (bazıları sabah sabah bu ne enerji der gibi bakıyordu) onları çok umursamadan sırama geçtim. Birkaç samimi olduğum arkadaşlarım ise laf atmadan duramadı "Günaydın reis, bu ne enerji yahu" dediklerinde gülüp omuz silktim sadece. Sırama yerleşip telefonumla oynarken kapıdaki hareketlilik dikkatimi çekti bakışlarımı oraya çevirdiğimde Göksu ile Asena'yı gördüm. Telefonu bırakarak onları izlemeye başladığımda üzerimdeki bakışları hissettim. Sağıma döndüğümde Gökhan'ın bana sırıtarak baktığını gördüm "Ne oldu?" diye sorduğumda omuz silkerek bakışlarını kapıya çevirdi. Bir süredir bana bir şeylerin imasını yaptığını fark ediyordum ama anlamamazlıktan geliyordum çünkü henüz erkendi bir şeyleri anlatmam için. Tekrar kapıya döndüğümde Göksu'nun bize doğru geldiğini, Asena'nın ise kapıda durmuş beni izlediğini fark ettim. Göz göze geldiğimizde gülümseyip sınıfına doğru ilerledi, Göksu gelip yanıma yerleştiğinde Gökhan'ın önümüzdeki sıraya oturduğunu fark ettim. İkimizde doğrudan Göksu'ya baktığımız için o da dönüp bize bakmaya başladı, aramızda bir süre sadece sessiz ve anlamsız bir bakışma geçti. Göksu dayanamayıp "Ne bakıyorsunuz acaba?" diye sorduğunda cevaplayan ben oldum "Asena ile ne konuştunuz?" böyle bir soru beklemiyor olacak ki şaşkınlığı yüzüne yansıdı. Beni anlamaya çalışır gibi yüzüme bakması Gökhan'ı güldürünce ona dönüp baktı sonradan o da bir şeyleri anlamış gibi "Neden bu kadar merak ettin ki?" diye gülerek sordu. Bu ikisinin diline düşmektense, uçurumdan düşerim daha iyi "Hiç öyle merak ettim" dediğimde ikisi bakışıp imalı şekilde bana döndüler "Aman be sizinde dilinize düşmemek lazım" diyerek önüme dönüp onları görmezden geldim. Hala bana bakmaya devam ettikleri için öğretmenin geldiğini fark etmediler, ben ayağa kalkınca onlarda tahtaya dönüp sonra ayağa kalktılar. Gökhan yerine giderken Göksu yanımda dikilmeye başladı, öğretmenle selamlaşıp yerimize oturduğumuzda dersin defterini çıkarıp not almaya hazırlandı. Ben ise her zaman ki gibi sadece dinlemeye başladım, yoklamayı aldıktan sonra derse giriş yapan hocamızla sınıf sessizleşti. Her ders olduğu gibi uyuma pozisyonu aldım, nasılsa bana bir şey katmayacaklardı. Okulu bitirdikten sonra üniversiteye gitmek gibi bir şansım olmadığı için önemsemiyordum, zaten staj yerine normal bir işte çalışıyordum. Öğretmenlerimde durumumu bildiği için ses etmiyor anlayış gösteriyorlardı, derslerde ve okulda düzgün durmam şartı ile tabii ki. Aslında öyle çok yaramaz bir öğrenci değildim, özellikle derslerde kurallara uygun hareket ederdim fakat bazı şahıslar benim sınırımı aşıyordu ve bu da kavga etmeme sebep oluyordu. Kafamı boşaltıp uyumak istiyordum artık, üst üste blok matematik dersi şu an çekebileceğim bir ders değil....

Vuslat-ı Mahşer (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin