5. BÖLÜM| ŞAH MAT

18.5K 462 367
                                    

Gerçeklik algım daima herkesten farklı olmuştu. Hayatımın son beş yılını hatırladığım yarım kalan anların gerçek mi yoksa birer hayalden mi ibaret olduğunu anlamakla geçirmiştim. Önce bana büyük yükler verdiler, sorumluluklarla küçük yaşta ezdiler. Sonra elimdeki tüm gücü ve iradeyi aldılar. Evet, İhtilal tam olarak bundan ibaretti; ne eksikti ne de fazlasıydı.

Dedem Hisar Arhan. İhtilal'in gerçek kurucusu. Senelerce yeraltına adını fedakarlık ve insanları ezerek bir yerlere gelme sonucu kazımış o adam. İhtilal acımasızlıktı ve acımasız adamların yeriydi. Benim orada yerim olamazdı. Onlar da en az benim kadar bunu iyi bilmesine rağmen benden bir ümit yardım beklemişlerdi.

İhtilal'le ilk defa 14 yaşımdayken tanımıştım. O gün babam beni okuldan almaya gelmişti. Arabada sessiz sedasız her zaman olduğu gibi ilerlerken babama bir telefon gelmişti. Arabanın hızını arttırarak eve giden yoldan saparken bana; asla arabadan inmemem, ne kadar zaman geçerse geçsin onu arabada usluca beklemem gerektiğini tembihlemişti. Dakikalar sonra izbe, otluk bir yolda bir ağacın kıyısına arabayı çekmişti. Tedirgin bir şekilde etrafı izlerken gördüğüm tek şey bu düzlük arazinin ilerleyen kısmında dizilen ambarımsı büyük ve harabe birkaç bina ve önüne sıralanmış siyah arabalar. Son defa bana dönüp uyarıcı konuşmalarının ardından hızlıca arabadan inip o binaya ilerlemişti.

Soğukkanlılığımı o yıllara borçluydum belki de. Babam beni sevgi dışında her konuda gerçekten güzel yetiştirmişti. Sakince sırt çantamdaki boş defter ve bir kalemimi çıkartarak saatler süren bekleyişim başlamıştı. Hatırladığım en net anılarımdan biriydi. 4 saate yakın o arabada sessizce boş defterime hikayeler kurgulayarak babamı beklemiştim. Bekleyişim son bulurken o siyah arabaların sadece birkaçı dolmuş, üstü başı titiz giyimli takım elbiseli adamlar oradan ayrılmıştı. Aradan çok geçmeden babam arabaya gelmişti. Ona sorular sormamalıydım, çünkü onun işlerine karışmamam gerektiğini her seferinde dile getirerek bana iyi öğretmişti. Yine de çocuksu merakıma yenik düşüp ne olduğunu sorduğumda belki de ilk defa sorum yanıtsız kalmamıştı.

"İhtilal için yeniliklere mecbur bırakıyoruz. Deden bana devretmek zorunda bırakılıyor. Her şey hallolacak."

Son cümlesi beni sakinleştirmesi gerekirken aksine sırtıma binlerce yükü yüklediğini bilmememe rağmen sezmiştim. Açıklaması bununla son bulmuştu.

17 yaşıma kadar babam ve dedemin işleri hakkında hiçbir zaman net bilgilere sahip olmamıştım. Pis işler olduğunu, insanların canlarının yandığını ve tehlikeli olduğunu bilmek ve fark etmek dışında gerçekten de hiçbir bilgim yoktu.

Seneler sonra o gün, 17. doğum günümde, İhtilal'le tanıştım. Hiçbir zaman doğum günlerini kutlamazdık. Öyle bir alışkanlığım ya da beklentim de olmamıştı bu yüzden. Doğum günümde kendime küçük bir kek alıp tek bir mumu üzerine dikip gelecek yaşım için hayaller kurardım. Tabii bu da gizlice olurdu. Okuldan sonra eve gelmiştim, bir şeyler atıştırdıktan sonra ders çalışmak için odama çekileceğim sırada babam beni aramıştı. Az sonra bir araba yollayacağını ve derhal çalışma odasında tarif ettiği kasanın içindeki tüm eşyaları bir çantaya koyup benimle birlikte ona götürmem gerektiğini söyledi. Kasanın şifresinin annemin sırrı olduğunu söylemeyi ihmal etmedi. Annemin sırrı... Bunu iyi biliyordum.

Babamın dediklerini ikiletmeden yapmıştım. Çalışma odasına girip kasadan çıkan bazı dolu dolu dosyaları, bir kırmızı kadife büyükçe keseyi ve oyma ahşaptan olan kutuyu sırt çantama koyduktan sonra kapının önüne gelen araçla onun yanına gitmiştim. İhtilal'e gitmiştik. Araçtan indiğimde yüzüme çarpan ve karanlık araziyi aydınlatan lacivert tabelayla canlı kanlı ilk defa yüzyüze geliyordum. İhtilal.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 30 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İhtilal (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin