Ravzanın babası Serhatı Lübeck Cami'den tanıyor, orada her organizasyonlarda yardım ettiğini görmüştü..
"Gel oğlum sana işim düştü" diyerek Serhat'a bir iş buyurdu. Bir kaç kilometre sonra büyük bir türk bakkalı var, oraya gitmesini istedi. Eline liste verdi ve Serhat hemen arabasına binip yola çıktı..
O arada "Baba.." diye bir ses geldi.. Cihad'ın babası gözünü açtığını görünce "Hanım, Suheda.. Gel çabuk gel gel oğlumuz uyandı. Çok şükür ya Rabbım!" diyerek ellerini semaya yükseltti.. Ardından duâlar okudu.. Annesi gelince "Canım oğlum, iyimisin? Nasılsın?" dediğinde ağlamaya başladı.. Bir kaç dakika sonra doktorlar odaya girince panik yapmaya başladılar.. Cihad uyanması tuhaf olduğunu ve çok erken uyandığını açıkladılar, kalp krizi geçirebilir dediler.. Annesi ağlamaya devam etti..
"Çok kan kaybetti, acil kan lazım!" A Rh positif kan grubunuz varmı beyfendi?" diye Cihad'ın babasına sordu, hayır dediğinde doktor odadan ayrıldı.. Babası bir kaç saniye yerinde durdu ve hemen onun peşine takıldı. Doktor ortadan kaybolunca ne yapacağını şaşırdı.. Ardından derin nefes almak için dışarıya çıkmaya karar verdi.. Orada dolanıp durdu.. Hastanenin önünden geçenlere "Sizde A Rh positif kan grubu var mı? Lütfen çok acil" sorduğu kişilerin hepsi hayır dediklerinde devam sormaya başladı.. Hastanenin hemen karşısında büyük bir türk bakkalı vardı, hemen oraya koştu.. "Lütfen herkes beni dinlesin! Oğlum çok hasta ve kan lazım. Kimde A Rh positif kan grubu var? Lütfen yardım edin"
Türk bakkalın içinde dolandı herkese sordu.. Kimseyi bulamayınca göz yaşları çıktı.. "Nolursun, kimse yokmu?" dükkandan tam ayrılmak istediğinde "Amca, dur bende var o kan grubu.."
_______________________________
Sizce Cihadın babasına kim seslendi. Serhat olabilir mi? Devamı nasıl olacak acaba? Yorumlarınızı bekliyorum :)
☆ Hikayeyi devam okumak istiyorsanız, voting etmeye unutmayalım inşaAllah..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Helalim ol
Teen FictionBiz aşk dediğimizde, onlar şevhet olarak gördüler. Yani nasıl desem.. Her şekilde ulaşılabilir olduk, sosyal medya bizi bu duruma getirdi malesef.. Ve o yüzden özlemenin anlamı bilemez olduk. Mektuplar yazılmıyor, mesajlar atılıyor.. Yastık altında...